80’lere Adanmış Epik Bir Beat’em Up Destanı: Yakuza 0

Bu yazıyı yazma sebebim, şiddeti alabildiğine estetize ederek vermenin yanı sıra kahramanlarından kötü adamlarına dek gerçek anlamda altı dolu bir kurgu örneği olma özelliği içeren bir başka uzakdoğu yaratımı kurguyu sizlere tanıtabilmiş olmak. Köklü Japon oyun firmalarından SEGA tarafından hazırlanan, oyunumuz batıda Yakuza, Japonya’da ise Ryu Ga Gotoku adıyla bilinir. Anavatanında 2005 sonlarında başlayan hikayesini, serinin 6’ncı oyunu ile 2016’da sonlandırmasına karşın ileride adını sıkça duymaya devam edeceğiz. Seri ülkemiz oyuncularına genetik anlamda yakın gelecek birçok niteliğe sahip.

Yazının bundan sonrasında Yakuza olarak anacağım serinin batıda 2006’da çıkan ilk oyununun batıda 2017 sonlarında çıkan remake’i Yakuza Kiwami’ye giriş niteliğinde hazırlanan ve PS4 için 2017 sonunda, PC için de bu ay piyasaya çıkartılan Yakuza 0 ise bu yazının konusu. Yakuza serisi ana hatlarıyla üçüncü kişi perspektifiyle açık dünyada gezinebildiğiniz, JRPG elementleri de içeren bir beat’em up. Elbette bu oyun bowling, salon beyzbolu yada bilardo gibi sporlardan slotcar yarışlarına, dans ritmi oyunlarından karaoke’ye, Virtua Cop benzeri rail shooter’lardan dating sim’e dek uzanan saymakla bitmeyecek denli çok yan oyun elementlerine de sahip. Bu yüzden Yakuza serisinin genelinde olduğu gibi bu oyunu da hibrid bir oyun  deneyimi olarak tanımlamak doğru olacaktır.

Serinin 1999 ve 2001 yapımı oyunlarını bu ay bir araya getiren Shenmue I & II derlemesi

Serinin geçmişine ve bu noktaya nasıl geldiğine dair ana hatlarıyla bir özet geçmek için 1999 yılına dönmemiz gerekiyor. Her ne kadar sayıca çakma NES’ler kadar olmasa da ülkemizdeki çoğu oyuncunun  sahip olduğu ilk oyun konsollarının arkasındaki isim olan ve hayatımıza Valkyria Chronicles, Bayonetta, Sonic, Streets of Rage, Outrun, Virtua Fighter, Golden Axe, Altered Beast ve Virtua Cop gibi sayısız oyunu sokan SEGA, o yıllarda büyük bir değişikliğin eşiğindedir. 80’ler sonundan bu yana SEGA’nın pek çok hit oyununun yapımında ve oyun dünyasındaki grafiksel anlamda inovasyon yaratan birçok projede bizzat yer alan Yu Suzuki’nin ise bir planı vardı:

Yeni Bir Oyun Türü Yaratmak

Bu tabirle oyunu pek de abartmış olmayız sanıyorum. Zira GTA III’den yıllar önce bu oyunla doruğa çıkmaya başlayacak trendi önceden öngören, planlanmış olayların oyun içi zaman içerisinde etkileşimli gerçekleştiği ve oyuncunun açık dünya deneyimini sanal bir şehir üzerinde tecrübe edebildiği bir aksiyon oyunu yapmak bu dönem için inanılmaz bir meydan okuma idi. SEGA, babasının katilini arayan bir gencin Yokosuka şehrindeki maceralarını anlatan Shenmue’yi dönemin ümit vaat eden konsolu Sega Saturn’e çıkarmaya hazırlanıyordu. Ancak konsolun o dönemdeki rakibi Sony PlayStation (Şu anki adıyla PS1) karşısında ağır hezimete uğrayacağı kesinleşmişti. Bunun üstüne B planı olarak oyunun tüm verileri yeni çıkarılacak olan Dreamcast konsoluna adapte edilerek piyasaya sürülmeye karar verildi.

