Canavar Günlükleri: Tarrasque

Dungeons & Dragons’un kâbus yaratığı Tarrasque’ın, aslında bir Fransız efsanesinden türediğini biliyor muydunuz? Hatta bugün Tarascon diye bilinen bir yerleşime adını verdiğini? Gelin, sizi bir yolculuğa çıkarayım: İstikameti zaten söyledik, zaman ise Ortaçağ! Önce hemen bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim: Efsanedeki Tarasque tek R, oyundaki çift R ile yazılıyor, sonra her yerde farklı yazılmış demeyin.
Altın Efsaneler
Tarasque efsanesi, ilk kez Golden Legend’da geçiyor. Nedir diye soracak olursanız, kendisi İtalyan bir arşivci olan -aynı zamanda tabii ki rahip- Varagine’li Jacobus tarafından kaleme alınmış, Hristiyan azizlerin hayatını anlatan bir derleme kitap. 1260 civarlarında yazıldığı sanılıyor, ama her dini el yazması gibi sonraki yüzyıllarda önüne gelen ekleme yapmış. Kitapta büyük Hristiyan azizlerinin mucizelerle dolu hayat hikâyeleri anlatılıyor: Kutsal kişilerin hikâyelerinin anlatıldığı bu tür eserlere hagiografi deniyor. Hagiografiler, Ortaçağ’ın en popüler edebiyat eserleri, okuma yazması olan bu fantastik öyküleri okuyor, tek farkla: Çoğu gerçek olduklarını düşünüyor.
Golden Legend, masalsı üslûp altında toplu CV dosyası gibi bir şey. “Bakın seçilmişlerimiz neler yapmış?” temalı, işte hangi canavarı öldürmüş veya rakipsiz imanı sayesinde hangi kutsal güçleri edinmiş? Önce azizin isminin nereden geldiği ve kişiliği hakkında bilgi veriyor, sonra hayatıyla icraatlerine geçiyor. Kitabın tüm dönemlerde hem sanatçılar, hem de sanat tarihçileri için ne kadar değerli bir dökümantasyon olduğunu söylememe gerek yok: Çizecek hikâye lazım ve ilham mı gelmedi? Aç Golden Legend’ı oku. Filanca tabloda hangi efsanenin resmedildiğini mi anlamadın? Sor Golden Legend’a, söylesin. Detay olarak, İslâm peygamberi Muhammed’den “şarlatan ve büyücü” olarak söz ettiğini de ekleyelim. (Ne de olsa Ortaçağ’da hassasiyet derdi yok.)

Golden Legend
Bu kitapta bizi ilgilendiren kişi, Azize Martha. Hayır, Superman’in annesi değil, (ve hayır, Bruce Wayne’ninki de değil) ama dönemine göre gayet önemli bir figür; kendisi İsa’nın çevresinden Bethany’li Meryem (*) ile Lazarus’un kız kardeşi. Süper gücü ise, şarkı söyleyerek canavar sakinleştirmek. Sakinleştirdiği canavar da malum.
Evet, biz de Golden Legend’ın yolunu izleyelim:
Önce Soy, Sop, Köken
Şimdi sıkı durun, gerçeği açıklıyorum: Tarasque, aslında bir ejderha. Evet, yılların D&D’cileri, size söylüyorum! Haydi bir daha: Tarrasque aslında bir ejderha! Ama nasıl ejderha? Aslan kafalı, altı ayı bacağı var, kaplumbağa kabuğuyla kaplı bir öküz gövdesine sahip, yetmezmiş gibi pullu, uzun bir akrep kuyruğu var.
Yani cidden, kimin aklından çıktı acaba? Şimdi komik bir şey daha söyleyeyim: Anadolu’dan çıkmış olma ihtimali yüksek. Hayır, uydurmuyorum! Tarasque’ın Onachus ile Leviathan‘ın birleşmesinden doğan bir yaratık olup, Galatya‘dan geldiği söyleniyor. Şimdi bu cümleyi açalım: Galatya neresi? Bugünkü Ankara, Çorum ve Yozgat’ın olduğu bölgeye verilen isim. Bu ismi de, Romalı baskısıyla Trakya üzerinden Anadolu’ya göç eden, Galatlar diye bilinen Galyalı Keltler yüzünden almış.
Peki, Onachus neyin nesi? İzi öyle silinmiş ki, Onachus diye arattığımda ilk iki sayfa Monachus adlı otelle doluydu ve Google benim otel değil yaratık arayacağımı biliyor, gerisini siz düşünün. Onachus’un Bonnacon isimli yaratığa benzediği söyleniyor, işte o İlkçağ ve Ortaçağ’da yazılmış canavar kitaplarında epey ünlü. Resimde görüldüğü üzere, kibarca nasıl söylesem bilmem ki, yellendiğinde adama kalkan kaldırtacak kadar kötü koku salan dev bir boğa.

