İnce esprilere, zaman zaman göndermelere (Buffy The Vampire Slayer ve Star Wars özellikle) tanık olduğumuz ve 90’lı yılların sonu 2000’lerin başına denk gelen Malcolm In The Middle, benim gibi 90 jenerasyonundan olanlara çocukluğunu yeniden yaşatacaktır. Henüz bilgisayar ya da akıllı telefonlara hapsolmamıştık tabii o zamanlar. O yüzden yapacak şey o kadar çoktur ki her gün yeni bir maceradır adeta. Bu maceraların sonucunda ben de tıpkı Malcolm gibi babama sığınır, annemden çekinirdim. Bu nedenle daha çok empati kurabiliyorum bu aileyle. Ama tabii, dünya üzerindeki hiçbir canlı bu çocuklar kadar abartılı olamayabilir. Kimse Dewey gibi annesinin kol çantasıyla okula gidip, ona kötü davrananları çantanın içine tuğla koyup o çantayla dövmemiştir. Kimse Francis gibi Kumandan’ın ona hediye ettiği kılıçla Kumandan’ın kolunu da kesmemiştir. Kimse Reese gibi para karşılığında yaşlı kadınlarla dans etmemiştir (Utanmasa kendisini de satar) ya da bir cesetle oynamaya kalkmamıştır. Malcolm konusunda bir şey diyemiyorum, çünkü dediğim gibi ailesiyle birlikte yaşamaktan biraz çıldırmıştır, ama gayet normal bir çocuktur.

Malcolm In The Middle’dan bir sürü yıldız da geçmiştir. Bunlardan benim en çok dikkatimi çekenler Susan Sarandon, Hayden Panettiere, Christina Ricci, David Cassidy, Danielle Panabaker (Şimdilerde The Flash ile tanıyoruz), Heidi Klum ve Octavia Spencer. Tamamen minik rollerde oynayan bu isimler yine de bizi diziye bir kez daha çeken faktör oluyor. Bunun dışında edindiğim bilgiler arasında birkaç ilgi çekici faktör daha bulunmakta. Bunlardan biri, dizinin seçmelerine Francis karakteri için Aaron Paul’ün katılması! Eğer seçilseydi bu kez gerçekten faka basabilirdik. İkinci olarak; Krelboyne lakabı, Little Shop of Horrors isimli müzikal/komedi/bilimkurgu filmine göndermeymiş. Filmde Rick Moranis’in canlandırdığı inek karakter Seymour Krelboyne’a bir gönderme yapılmak istenmiş. En önemlisi de Breaking Bad’in DVD’lerinde ekstra sahnelerin arasında inanılmaz bir video yer alıyormuş. Videoda Hal ve Lois’i görüyoruz. Hal rüyasında Walter White olduğunu görüyor ve korkuyla uyanıp gördüklerini Lois’e anlatıyor.

Kısaca Malcolm In The Middle, biz 90 jenerasyonu çocuklarını giriş müziğinden, sokak, ev ve okul kültürüne kadar her şeyiyle nostaljinin doruklarına götürüyor. Eski günlerinizi hatırlayarak bu güzel diziyi unutmamanızı ve yeniden izleyebilmenizi diliyorum.