Shenmue, farklı konsollar arası veri adaptasyonunun o dönem için zahmetli ve maliyetli yapısı sebebiyle SEGA’nın 70 milyon $ içeri girmesine sebep olmuştu. 1999 sonlarında piyasaya güç bela çıkabildiğinde büyük ilgi gördü. “Gelmiş geçmiş en iyi oyun” olarak tanımlayanlar bile oldu. Oyunun gördüğü ilgi üzerine ertesi yıl İngilizce’ye de çevrildi ve 2001’de devam oyunu Shenmue II geldi. Öte yandan SEGA halihazırda bu oyuna o denli çok para gömmüş ve oyun gördüğü ilgiye karşın bu maliyetin o denli uzağında kalmıştı. Oyunun yaratıcısı Yu Suzuki tarafından bizzat açıklanmasına karşın Shenmue Online iptal edildi. Shenmue III ise tarihin derinliklerinde uzun süre unutulmuş şekilde kaldı. Neyse ki Shenmue I & II PS4 ve PC için yakın zamanda oyuncularla buluştu. Shenmue III’ün ise gelecek sene oyuncularla buluşacağı kesinleşti. Bu geri dönüşü borçlu olduğumuz şey ise kuşkusuz Yakuza serisinin kazandığı muazzam ticari başarıdan başka bir şey değil.

Yakuza (Ryu Ga Gotoku) serisinin ilk oyunu 2005’de Japonya’da, ertesi yıl da batıda büyük ses getirmiştir.

Yeniden Doğuş

SEGA, Dreamcast konsolunun da gümlemesiyle oyunlarını ezeli rakipleri olan Sony’nin PlayStation 2’sine çıkartmak zorunda kalmıştı. Bu kez son bir çaba ile kendilerine zahmetli bir geliştirme süreci yaratmaması için Shenmue’nun interaktif açık dünyasını oluşturan Yokosuka şehri kadar büyük olmayan kurgusal bir şehirde (Tokyo’daki Kabukicho semtinin kurgusal bir karşılığı olan Kamurocho) geçmesine karar verildi. Oyuncunun eylemlerinin bölüm bitene dek zamanı ilerletmediği, fakat Shenmue’ye göre dövüşlerin çok daha fazla ve yoğun geçtiği bir oyun yapmaya karar verirler. Shenmue projesinde Yu Suzuki’nin yardımcısı olan Toshihiro Nagoshi bu projenin başına geçirilen isim olur. 2005 sonunda Japonya’da piyasaya çıkan bu ilk Yakuza oyunu (Ryu Ga Gotoku) büyük ses getirir ve o günden bu yana remake’ler ve özel sürümler sayılmazsa toplamda ana hikaye için ana hikaye için 7 ve 4’ü paralel evren ve farklı zaman dilimlerinde geçen 7 spin-off olmak üzere 14 farklı Yakuza oyunu yapılır, haliyle de bu külliyat 10 milyondan fazla satışa ulaşarak SEGA’yı sıkıntılı zamanlarından kurtararak firmayı gani gani ihya eder.

Yakuza serisinin PS2’deki ilk oyunu batıya geç ama oldukça gösterişli şekilde getirilmiştir. Önemli roller içerisinde Eliza Dushku, Michael Madsen ve Mark Hamill’i görebiliyordunuz. Oyun, her ne kadar irili ufaklı birçok çeviri hatası barındırıyor olsa ve içerik makaslanmasına maruz kalmış olsa da oldukça sağlam satış rakamlarına ulaşmıştı.

Hikaye Akışı

Yakuza serisi boyunca birçok komployu göğüsler, olayları kaba gücümüz ve dürüstlüğümüzle çözer, öte yandan kendi safımızda sandığımız kişilerin ihanetleri yada gizli niyetleri ile karşılaşırız. Bir yandan da düşman taraftaki insanların kendi savaşlarının gerekçelerinin arka planını anlamaya başlar, bunların bazılarına empati yapma noktasına bile geliriz. Kısaca tanımlamak gerekirse bu oyun serisi 90’lar dizisi Deli Yürek’in, Marvel kahramanı Luke Cage‘in, video oyunu klasiği Metal Gear Solid’lerin, Anime klasiği Fist of North Star‘ın ve arcade’lerin beat’em up klasiklerinden Final Fight ile Streets of Rage’in kesiştiği noktada bulunur. (…Tabii böyle bir kesişim noktası mevcutsa. )

Bunun yanı sıra City of Violence, birçok benzer sahnesi, kardeşlik teması, dövüş kareografileri ve ucundan da olsa 80’lerden bir hava taşıyor olması ile kanımca Yakuza 0’dan kesinlikle önce izlenmesi gereken bir film. Bölüm sonlarında bir yerlere baskına gidip milleti döve döve kat kat ilerlediğimiz kısımlar, özellikle de Camellia Grove’a yapılan baskın sahnesi bu oyunu oynarken filmi bana oldukça anımsattı.

