Dungeons & Dragons Oyunlarınız için Alternatif Orta Çağ Hazine Fikirleri
Kendi adıma, Dungeons & Dragons oyunlarında DM’lik yaparken en sevdiğim şeylerden biri de hazineleri çeşitlendirerek oyunculara vermektir. Eğer hazineleri “25 altınlık obje, 400 altınlık tablo”dan daha detaylı yazan oyuncularınız varsa oyuna bayağı etkisi oluyor. Bu konudaki bir anekdotla başlayıp sizlere çeşitli orta çağ hazinelerine dair fikirler ve mekanikler sunacağım.
Yıllar önceki bir Dungeons & Dragons 3.5 oyunumda, Dungeon Master’s Guide’dan rastgele hazineler çıkarıp oyunculara 400gp + 300sp yerine bunları vermiştim. Antik heykeller, değerli halılar ve bir tane de full mücevherli, korsanların taktığı cinsten göz yaması vardı. Oyuncular hazineyi detaylıca not etmişler, ben ise rastgele belirlediğim için birkaç oyun sonra hazinenin detaylarını unuttum.
Bir sonraki maceralarında geldikleri şehirde hırsız loncasına işleri düşmüştü. Hırsız loncasının katiller şefi de tek gözlü bir kişiydi ve olmayan gözüne bakılmasından hoşlanmıyordu. Oyunculara, kör gözüne bakmama konusunda uyarı verildiğinde gülmeye başladıklarında anlamamıştım ama adamla görüşürken doğal olarak kör gözüne baktıklarından dolayı arıza çıktı. O anda değerli göz yamasını çıkarıp adama hediye ederek, isteksizce yardım edecek bir görev verici yerine güçlü bir müttefik edinmişlerdi.
Kıssadan hisse, oyunculardan sırf “roleplay uğruna roleplay” istemek yerine, oyunlarımızı daha “immersive” yapmak elimizde. Bunun için de az bir çeşitlilik sağladığımızda oyuncudan da mutlaka karşılığını görüyoruz.
Aşağıda sayacağım fikirler her tür oyuncuya uygun olmakla birlikte; daha detaylı not tutan, orta çağ kültürüne dair biraz daha fazla fikri olan oyuncular açısından daha etkili olacaktır. Eğer alternatif hazineleri verdiğinizde oyuncular en kısa zamanda bunları satıp ellerinden çıkarıyor ya da altın karşılığını yazıyorlarsa ya daha aksiyon odaklı oyun istiyorlardır ya da atmosfere tam girememişlerdir. O açıdan da oyunda DM olarak aynı frekansta olmadığınızı anlayıp ona göre oyunda değişiklikler yapmaya gayret edin.
Baharat Sandığı / Çekmecesi
Orta çağ yaşamıyla ilgili kılıç dövüşünden daha fazlasını öğrenmek istediğimizde enteresan bilgilere ulaşıyoruz. Özellikle de, günümüzde değerini yitirdiği için gündelik hale gelen malzemelerin o zamanlar ne kadar mühim şeyler olduğunu görebiliyoruz. Aşağıda bir video paylaşıyorum, mümkünse kanalda o serinin tamamını izleyin. Çok harika fikirler edinebilirsiniz.
İzlediğim videoda hemen dikkatimi çeken şey, orta çağ Avrupa’sında altından daha değerli sayılan baharatlar oldu. Genelde orta çağla ilgili konularda geçiştirilen baharat konusu, aslında çok önemli. Hem besinleri geliştirmek, hem de tıbbi değerleri olduğuna inanıldığı için şifa elde etmek amacıyla baharatlara çok büyük değer veriliyordu. Her zengin kişinin mutlaka elde etmekle övündüğü şeylerin başında bol baharatlı yemekler yeme imkanı geliyordu. Ağırlığının şu kadarı kadar altın, bu kadarı kadar gümüş eden baharatlar, hazineliklerde saklanıyordu.
Oyuncuların elde edebileceği portatif hazinelerden biri olarak baharatlar kullanılabilir. Ayrıca büyü ve iksir malzemesi olarak değerlendirilme imkanı olabilir. Özellikle taşınan şeylerin ağırlığını tutan DM’lerdenseniz ve oyuncular yüz binlerce altını sırtlarında rahatça taşıyamıyorsa, bunu mücevher ve baharatlara çevirerek taşımayı düşünebilirler. Baharatların mücevherin aksine parça parça satılabilmesi, çoğunlukla toz halinde olduklarından kaplara konarak, katı şekilli ve her yere sığmayan mücevherlerin aksine daha iyi taşınabilmesi imkanı onları daha değerli bir hazine yapabilir. Gittikleri yerleşim yerlerinde köylülerden soylulara kadar parası olan herkese de satabilecekleri için bence ideal hazine çeşitlerinden biri.