Bonnacon
Leviathan ondan çok daha ünlü, bir sürü kutsal yazıtta geçtiğinden olsa gerek. Biçimi, türlü efsanelerde deniz yılanından bir balinaya kadar değişiklik gösteren dev bir dişi deniz canavarı. Marduk sahibine bağışlasın, biri boğa biri deniz yılanı olan bu iki canavarın halvetinden Tarasque doğuyor. Golden Legend’da ise doğduğu yer “Galiçya Denizi” olarak geçiyor. Galiçya (***) İspanya’da olduğuna göre, ya Atlantik Okyanusu’ndan, ya da kuzeydeki Biskay Körfezi’nden bahsediyor. Güya ta oradan Fransa’daki Tarascon’a gelmiş. Bu arada Galiçya’nın kökeni Gallaecia, yani o da Keltçe.
Acaba Hangisi?
Şahsen oyumu Anadolu’dan yana kullanıyorum. Bunun için mantıklı bir nedenim yok. Sadece Galatlardan 1000 küsür yıl önce, o coğrafyada kök salmış Hitit kültüründe de aslan başlı, boğa gövdeli ve bacaklı yaratıklar olması bana ilginç geliyor. Coğrafi açıdan her iki seçenek de mantıksız: Galiçya İspanya’nın Atlantik Okyanusu tarafında, efsanenin geçtiği Rhône Nehri ise İsviçre’de başlayıp Akdeniz’e dökülüyor. (İtalya’nın solunda bu Tarascon) Yani, yaratığın tüm İspanya kıyılarını takip edip, kocaman bir U dönüşü yaparak yerleşime dadanması gerek. Anadolu’dan gelen yol daha da uzun, sudan gittiğini farz edersek Kızılırmak’tan Karadeniz’e, oradan Marmara Denizi ve Ege’ye gidip ta Yunanistan açıklarından dolaşması lâzım. İşin fantastik boyutunu bir tarafa bırakalım. Hayal gücünün göç yoluyla seyahat ettiğini düşünürsek, Tarasque’ın Anadolu’dan bir doz Hitit kültürü alıp, sonra atalarının ülkesine dönen Keltlerden çıkmış olması fikri bana makul geliyor. Tabii teorimin hiçbir tarihsel ve bilimsel dayanağı yok, siz de fikirlerinizi yorumlara yazabilirsiniz.

Rhône Nehri üzerinde, Tarrasque’ın bir zamanlar yaşadığı yere yapıldığına inanılan Tarascon Kalesi.
Leviathan konusunda ilginç bir nokta olduğundan parantez açıyorum, yazıya Tarrasque için tıklamış olanlar, Şimdi Efsane… başlığına atlasın.
Aç Bir Parantez: Kutsal Kitap Ama, Kimin Kutsalı?
Leviathan’ın Babil efsanelerindeki Tiamat olduğu sanılıyor. İlk kez Hanok’un Kitabı‘nda anılıyor (Book of Enoch). Enoch, Nuh Peygamber’in büyük büyük babası. Ancak bu kitabı, “rahatsız edici içeriğinden ötürü” neredeyse hiçbir kilise tanımıyor. Yani varlığını kabul ediyorlar da, kutsal metin saymıyorlar. İki tanesi hariç: Etiyopya ve Eritre’deki Ortodoks Kiliseler Hanok’un kitabını “Biblical Canon” denen kutsal kitaplara dahil ediyor. Peki ben, neden bu yazıda böyle bir parantez açtım? Çünkü, gökten düşen meleklerin Nephilim‘leri var edişi bu kitapta anlatılıyor ve rol yapma oyunlarıyla ilgilenen herkes “Nephilim” kelimesini en az bir kere duymuştur. Hanok Kitabı’nın parçalarının Ölü Deniz Yazmaları‘ndan (****) çıkarıldığını da söylersem, sanırım bu tür eski kitaplarla ilgilenenler ilginç bulacaktır, araştırın derim. Leviathan öyle bir canavar ki, kendi yazısını yazmak gerek.
Araştırma yaparken yakaladığım başka bir şey: Leviathan’ın sırtında Antichrist’ı taşıdığı ünlü romanesk çizimin battaniyesini yapmışlar. Vay arkadaş.
Şimdi Efsane: Azize ve Ejderha
3. sınıf fantastik roman adı gibi oldu ama idare edin. Hikâyemiz Fransa’nın Provence vilayetinde, Nerluc adındaki yerleşimde geçiyor. Tarasque Rhône Nehri’ni tutmuş, geleni geçeni yiyor, tüm araziyi talan ediyor, gemileri yutuyor. (Bu nehir konusu karışık, bu yüzden Tarasque’ın balık kuyruklu yarı ejderha olduğunu söyleyen efsaneler de mevcut, ama sırtındaki kaplumbağa kabuğu değişmiyor.)

