Bir Indie Oyun Hikayesi – Macrotis

Yıl 2005 ben anlata anlata bitiremediğim Ankara’dan yeni gelmişim. O zamanlar Kartal semtinin biraz daha üst tarafı olan Uğur Mumcu mahallesinde oturuyorum hiç arkadaşım yok. Ama ilk okulu eskiden yine o mahallede okuduğum için çocukluk arkadaşlarım var, fakat izlerini bulamamışım. Sonra bir gün çok eski arkadaşım olan Özgün ile karşılaştım, Özgün Yiğit. O da bana üniversite okuyan arkadaşları olduğunu ve onlarla birlikte RYO oynadığını söyledi. Yazılarımı okuyanlar bilir içimde o zamanlar gizli geeklik var ama ben farkında değilim durumun, efendim Yüzüklerin Efendisi akıyor defalarca izlemişim kendi kendime fantastik öyküler yazıyorum, Conan’ı yine çok kere izlemişim PS1’de öldürmediğim oyun yok filan Özgün birden RYO deyince ELLEH! dedim.

Sonra biz bu “üniversiteden” arkadaşlar ile çok yakın bir arkadaş grubu olduk. Gel zaman git zaman biz bu RYO işinin hastası haline geldik, e tabi o zamanlar herkes işsiz yapacak başka bir şey yok dile kolay 12 yıl öncesi. O zamanlar sevdiğim ama şimdi görsem selam vermeyeceğim kaypaklıkta bir karaktere sahip arkadaşımız bizi ITICON diye bir şeye davet etti, okulunun “şeyi” imiş. O ne ola ki dedik kendisi RYO toplaşması dedi, kısa kesiyorum biz o gün ilk Convention’ımıza gitmiş olduk.

İşte Nergis (Fevzi Özgür Nergis) ile tanışmamız taaaaa! o zamanlara dayanır “o ITICON” uzun seneler sürecek arkadaşlıkların başlamasına neden oldu benim için.  Şimdilerde sevgili Nergis bir oyun yapıyor yine benim tanıdığım ortak arkadaşlarımız ile. Bu yazıda size Macrotis’i anlatmaya çalışacağım.

A Mothers Journey!

Özgür Nergis yukarıda bahsettiğim Convention’lar ile tanış olduğu ve zamanla iyi arkadaşlıklara dönüşen iki arkadaşı ile Ekim 2016’da Proud Dinosaurs’u kuruyor, Berk Karabulut ve Çağan Yanılmaz.  İkisini de tanırım ikisi ile de sohbetim az olsa da vardır ama Koç Üniversitesinin Kunvention zamanında çok hoş sohbetlerimiz vardı. Proud Dinosaurs’un kurulum hikayesini Özgür ağzından direkt olarak aktarmak isterim size;