Baharatlar çoğunlukla, nemden içeriği koruyan özel kasalarda ve çekmecelerde tutulurdu. orta çağda cam da çok kıymetli malzemelerden olduğu için günümüzdeki gibi cam kavanozlar kolay bulunan şeyler değildi. Gerçi Dungeons & Dragons dünyalarında cam, bizim orta çağımıza göre daha bol bulunan bir şey, o yüzden cam şişeli çekmeceler ya da kasalar söz konusu olabilir. Sahibinin ırkına ve coğrafi konumuna göre değerli metallerden, taştan ya da özel ağaçlardan yapılmış olabilirler. Sonuçta baharat çekmecesi bulunduracak kadar zengin kişiler, bu değerli hazinelere layık kasalarda tutabilirler.
Tanıtım faslını bitirdiğimize göre oyunda nasıl kullanabileceğimize dair detaylara geçelim.
Dünyanızın ne kadar detaylı olduğuna göre farklı bölgelerde yetişen farklı baharatları belirleyebilirsiniz. Böylece orijin noktasından uzaklaştıkça değeri de artar. Eğer çok detaylandırmadığınız bir dünyada geçiyorsa da birkaç baharat seçip “bunlar uzak diyarlardan geliyor” deyip onları değerli olarak sayabilirsiniz.
Baharatların oyuncunun eline geçmesi satın alma ya da (doğal olarak) yağma yoluyla olabilir. Yağma konusunda da önemli şeylerden biri, baharatları her yerde bulmamızın mümkün olmaması. Çoğu zindanda baharatı hazine olarak bulmamız pek mümkün değil. Özellikle baharatı nasıl kullanacağını bilmeyen ilkel ırk ve yaratıkların bir mutfağı olsa bile ve burada baharatları olsa bile onu değerli kılacak kadar temiz ve dikkatli kullanamadıklarını varsayabiliriz. Örneğin orclar, baharatları birbirine karıştırıp, rastgele yemeklerin içine atıyor olabilir. Orc hazinelerinden çıkan baharatlar büyük oranda değerini yitirmiş olabilir.
Zenginlikle ve güçle övünen her tür varlığın baharat sandığı olabilir. Dağların tepesindeki bulut devlerinden, hazine toplayan ejderhalara kadar herhangi bir yerden bulabiliriz. Aynı zamanda farklı boyutlarda yetişen bitki ve besinlerin baharat olarak kullanılmasıyla enteresan kombinler yapılabilir. Çoğu baharatın şifalı etkisi eskiden mühim görülen meselelerdendi. Egzotik diyarlardan gelen ve ellerini silahtan etkili kullanabilen adamların (monk), tanrının kutsamasına sahip soylu savaşçıların (paladin vb.) da benzeri orta çağ inançları olduğunu düşünecek olursak oyunlarımıza son derece uyumlu bir şey katmış oluruz.
Bazı baharat çeşitleri de hayal edelim ve diğer hazineye geçelim.
Cücelerin kullandığı baharatlar, genel olarak daha dayanıklı olmalarının üstüne bir de zehire karşı ekstra dayanıklılıkları yüzünden AŞIRI keskin (hatta zehirli) olabilir. Belki cücelerin avuç dolusu attığı baharatları başkaları bir tutam kullanıyor olabilir. Savaşçılığıyla övünen orc, hobgoblin vb. Irklar da cücelerden geri kalmadıklarını göstermek için bunları bol kullanıyor, bu uğurda çoğu zaman kendilerini bile zehirliyor olabilirler. Cücelerle sürekli kapışan kabilelerde cüce baharatlarına sahip olmak başarı göstergesi sayılıyor olabilir.
Elf peksimetleri hem hafif, hem doyurucu ama pek tatsız olarak anlatılır. Bunun nedeni, üzerlerine serpecek elf baharatlarının olmaması olabilir. Benim hayalimde elfler daha çok şeker, çikolata benzeri tatlı baharatları üreten bir ırk. Uzun ömürleri sayesinde belki onlarca yılda bir kez açan çiçekleri bulup toplamış ve onları baharat haline getirmiş olabilirler. Başka ırkların bu çeşit baharatlar elde etmesi için nesiller boyu uğraşması gerekirken bu kadar değerli besinleri sıradan bir elf baharatçısı üretmekte zorlanmıyor olabilir.
Dış boyutlardan gelen ve o boyutların büyüsünü içeren baharatlar olabilir. Celestia’dan gelen ve çoğu hastalığa şifa olan(cure wounds etkisi), zehirli yemekleri arındıran (purify food and drink) baharatlar; Mechanus’ta yetişen ve bozulmuş yemekleri tekrar taze yapan, ezilip yağı çıkarıldığında makineları ve insanları pastan ve romatizmadan kurtaran bitkiler (freedom of movement), acılığı yüzünden çizgi filmlerdeki gibi ağızdan ateş çıkaran abyss baharatları vs. çeşitler üretilebilir.
Takip Çubukları (Tally Stick)
Tally Stick - WikipediaOrta çağ yaşamında, günümüzden çok önemli farklar vardı. Bilgi teknolojileri ve hesaplama yöntemleri geliştiği için artık tüm hesaplarımızı aylık üzerinden yapıyoruz ama, tarım bazlı ekonomisiyle orta çağ ülkelerinde vergiler, borçlar gibi ekonomik meseleler yıllık hesaplanırdı.