Bu ne lan?! Bunu mu yenemediniz?
Golden Legend’da anlatılan tasviri özetleyerek çeviriyorum: Muazzam bir ejderha: Yarı canavar, yarı balık, bir öküzden büyük, bir attan uzun, kılıçtan keskin dişleri, iki yanı boynuzlu bir aslan kafası, yılan kuyruğu, gövdesinin iki yanında savunma amaçlı kullandığı kanatları var, on iki aslan ya da ayı gücündedir. Zırhı sayesinde (kabuktan bahsediyor) atılan taşlardan etkilenmez, ayrıca kovalandığında karın kısmından arkasına doğru dışkısını bırakır. (***) Dışkı bir hektarlık alana yayılabilecek miktardadır, yüzeyi de cam gibi parlaktır, dokunanı yakar.
Eh… sanırım “Babası osurursa oğlu sıçar,” bu noktada doğru bir tanım olur.
King Kong : Fransız Usulü
Martha, Tarasque’ın yanına gittiğinde yemek yemekle meşguldür, yemeği de tabii ki oradan geçen bir talihsizdir. Daha önce kendisine saldırmış nice mancınığı parçalamış, dağ gibi şövalyeleri telef etmiştir. Kahramanımız klasik aziz raconuna uyarak, önce canavarın üstüne kutsal su atar, sonra haç çıkarır. Tarasque bir etkilenir. (D&D diliyle save’i ucundan tutmamış, iki tur sonra çözülecek demek oluyor herhalde.) Sonra Martha, ilahiler söylemeye başlayınca yaratık olduğu yere çöküp dinler, kadının sesi çok güzeldir. Bak bak, çifte standarda bak. Kız kardeşinin adı Meryem olmasa, istediği kadar kurtarıcı olsun, sonu kazıkta biterdi. Jeanne’ı yaktılar, onu mu yakmayacaklar.
Neyse, Martha ejderhaya yaptığının yanlış olduğunu, kendisiyle şehre gelmesini söyler. (Yaman kadınmış, D&D oynarken sıkıysa bir ejderhaya böyle deyin, bakın neler oluyor.) Martha’nın sesiyle kuzuya dönen yaratık, kadını takip eder. Daha yerleşime girerken, köylüler tüm silahlarıyla saldırarak yaratığı tepelerler, Martha’nın sesiyle kremaya dönmüş Tarasque ise parmağını bile kıpırdatmaz, saldırıyı geçtim, en ufak bir savunmada dahi bulunmaz. Köylüler, yaratık öldükten sonra vicdan azabı çektikleri için “Tüh be, kendini bile savunmadı garip, vah! Yıllardır gemilerimizi yiyordu ama olsun…” diyerek, yerleşimin adını Tarascon olarak değiştirirler. Bu olayın M.S. 48’de olduğu yazılmış. Tarascon günümüzde hâlâ varlığını sürdürüyor.

Şatodaki Tarasque heykeli
Peki bu Fransız King Kong macerasından sonra Martha da bir Ann Darrow sendromuna yakalandı mı? O kısım bilinmiyor, ama hiç evlenmemiş. Üstelik, et de yemezmiş ve günde sadece bir öğün yermiş, günde yüz kere dizlerinin üzerine çökerek Tanrı’ya ulaşmak için dua edermiş.
Son olarak: Her 29 Temmuz, Azize Martha günüdür ve Tarascon’da kutlamalar yapılır. Bazı dini gruplar ise bu günü 4 Haziran’da kutlamakta, Tarasque heykelleri eşliğinde ziyafet vermektedir. Yolunuz düşerse aklınızda olsun, Tarasque kostümü hazırlayabilirsiniz.