Soldan sağa doğru: Kazuma Kiryu, Shintaro Kazama, Akira Nishikiyama.

Konuya geri dönersek, yazımızın konusu olan Yakuza 0 serinin 2005’deki ilk oyunu Yakuza’yı (2017’de yenilenen adıyla Yakuza Kiwami) “Bubble Age” çağının son yılları arka planında temellendiren bir konuya sahip. (“Bubble Age de nesi?” dediğinizi duyar gibiyim, merak etmeyin bununla ilgili bir yazımız olacak) Oyun, hikayenin ana kahramanı Kazuma Kiryu odağında ilerlese de gerek ikinci oynanabilir karakter senaryosunun serinin diğer oyunlarında anti-kahraman olarak gördüğümüz Majima Goro odaklı olması, gerekse de ana hikayenin bağlı bulunduğu diğer tüm oyunlara şu yada bu şekilde göndermeler yapması ve o oyunların karakterlerinin bir kısmına şu yada bu şekilde yer vermesi nedeniyle bir prequel’den çok serinin gerçek başlangıç halkası olarak kabul edilebilir. 1988’in son haftalarında başlayan ve bir haftadan kısa süre içinde sona eren ikili hikayeye oyunda Kamurocho semtinde yaşayan Kazuma Kiryu ile Soutenbori semtinde yaşayan Majima Goro’nun hikayenin yarısına değin birbirlerinden farklı bir noktada ilerler gibi görünüp son çeyrekte birbirlerini doğrudan etkileyen hikayeleri anlatılıyor.

Ortamın sükunetine aldanmayın. Her an birisi belasını aramak isteyebilir.

Dövüşler

Dövüşler oyunda önemli yer  tutuyor. Özellikle boss savaşlarının epik kelimesine cuk oturduğunu söylememek olanaksız. Oyun her ne kadar kendisini 18 yaş sınırının üzerine çekmemek için bazı kurnazca hamleler yapsa da bu zerre gözünüze çarpmıyor. Daha oyunun kontrol size bırakıldığı saniyesinde birisini öldürebileceğiniz GTA’nın aksine cinayet bu oyunda ismi konulmamış bir tabu. Bu ne demek, oyun size Yakuza kanı dökmemiş ve çıkarlarının yoluna çıkmamış herhangi bir insanı öldürmenin de, üstlerin onayı olmadan birini öldürmenin de Yakuza raconunda olmadığı hikaye içinde hissettirerek işe başlıyor. Zurnanın zırt dediği noktaya kadar kavgalarınız nefs-i müdafaa şeklinde. Teorik olarak birisinin ağzına inşaat çivisi doldurup yumruğu çakabilseniz ya da birisinin kafasını araba kapısının arasına sıkıştırıp tekmeyi basabilseniz bile bu bir cinayet olmuyor. Kulağa tuhaf gelebilir ama oyuncunun kafasına estiği yerde cinayet işleyememesinin, ailenin emir vermediği tek bir cinayetin bile çok ağır sonuçları olduğunun hissettirildiği bir oyunda bunun bir eksi olduğunu sanmıyorum.

Bu elbette hiç kimseyi öldürmediğimiz anlamına gelmiyor. Oyunun bilhassa 2. yarısından itibaren alenen birilerini öldürmek zorunda kalabiliyoruz. Ama bu kısımlar işleniş olarak sadece ilerki kısımlarda ve sizi öfke krizine sokacak denli çembere alındığınız bölüm finallerinde gerçekleşiyor. Hal böyleyken karakteriniz “Kimse buradan sağ çıkmayacak ulan!” diye bağırdığında bunu yadırgamıyorsunuz.

Yorumlar