Macrotis

Proud Dinosaurs – Soldan Sağa; Volkan, Berk,Özgür Çağan

“Ekim 2016 da 6 kişi Proud Dinosaurs ekibi olarak kurulduk. Şirketin kurulacağı Ağustos sonu – Eylül başı gibi belli olmuştu biz de o andan itibaren nasıl bir oyun yapabiliriz neler yapmak istiyoruz üzerinde düşünmeye başladık ancak Aralık 2016 da ekibe programmer arkadaşın da katılmasıyla Macrotis üzerinde tam anlamıyla çalışmaya başladık. Zamanla şirketimiz büyüdü ve mayıs başından itibaren 10 kişi olduk. Tam zamanlı  olarak ve mayışlı çalışıyoruz soranlar oluyor bazen onu da belirtiyim. Baya oyun stüdyosuyuz, şirketiz yani…”
Şirketin Prodüktörü yanılmıyorsam Çağan, Koç Üniversitesi mezunu kendisi. Süper bir adamdır. Özgür ile Berk ise tasarım ve senaryo işini üstlenmişler. Şimdi buraya kadar her şey çok güzel, ama ben izniniz ile kendi halet-i ruhiyemden bahsetmek istiyorum biraz: Günümüzde Limbo, Inside, Little Nightmares vs. gibi örneklerini verebileceğim ve indie piyasasını domine edip bunu da artık “resmi ürün” kategorisine yükseltmiş oyunlar var. Türkiye’de oyun sektörü malumunuz; yıllar önce Kabus 22 ve adını hatırlayamadığım bir oyun ile başlayan, Kabus 22’nin Resident Evil klonu olması, adını hatırlayamadığım diğerinin ise tamamen yapılmış olması için yapılması seviyesinden, bugün NO70 ve Macrotis gibi üst seviye grafikli iş seviyelerine gelmiş durumdayız. Ülkemizde hala oyunlar için bir  teşvik olmaması, yatırım planlarının yeni yeni yapılıyor olması, kurulan bazı oyun firmalarının INDIE adı altında yine bazı INDIE oyunların “klon”larını yapması ya da vaktini harcamayıp yalandan iki kod yazıp “TÜRK YAPIMI” adı altında milli duyguları sömürmeye yönelmesi gibi durumlar söz konusu iken Macrotis ve diğer kaliteli yapımlar ve stüdyolar bizim sarılmamız ve kucaklamamız gereken şeyler.
Sakın bu yazdıklarımı Özgür  ve yol arkadaşları ile olan tanışıklığıma bağlamayın zira ülkemizin oyun sektöründeki yarası ortada. Evet! Biraz duyar kastığımıza göre yine Sevgili Nergis’in ağzından size oyunun konusundan bahsetmek istiyorum;
“Macrotis, A Mothers Journey, sele kapılıp çocuklarından ayrı düşmüş bir annenin hikayesini anlatıyor. Oyunu 2,5D puzzle-platformer olarak geliştiriyoruz. Oyun motoru olarak Unity kullanıyoruz. 2017 sonu, ya da 2018 başı gibi oyunu çıkartmak istiyoruz, kısmet… Oyunda puzzle kısımlarımız daha ağırlıklı olacak. Platformer öğelerinden elimizden geldiğince kaçınıyoruz ama tabi insanları puzzle’lara boğmamak için arada ufak platformer kısımlarımız da mevcut. Oynanış süresi olarak 3 – 4 saat hedefliyoruz ancak daha geliştirme süremizin başlarındayız hedeflenen zamanda değişiklikler olabilir.”
Arkasına da ekliyor “portlayabiliriz”.  Tabii gelen isteğe, oyunun kendisine kallavi bir dağıtımcı bulup bulmamasına en önemlisi de Greenlight alıp almamasına bağlı. Şimdi şöyle düşünün ortada bir emeğiniz var ve bunu master race olan PC’ye çıkartıp ben keyfime bakarım mantığı gütmüyorsunuz  bilakis  rağbet olursa portlayabiliriz de diyorsunuz. Bakınız bu iş aşkıdır, bu farklılık yaratma isteğidir, bu amatör bir ruh sahibi insanların düşüneceği ufak ama harika bir detaydır.
Sonlara doğru Özgür’e “SİZ KİMSİNİZ LAN!” diye sorduğumda şöyle açıklıyor;
“Tamamen Türk bir ekibiz. Aramızda daha önce oyun projelerinde yer almış ya da oyunu çıkmış olan arkadaşlarımız da var ancak ekip olarak geliştirdiğimiz ilk oyun. Oyun şu anda  pre-alfa durumunda o yüzden oyun mekanikleri hakkında çok net bilgi veremiyorum. Su hariç görsellerdeki her şey bize ait. Neredeyse hiç asset kullanmıyoruz.”
Ben başta Özgür’e arkadaş kontenjanımı ve “yazar” kimliğimi kullanıp pre-alpha’sının bir nebze tadına bakayım dedim ama bana“cık” dedi fakat gözlemlerim sonucunda Macrotis hem masalsı hem de hüzünlü bir hikaye anlatmaya geliyor zira çocuklarını sele kaptırmış ve onları bulmak için yolculuğa çıkan ve bu yolculuk sırasında da türlü aksilikler ile karşılaşan bir annemiz olacak, tabii bunların hepsi “bence”. Sonra “vay efendim ne büyük sallamışsın” demeyin.
Macrotis: A Mother’s Journey en geç 2018 yılında raflardaki yerini alacak, zamanı gelince hem Greenlight için hem de Proud Dinosaurs’un bir sonraki macerasını görebilmeniz için desteğinizi bekliyor olacak.
Buradan internet sitesine, buradan Twitter‘ına, buradan ise Facebook‘una ulaşabilirsiniz. Hoşçakalın.

Yorumlar