1602 – Marvel Comics, Hz. Muhammed, King Robert The Bruce

Mağara ve örümcek benzerliğine; tabii ek olarak aradaki 600 yıllık tarih farkına, bakarsak Hz. Muhammed için anlatılan olayın Bruce’un hikayesine uyarlandığını düşünebiliriz. Sir Walter Scott’un 1827 tarihinde kaleme aldığı “Tales of A Grandfather being Stories Taken from Scottish History” adlı eserinde yer alan bu hikaye gerçekte yaşananlara benzemediğinden kurgusal bir uyarlama özelliği taşıyor diyebiliriz. Sir James 1643 yılında kaleme aldığı “The Black” Douglas, by David Hume of Godscroft (1560 – 1630) bu olayı ağaçtaki bir örümcek olarak aktarmıştır. Her iki İskoç hikayesinde de ana fikir “başarmak için asla pes etme”dir. Buna karşın mağara ve örümcek ağı vatan kurtaran kişi olarak Bruce’a atfedilen uyarlamada dini kutsallıkta bir göndermeyi içeriyor gibi. Ancak bu noktada kaynağın Hz. Muhammed olduğundan emin değilim.
Emin değilim çünkü kaynaklara göre günümüzden yaklaşık olarak 3060 yıl öncesinde de benzer bir olay yaşanmış. Bu kez olayın merkezinde Hz. Davud yer alıyor. Kral Saul (Talüt) ile mücadele eden Hz. Davud aynı zamanda dev Golyat’ı (Calut) sapanla öldüren kişidir ve kaçmak durumunda kalarak bir mağaraya gizlenmiştir. Aynı Hz. Muhammed ve Sevr Mağarası olayında olduğu gibi her ikisinin de ayaklarında yaralar oluşur v.s. Gerisi de aynıdır. Mağara, giriş, örümcek ağı, şaşırtılan düşman…
İskoçya’da hikaye anlatan-yazan yazarların İslam dinine ne kadar aşina olduğunu bilmiyorum ama İncil ve Tevrat’a daha hakim olabilecekleri gerçeğinden yola çıkarak uyarlamanın kaynağının bu olabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Ha, Hz. Muhammed ve Sevr Mağarası olayı bir uyarlama mıdır ya da içinde fazladan bir de güvercin yuvası olmasıyla eşsiz ve özel bir yaşanmışlıktır onu bilemiyorum. Zaten beni de ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren nokta entelektüel bir yazar olarak Neil Gaiman’ın kendi kültüründen alıntı yapmadaki başarısı ve farkına varmadan bende tetikledikleridir.
Ama şaka bir yana araştırma yaparken şunu gördüm ki; eğer Neil Gaiman bana ilham vermeseydi ve ben başka bir kaynaktan başka bilgilerle yine bu konuya el atsaydım muhtemelen “Hz. Muhammed ve Yoritomo” başlıklı bir yazı kaleme alabilirmişim. Çünkü 1200’lü yıllarda Yoritomo adlı mitolojik bir savaşçı düşmanlarından kaçmak için dev bir ağacın gövdesindeki yarığa saklanmış, bir örümcek oraya ağ örmüş ve düşmanları da onun orada olmayacağını düşünerek uzaklaşmışlar. Yoritomo da oradan çıkarak Japonya’nın önemli bir Shogun’larından biri olabilmiş.
Anlayacağınız tarih boyunca tekrar edilen benzer öyküler böyle bu şekilde akıp gidiyor ve ben yarattıkları dalgalanmaların içinde sörf yapmanın zevkini çıkarıyorum. Bunlara bir de arketipler kaynağından beslenen çizgi romanlarda rastlayınca değmeyin keyfime.
1602’yi hala edinmediyseniz veya okumadıysanız Cenk Könül çevirisiyle dilimize kazandırılmış olan, şaşırtıcı ve alternatif bir evrenin tadına varmak için yapıta ne yapın edin ulaşın derim ben.