Diğer önemli fark ise, çoğunluğun okuma yazmasının olmamasıydı. Hiç okuma yazma bilmeyen yakınınız oldu mu bilmiyorum ama okuma yazması olmasa da, sayı saymayı ve parayı okuması olan kişiler kadar iyi bilirler.
Üçüncü önemli fark ise, matbaa ve endüstriyel kağıt üretimi olmadığı için yazılı belgeler üretmenin çok pahalı bir iş olmasıydı. Peki, okuma yazması olmayan cahil köylülerin vergilerini ve borçlarını nasıl kaydedebiliriz? Ve hatta bu kayıtları nasıl doğrularız? İşte bu noktada takip çubukları devreye giriyor.
Taş devrinden bu yana kullanılan bir yöntem takip çubukları/sopaları. Hatırlanacak bir şeylerin takibini yapmaktan vergiler gibi önemli konulara kadar kullanılmışlar. Bir çubuğu dikine çizip, ortadan ikiye ayırdığınızda da, özellikle ahşap kullanıyorsanız çok güvenli bir teyit ve kayıt mekanizması elde ediyorsunuz, çünkü her çubuk farklı şekilde ortadan bölünüyor ve bir çubuğun yarısı diğerininkine uymuyor. Sonra da çiziksiz tarafına neyi kaydettiğinizi yakarak ya da mürekkeple not alabilir, yine aynı şekilde mührünüzü vurabilir ve zamanı geldiğinde tekrar birleştirmek üzere herkes kendi yoluna gidebilir.
Takip çubuklarının borç verende kalan kısmına “stock” denirdi. Hani borsaya “stock market” diyorlar ya, oradaki stock işte. Bu da ek bilgi olarak araya sıkışsın.
Düşündüğümüzde, bu çok zekice bir yöntem. Bunu oyunlarımıza nasıl uyarlarız? Kayıt çubukları nasıl hazine haline gelir?
İlk yöntem, borç senedi yerine geçen takip çubuklarının (stock kısımlarının) hazine olarak kullanılması. Oyuncular, yendikleri rakiplerinin üzerinden yerel tefecilerin mührüne sahip takip çubukları bulabilir. Tüccar loncasının bankası tarafından düzenlenmiş alacak senetleri bulabilirler ve götürdüklerinde borcu tahsil edebilir ya da günümüzdeki çek kırdırma gibi daha düşük fiyattan başka yerlere satabilirler.
Vergi stock’larının hazine olarak elde edilmesi de seçenekler arasında değerlendirilebilir. Filanca ve falanca köylerin stock’larını ödül olarak oyunculara verebilir ve stock’lar bitene kadar (örneğin 5 yıllık yer vardır) vergileri toplama imkanları olur. Belki kayıp stock’ları götürüp, kurtardıkları verginin bir kısmını ödül olarak da alabilirler.
Tally stick’leri bulup, bunları nerede paraya çevirecekleri, onlarca ya da yüzlerce odun çubuğu nasıl bir yerlere taşıyacakları gibi sorunlarla uğraşmaları oyuncuları dünyaya daha sağlam bağlayabilir.
Tally Stickler sadece odundan olmak zorunda değil. Sonuçta Dungeons & Dragons dünyalarında okur-yazarlık da, kağıt miktarı ve ücreti de bizim orta çağ Avrupa’mızdan daha iyi durumda. Ayrıca başka ırklar ve yaratıklar da var. Tabii büyü de. Şöyle fikirlerle tally stick meselesini genişletebiliriz:
Özel yapım, kilit ve anahtar gibi birbirini tamamlayan, mühim mevzuların hesabının tutulduğu cüce işi tally stone’lar olabilir. Bunları birbirinin içine yerleştirip, birkaç tur döndürdüğünüzde kayıt tutulan yerleri açılıyor ve doğru parçaların birleşip birleşmediği anlaşılıyor olabilir. Böylece sadece dış kısımlarına bakarak hangi parça hangisinin anlaşılmıyor olabilir. Görsel olarak neye benzeyeceğini tam düşünemedim ama birleştirmeli puzzle box şeklinde olabilir.
Dokuz cehennemin ağaçlarından yapılma tally stickler sayesinde infernal warlock’ların patronlarına olan ödevlerini yerine getirip getirmediğinin hesabı tutulabilir. Bu tahtayı düzenli olarak kendisine iletilen yerlere götürüp çizik attırması gerekiyor olabilir. Tahtada oynama yapılması ya da yanlış parçaların birleştirilmesi durumunda da acı verici sonuçları olabilir.
Tally Stick fikrinin kullanımında önemli olan iki şey var:
Birincisi, günümüz insanının bu sopaları çok manasız bulup dalga konusu yapabilmesi ihtimali. O yüzden oyuncuların da, tally stick’i oyuna katacak DM kadar bu konudan haberdar olması önemli. Yukarıda video ve Wikipedia linkleri koyuyorum, oyuncular sorgularsa onları gösterebilirsiniz.
İkinci önemli nokta da oyuna eklenen her detay gibi hantallık yaratma ihtimali. Oyunu çok yavaşlattığı ve hantallaştırdığı izlenimine kapılırsanız kullanmayı bırakabilirsiniz.