Orta Dünya Kitapları Üzerine – Tolkien Okuma Listesi

Christopher Tolkien, 2020’nin Ocak ayında vefat ettiğinde belki de dünyanın başına bu yıl gelecek felaketlerin ilki olmuştu… Ölmeden önce, babasının notlarından ve öykülerinden derlediği son kitap olan Gondolin’in Düşüşü’nü 2018 yılında yayınladı. Yüzüklerin Efendisi’ni bilen, ancak Tolkien’in diğer kitapları hakkında çok fikri olmayan biri için, kitapçıların fantastik kurgu rafında Tolkien’e ait pek çok eser görmek şaşırtıcı olabilir. Ben kısaca, meraklıları için bu kitapları anlatmak ve okumayı düşünenler için fikir vermek istedim. Anlatacağım kitaplardan sadece Kayıp Öyküler Kitabı 2 elimde yok ve okumadım, dolayısıyla vereceğim bilgiler ilk elden geliyor ve bazıları da kitapları yeniden karıştırarak aldığım notlardan oluşuyor.

Orta Dünya Kitapları ve Diğerleri

Öncelikle şunu belirtmek lazım; Tolkien’in Orta Dünya hakkında yazdığı eserlerinden başka da pek çok fantastik öyküsü bulunuyor. Roverandom sanırım bunlardan en ünlüsü; bir büyücü tarafından oyuncağa çevrilen ve bu haliyle fantastik maceralar yaşayan küçük bir köpeğin öyküsü. Kral Arthur hakkında zamanında yazdığı uzun bir şiir, yine görece yakın zamanda, 2013’de Christopher Tolkien tarafından yayınlandı.

Ben burada tüm bu kitapları ve Orta Dünya hakkında olmayan eserleri incelemeyeceğim. Onlarla ilgili merakınız varsa kitapların arkasındaki açıklamaları okuyarak beğendiğinizi seçip kütüphanenize dahil edebilirsiniz. Burada bakacaklarımız, Orta Dünya mitosunu ilgilendiren eserleri…

Hobbit (1937)

Tolkien’in, kısa öyküleri ve şiirleri dışında Orta Dünya hakkında ciddi biçimde yayına hazırladığı ilk eser Hobbit oldu. Artık film serisi de çıktığı için neredeyse herkes Hobbit’in konusunu biliyor, tabii bu hikayeden üç film çıkarmak için bir sürü gereksiz karakter ve olay bu filmlere eklendi. Temelde Hobbit; Gandalf, Bilbo ve cücelerin Yalnız Dağ’a olan yolculukları, Bilbo’nun tek yüzüğü bulması ve yolculuğun sonunda Sauron’un güçlerinin dağa düzenledikleri saldırı sonucu kopan savaşı konu alıyor. Tam olarak bir çocuk kitabı denemez ona ama tam bir yetişkin kitabı da olmadığı kesin; hoplaya zıplaya neşeyle dans eden elfler ve bilmece oyunlarının yanı sıra kitapta bol miktarda savaş, ölüm ve hüzün de var. Yüzüklerin Efendisi’ni henüz okumamış, ama niyeti olan arkadaşların önce Hobbit’i okuması oldukça faydalı ve eğlenceli olacaktır diye düşünüyorum.

Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi (1954)

Hobbit, döneminde bir nevi çocuk kitabı olarak görüldüğünden Tolkien gibi bir dil profesörünün bu fantastik öyküyü yayınlaması çok önemsenmedi; çocuklar için bir kitap çıkarmıştı hepsi bu. Ancak Yüzüklerin Efendisi yayınlandığında asıl yaygara koptu… Saygın bir profesör, ilk defa yetişkinler için bir fantastik roman serisi yazmıştı. Aslında seriye başlarken Tolkien’in niyeti Yüzüklerin Efendisi’nin de, aynı Hobbit gibi bir çocuk kitabı havası yansıtmasıydı ancak hikaye ilerledikçe anlatım tarzı ve olaylar giderek daha kasvetli bir hal aldı. Sonunda ortaya, dünyayı değiştirecek ilk önemli fantastik kurgu serisi çıktı. Artık dünya ikiye ayrılmıştı, Yüzüklerin Efendisi’ni okuyanlar ve ileride okuyacak olanlar…

