Lavuk Evil Paladin’in Hikayesi – Bölüm 1

Bu bir D&D yazısı ancak her zamanki gibi bir tanıtım yazısı değil, biraz daha… Farklı…

Sıklıkla D&D haberleri ve tanıtımları yazsak da doğal olarak sadece kitaplarını okuyup haberlerini yayınlamıyoruz. Aynı zamanda, oynuyor ve oynatıyoruz da… En son oyunumuzda neler olup bitti? Hepsi az sonra burada!!!

(NOT : Diyaloglarda söylenen sözler birebir olmasa da arkasında yatan fikirler aynıdır…)

“Sülaleminiz Adı Ne Olsun?”

Az sonra demişken hemen yani… Neyse efendim, yeni bir oyuna başladık. DM’imiz İMÇ (İbrahim Muhammet Çelik) denen beyefendi. Birkaç oyuncu daha var. Klanlar Vadisi denen, kuvvetli aileler ve derebeyliklerin didişip durduğu bir coğrafyada başlıyoruz. Güçlü ve geniş bir ailenin soyadını taşıyan karakterler olacağız. Yönelimlerimiz lawful evil, lawful neutral arasında bir yerlerde. Bendeniz, Oath of Vengeance Paladin oynuyorum. Yani işi bitirebilmek için elini biraz kirletmekten çekinmeyen, baskın ve rahatsız edici bir tip. Sırtında full plate, elinde greatsword, ışıldayan bazı büyüler ve çabuk sinirlenen soylu bir savaşçı. Seviye 2 başlıyorum.

paladin4

Karakterler çok önceden tasarlanmıştı ancak DM isterseniz ailenizin ismini siz seçin diyor. Birkaç gün evvel blue-ray olarak Bands of Brothers indirmiş ve tekrar izleyen arkadaşımızdan müthiş bir fikir geliyor :

“Sülalemizin adı Band of Brothers olsun!”

Bir güzel küfür ediyoruz kendisine… Sonradan anlaşıp ailemizin adının Kızılöfke Sülalesi olmasına karar veriyoruz. Kötü Kedi Şerafettin ve babası gibi çabuk sinirlenen yapımız varmış. Yakışır…

Sülalemizin en büyük kalesinde, oyuna tek kişi başlıyorum. Yavaş yavaş diğer oyuncuları (uzaktan kuzenlerim) bularak oyuna katacağım, plan o şekilde. Kalemiz kuşatma altında, biz bin kişiyiz kuşatmacılar altı bin kişi civarı. Ancak beni bıraksalar atlayıp hepsine dalacağım. “Siz kimsiz la benim sülaleme saldıriysiniz?”

Lordun Huzurunda…

Bakıyorlar bu oğlan dellenecek, Lordumuz beni huzuruna çağırıyor. Teleskop gibi bir şeyle, en yüksek kuleden yıldızları izliyor. Aramızda diyalog geçiyor :

Ben (Estanerion): Beni emretmişsiniz geldim lordum!
Lordumuz: Evet geç otur (Elini sallayarak daha önce orada olmayan bir koltuk peydahlıyor, lan zaten büyülü koltuk üzerimde ağır zırhlar felan otursam kırılır da adam da kafamı kırar mı diye bir süre düşündükten sonra temkinle oturuyorum).

Biraz savaş nasıl gidiyor geyiği yapıyoruz, iddaa`nın bahis oranlarının rakibimizin galibiyetine 1.40 bize ise 4.90 verdiğini söylüyorum. Durumumuz pek iyi değil gibi.

paladin3

Lord: Yıldızlarda bazı şeyler yazılı ve gizlidir.
Estanerion: Eee, öyledir ya herhalde (Ben anlamaz yıldız mıldız, maksat lordu onaylamak).
L: Tabi görmesini bilenler için oradadırlar.
E: Tabi yaa…
L: Gizli şeyler yazılıdır.
E: Yaaani…
L: Bazı şeyleri yıldızlardan okuyorum.
E: Anlıyorum (Bokumu anlıyorum!).
L: Sülalemiz vadide dağınık durumda, tüm güçlerimizi toplayacağız.
E: İşte şimdi konuşuyoruz, yeah baby!
L: Bu işe seni görevlendiriyorum!
E: VUR DE VURALIM, ÖL DE ÖLELİM LORDUM!
L: Öncelikle yıldızlarda yazılı olan, ailemizi bekleyen bazı felaketlere karşı savunacak savaşçılarımızı toplayacaksın.
E: Yıldızlarda yazılı olan… Eee tamam o zaman ben gideyim?
L: Bir dur hele (Eliyle omzuma dokunuyor, görüşüm açılıyor. Semaya yıldızlara yükseliyor, tekrar aşağı iniyorum hayalimde. Gönül gözüm açıldı, seçili olan kuzenlerimi nasılsa artık biliyorum. Gidip olmuş armut gibi tek tek toparlayacam hepsini).
E: Tamam ben şimdi gideyim mi?
L: Ne zaman hazırsan o zaman git evladım.
E: İyi o zaman görüşürüz…

Bu yazı, "Lavuk Evil Paladin'in Hikayesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar