Rol Yapma Oyunlarında İyi ve Kötü Oyuncu Ayrımı!

3- Oyun Grubunuza Karşı Saygılı Olun

Bu madde hem oyun içi, hem de oyun dışı bazı davranışlarla ilgili. Oyun içi olan kısmı basit. Sürekli öne çıkarak grubu bastırmayın, başkalarının oyununa karışmayın, eleştirilerinizi oyun sonuna saklayın, diğer oyunculara zarar vermeye odaklı (saldırı, çalma gibi) karakterler yaratmayın. Hayır, sürekli gruptan eşya çalan buçukluk karakteriniz eğlenceli değil. Ayrıca grubun çekingen oyuncusuna ne yapacağını dikte etmeniz, oyunu onun için daha da sıkıcı bir hale getiriyor.

Oyun dışı kısmı biraz daha sosyal kurallarla ilgili. Pathfinder Society‘nin tek sosyal kuralı olan “Don’t be a jerk” (Pislik olmayın) bu konuda söylenmesi gereken her şeyi anlatıyor. Tabi genelde oyunu yakın arkadaşlarınızla oynadığınız için, sosyal kurallara ihtiyacınız yokmuş gibi düşünebilirsiniz. Bence bunun tam aksi geçerli, bir oyun sırasında sosyal kurallara normalde olduğundan daha fazla ihtiyacınız vardır.

2755114433_a99841f33d_o

Son olarak bunun bir oyun olduğunu unutmayın. Birisini rahatsız ettiyseniz özür dileyin, o davranışı mümkünse tekrar etmeyin. Oyun bittiğinde oyun yöneticisine teşekkür edin. Her zaman sizin istediğiniz olmayacak, buna saygı duyun. Oyun için en iyisi neyse onu yapın.

Ha bir de eğer kuralları iyi bilen bir oyuncuysanız; OY’niz ile kural tartışmasına girmeyin. Kural-avukatı (rules-lawyer) olarak tabir edilen oyuncu tipini hiç kimse sevmez. Bir kural tartışması çıktığında haklıysanız bile OY’nizin son kararına saygı duyun. Kendi iddianızı oyundan sonra ispatlayabilirsiniz. Kural tartışması yaparak oyunu sıkıcı bir inatlaşmaya çevirmenin anlamı yok.

4- Oyun Dışı Sorumluluklar

Oyuna getirmeniz gereken şeyleri (özellikle de karakter kağıdınızı) asla unutmayın. Eğer bir sonraki oturuma kadar sizden bir şey istenmişse (bir şey okumanız, izlemeniz, öz-geçmiş ya da günlük yazmanız vs.) onları kesinlikle yerine getirin. Sonuçta ne olursa olsun oyun yöneticisinin hazırlandığı kadar zaman ayırmanız gerekmiyor. O kadarını bile yapmıyorsanız zaten boşuna uğraşmayın, iyi bir oyuncu olamazsınız. Olsa olsa masayı doldurması için oyunlara çağrılan arkadaş olursunuz.
dnd_dice_tower

Oyun organizasyonunu sadece oyun yöneticisine bırakmayın. Mümkünse oyun zamanı ve yeri konusunda organizasyona yardımcı olun. Varsa kendi zarlarınızı ve minyatürünüzü getirin, oyunla ilgili masrafları paylaşmayı teklif edin. Oyun sırasında da OY’nize yeni oyuncularla ilgilenerek ya da dövüşte inisiyatif tablosunu hazırlayarak yardımcı olun. Bu gibi şeyler OY’nizin oyuna odaklanmasını ve zamanını sadece oyuna harcamasını sağlayacaktır. Bir de masada sadece oyunla ilgilenin. Cep telefonunuzu oyun dışı amaçlar için kullanmayın, facebook’taki bildirimin acelesi yoktur eminim.

Oyun sırasında oyun dışı geyik yapmamaya özen gösterin. Bu konuda Türkiye’de ciddi bir sıkıntı var; oyuncular rol yapması ya da başkasını dinlemesi gereken zamanlarda geyik yapmaya çalışıyor ve oyun sürekli bölünüyor. Bu nedenle 4 saatte bitirilebilecek oyunların 7-8 saat sürdüğü saçma sapan bir oyun kültürü yerleşmiş durumda. Böyle bir oyunda gerçekçi bir atmosfer yaratmak ve oyuncuların kendisini dünyanın bir parçası gibi hissetmesi çok zor. Tabi ki oyun sırasında şakalar, geyikler falan olacak ama masadaki birinci önceliğiniz oyun oynamak. Muhabbet etmek isteyen başka yerde de edebilir, o kadar hazırlığa ve bir oyun masasına ihtiyaç yok. Bu yüzden yaptığınız geyik tadında kalsın, oyunu engellemesine izin vermeyin.

Benim iyi oyuncu ve kötü oyuncu kriterlerim bu kadar. Başka OY’ler başka kriterlere sahip olabilir ama burada yazdıklarımın en azından asgari müşterek olduğu kanaatindeyim. Burada tanımladığım kötü oyuncu her yerde kötü oyuncudur. Fakat iyi oyuncu isteyen bir OY kendi tarzına göre ekstra beklentilere sahip olabilir. Sizin iyi oyuncu ve kötü oyuncu tanımlarınızı da yorumlarda okumak isterim.

Yorumlar