Yüzüklerin Efendisi, doğrudan Hobbit’in devamı niteliğinde. Bu nedenle örneğin romanın başında hobbitlerin nasıl varlıklar olduklarından pek bahsedilmez. Zaten okuyucunun Hobbit’i okuduğu ve onlar hakkında bilgi sahibi olduğunu varsayıyor Tolkien. Ama günümüzde zaten popüler kültürü takip eden, hobbitin, buçukluğun neye benzediğini bilen bir okuyucu doğrudan Yüzüklerin Efendisi’ne başlasa hiçbir şey kaybetmez. Hepinizin bildiği gibi üç kitap boyunca yüzüğün yok edilmesi için yapılan yolculuktan ve Sauron’un kuvvetlerini durdurmak için verilen savaşlardan bahsedilir.

Silmarillion (1977)

Silmarillion, ne yazık ki Tolkien vefat ettikten sonra yayınlandı. Bunun sebebi biraz yayınevlerinin bu mitolojik tarzdaki öyküleri basmaya gönülsüz olmaları, biraz da Tolkien’in bu öyküleri derli toplu bir hale getirememiş olmasıydı. Tolkien gençlik çağlarından itibaren yüzlerce sayfa yazmıştı, onlarca öykü tasarlamıştı, Orta Dünya’nın oluşumu, elflerin dünyaya gelişi, Morgoth ile yapılan savaşlara dair pek çok yazılan şey vardı ancak bazıları yarımdı, bazıları da zaman içinde çok kez değiştirilmişti. Sayfalarca devam eden hikayeler bir yerde yarım kalıyor ve son bölümleri (onlar da özet haliyle) Tolkien’in müsvedde olarak kullandığı el ilanları ve gazete sayfalarının arkasına karalanmış şekilde bulunuyordu. Oğlu Christopher, uzun çabalarla bu öyküleri “bir şekilde” derledi ve sonunda Silmarillion’u yayına hazırladı.

Bu uzun ve mitos tarzındaki eserde, Orta Dünya’nın yaratılışı, karanlıklar efendisi Melkor’un (elfler ona sonradan Morgoth diyecekti) kötülüklerine başlaması, en becerikli ve aynı zamanda yüreği en çok hiddetle dolu elf olan Feanor’un Silmaril adındaki muhteşem mücevherleri yapması ve bunların kaderi, elflerin kendi aralarında ve Morgoth ile olan mücadeleleri ve önemli insan kahramanların öyküleri bulunuyor. Morgoth alt edildikten sonra, onun en önemli kumandanı Sauron bayrağı devralıp Orta Dünya’nın özgür halklarını yok etme uğraşına devam edecekti. Silmarillion, dünyanın ilk çağlarını anlatması ve Yüzüklerin Efendisi’ndeki pek çok ufak detayın anlam kazanması açısından önemlidir ancak onu okumamış birisi de Yüzüklerin Efendisi’ni gayet rahatça okuyabilir. Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi özelinde, Silmarillion’da anlatılan zamanlar ve olaylar çok eskide kalmış bir tarihin kalıntılarıdır. Hobbit’i ve Yüzüklerin Efendisi’ni tüm okurlara, Silmarillion’u ise sadece fantastik kurguya ilgili okurlara öneririm.

Bitmemiş Öyküler (1980)

Silmarillion “bir şekilde” yayınlanmıştı ama bu eser, yüzlerce sayfalık pek çok öykünün bazen kısaltılarak, bazen derlenerek, bazen de pek çok bölümü kırpılarak bir araya getirilmişti. Bitmemiş Öyküler Kitabı’nda Christopher Tolkien, babasının aslında uzun uzun anlattığı ama Silmarillion’a bütünlüğü bozup ana hikayelerden çok sapacağı için eklenememiş öyküleri bize sunuyor. Örneğin, Silmarillion’da, saklı elf şehri Gondolin’e yolculuk eden insan Tuor’un bu yolculuğu birkaç cümle ile “çok çetin bir yolculuktu” gibisinden özetlenir ama aslında bu yolculuğu Tolkien eskiden detaylı olarak yazmıştır. (Tabii ki bu öyküyü bitirmemiş ve sonunu yine bir kâğıt arkasına özet geçip karalamıştır…) Bitmemiş Öyküler kitabında bu yolculuğun öyküsüne 70 sayfa yer verilir.

Bitmemiş Öyküler sadece Silmarillion’un anlattığı döneme değil, Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi dönemlerindeki olaylara dair de ek hikayeler sunuyor. Örneğin Gollum’un Yolgezer tarafından nasıl izinin sürüldüğü ve dokuzların nasıl Shire’a geldikleri detaylıca veriliyor. Ben kişisel olarak bu büyük kitabı ve içindeki ek öykülerin çoğunu çok seviyorum. (Yine de kabul etmek lazım bazıları oldukça sıkıcı…) Christopher Tolkien editörlük anlamında da çok iyi iş çıkarmış, pek çok not ile öykülerdeki birçok konuyu açıklamış. Okurken de sıklıkla “Haa evet Silmarillion’da böyleydi, bununla alakalıymış bak…” demenize yol açıyor. Yukarıdaki üç kitabı okuyup “Evet, lütfen daha fazlasını alayım.” diyenler için mutlaka okunması gereken öyküler bunlar.

Kayıp Öyküler Kitabı 1-2 (1983-1984)

Tolkien’in ilk yazdığı haliyle, Orta Dünya’nın oluşumu ve ilk çağlardaki olaylar, gerçek dünyadan bir denizcinin bu fantastik dünyaya gelmesi, burada elflerle karşılaşması ve onlardan, geçmişte yaşanan tüm bu hikayeleri dinlemesi şeklinde anlatılıyordu. (Hemen aklınıza Narnia Günlükleri geldi mi? Gerçek dünyadan çocuklar fantastik dünyaya gider… Güzel… Narnia’nın yazarı C. S. Lewis, Tolkien’in çok iyi bir arkadaşıydı.)

Kayıp Öyküler Kitabı 1 ve 2, Silmarillion’daki öykülerin, denizcinin elflerden dinlediği ilk hallerinin derlenerek, yarım kalan kısımların Christopher Tolkien tarafından tamamlanarak okuyucuya sunulduğu eserler. Bu öykülerdeki olaylar Silmarillion’daki hallerine oldukça benzese de özellikle karakter isimleri ve elf hanedanlarının isimleri zaman içinde değişime uğramış. Tolkien’in ilk zamanlar bir elf soyu için kullandığı ancak Silmarillion’da artık kullanılmayan bir terim olan “gnom” da Kayıp Öyküler Kitabı’nda karşımıza çıkıyor. Bu kitapları çok sıkı bir Tolkien hayranıysanız, üstadın eskiden kurguladığı Orta Dünya’nın ilk çağları öyküleri neye benziyor görmek isterseniz ya da koleksiyon meraklısı iseniz edinebilirsiniz, yoksa pas geçebilirsiniz.

Hurin’in Çocukları (2007)

Sonraki bahsedeceğim 3 kitap, her biri belli bir konuya odaklanan, derlemesi gayet iyi yapılmış kitaplar. Silmarillion’dan keyif alan ancak “bazı hikayeler biraz üstünkörü geçilmiş sanki..” diyenler için bunları okumak çok keyifli olacaktır. Hurin’in Çocukları, bu kitapların ilki…

Hurin, elf beylerinin sancağı altında savaşan büyük bir insan savaşçısıdır ve Morgoth tarafından esir alındıktan sonra bile bağlılığını bozmaz. Morgoth, onun başına açtığı belalara o kadar sinirlenir ki Hurin’in tüm soyuna lanet okur. Kitabın büyük bölümünde Hurin’in oğlu Turin Turambar’ın, bu lanet nedeniyle bir yandan kahramanlık, bir yandan da nefret ve hüzünle dolu öyküsü okuyoruz. Silmarillion’da zaten ana hatlarıyla anlatılan Turin’in öyküsü, daha da detaylı ve Tolkien’in tüm yazdıklarının sunulması ile kapsamlı şekilde veriliyor.

Yalnız şunu belirtmek gerekir, eğer elinizde Bitmemiş Öyküler kitabı varsa, Turin’in öyküsü orada da yaklaşık 200 sayfalık bir yer buluyor ve tüm detaylarıyla veriliyor. Bu kitapta, öykünün Bitmemiş Öyküler’deki haline ek olarak az şey bulacaksınız.

Beren ile Luthien (2017)

İnsan soyundan Beren ve elf kızı Luthien’in aşkı ve maceraları Silmarillion’da zaten oldukça detaylı anlatılır. Bu kitap, zaten olan hikayelerin açıklarını kapama noktasında çok bir şey katmıyor. Ancak kitapta, Tolkien’in zamanında yazıp sonra öyküden çıkardığı kısımlar da verilmiş. Örneğin, Beren ve Luthien Morgoth’un zindanına girmeden önce Beren, Tevildo adında, büyülü güçlere sahip, Morgoth’un hizmetinde olan kötü ve büyük bir kedi tarafından esir edilir. Luthien ve kadim köpek Huan onu kurtarmaya çalışırlar. Silmarillion’da ise Beren’i yakalayıp esir eden Sauron’dur. Bunun gibi değiştirilmiş kısımları okumak isteyenler için güzel bir kitap.

Beren ve Luthien demişken şunu da belirtelim, bu aşk öyküsü Tolkien çiftinin hayatını da derinden etkilemiştir. Mezar taşlarında çiftin isimlerinin altında Luthien ve Beren ibareleri bulunur…

Gondolin’in Düşüşü (2018)

Silmarillion’un en önemli öykülerinden üçüncüsü, insan kahraman Tuor’un, denizlerin efendisi Ulmo’nun mesajını saklı elf şehri Gondolin’e ulaştırması, şehrin Morgoth’un ordularınca saldırıya uğraması ve sonrasında yaşananlardır. Tolkien’in pek çok öyküsü pek çok mitolojik efsaneye benzetilebilir ancak burada bir Truva esinlenmesi görmek kaçınılmazdır. Bu öykünün, Silmarillion’dan Yüzüklerin Efendisi’ni en çok etkileyen öykü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Şehirden kaçanları koruyan elf savaşçı Glorfindel’in, bir balrogla dövüşmesi, yaratığı yenip sonunda kendi de ölmesi, ardından bedeninin kartallarca alınıp ona yeniden hayat verilmesi, birçoğunuza çok tanıdık gelecek bir öyküdür. Aynı Glorfindel, Yüzüklerin Efendisi’nde de yüzük tayfalarından kaçan Frodo’yu korumuş ve filmde Arwen’in yaptığı işlere benzer bir görev üstlenmiştir.

Büyük elf beyi Elrond da Tuor’un soyundan gelmedir ve bu nedenle kendisine “yarı-elf” denir. Gerçi bir elf olmayı seçtiğinden elflerden fiziksel veya kudret anlamında hiçbir farkı olmasa da soyunun mirası olan bu takma adı taşır. (Günümüzdeki D&D mantığıyla düşünmeyin Orta Dünya yarı-elfini.) Bu ve bunun gibi öğeler Yüzüklerin Efendisi’ne doğrudan etkide bulunur. Ancak Gondolin’in Düşüşü, zaten başlı başına keyifli bir hikayedir.

Böylece, Türkçe baskıları bulunan ve Orta Dünya mitosuna değinen her kitabı bir miktar incelemiş olduk. Eğer okumadıklarınız varsa veya Tolkien okumaya yeni başlayacaksanız umarım bu kitapların birbirinden farkı ve ne anlattıkları hakkında biraz fikir vermişimdir ve okuma sırası belirlemenize yardımcı olmuştur. Yeni başlayacaklara benim önerim, Hobbit – Yüzüklerin Efendisi sonrasında halen Tolkien’e devam etmek isterseniz Silmarillion’u okumanız, ardından Silmarillion’daki hangi öyküyü detaylı okumak isterseniz ona göre diğer kitaplara yönelmenizdir. Keyifli okumalar

Yorumlar