Deathtrap – Moba Soslu Tower Defense

Zamanında hiç sevmememe rağmen, yıllar içinde tower defense (kule savunması) türündeki oyunlarla çok fazla haşır neşir olmaya başladım. Bunda en büyük pay şüphesiz ki; Kongregate’e ve orada sayısı onları, yüzleri bulan kule savunması oyunlarına aitti.

Ancak oradan tadımı alamamış olacağım ki; yakın dönemde flash oyunu olmayan kule savunması oyunlarını da sıklıkla denemeye başladım. Daha önce tanıtımını yaptığım Orcs Must Die 2  ile eğlence tavan yapmıştı. Tps/Fps + kule savunması olan oyunun aksine, Death Trap dota türü oyunlara oldukça benziyor. Hem multiplay modları, hem karakterin gelişebileceği geniş skill ağaçları, hem de üstten görünüş bu tür oyunları oldukça andırıyor.

Tuzakları koyabileceğiniz yerler belli, bu yüzden belli noktalara onlarca tuzağı yığıp sonradan izlemiyorsunuz.

Tuzakları koyabileceğiniz yerler belli, bu yüzden belli noktalara onlarca tuzağı yığıp sonradan izlemiyorsunuz.

Oyuna başlarken üç karakterden birini seçiyorsunuz. Bunların biri menzilli silahlar, görünmezlik, hızlı hareket ve zehir saldırıları yapan “rogue” türünde bir karakter. İkincisi dayanıklı, yakın dövüşte etkili, alan etkili saldırıları olan ve hızlı iyileşen “warrior” diyebileceğimiz bir adam. Sonuncusu ise elemantal büyüler yapan, basitçe “wizard” bir karakter. Bütün bu karakterlerin oynanışları da, yetenekleri de birbirlerinden çok farklı. Hepsiyle oynarken farklı bir oyun deneyimi yaşamanız kaçınılmaz oluyor.

Tercihinizi yaptıktan sonra, oyunun menüsüne geliyorsunuz. Her haritayı oynadıktan sonra bir sonraki haritaya geçiş hakkı kazanıyorsunuz. Çoğu tower defense oyununda olduğu gibi, o haritayı kaç yıldızla geçtiğinize göre tecrübe puanı, karakterinize yatırım yapabileceğiniz skill puanı ya da tuzakları güçlendirebileceğiniz tuzak puanı kazanıyorsunuz. Haritaları daha zorda bitirirseniz doğal olarak daha fazla puan alıyorsunuz.

Ayrıca eşya alıp satabileceğiniz ve oyunda bulduğunuz formüllerden yeni eşyalar yaratabileceğiniz birer ekran daha bulunuyor.

Tuzaklar ise yer ve kule tuzakları olarak ikiye, bir de mekanik ve mistik olarak tekrar ikiye ayrılıyor. Böylelikle temel olarak dört tipte tuzak olsa da, bunların beşer alt çeşidi daha olunca, elinizde toplam yirmi farklı tuzak oluyor. Doğal olarak bazı tuzak tipleri, doğru skillerle kombine edilirse, karakterlerde daha efektif olabiliyorlar. Bu da oyun sürenizi de, tekrar oynanabilirliği de ciddi bir şekilde arttırıyor.

Tuzakların bazılarını kullanabilmek için bazı ön gereksinimler olabiliyor.

Tuzakların bazılarını kullanabilmek için bazı ön gereksinimler olabiliyor.

Fakat oyunun esas güzelliği; tüm haritaları öyle ya da böyle (kaç yıldızla bitirdiğiniz önemli değil) bitirdikten sonra ortaya çıkıyor. Karakterinizde sürüyle yeni yetenek açılıyor ve her haritanın ikinci ya da üçüncü tier modlarını (farklı zorluk değil, aynı haritanın farklı bir şekli) açıyorsunuz. Ayrıca haritalarda, zorluğunu kendinizin belirlediği campaign modlar da açılıyor. Kısacası oyun bittikten sonra, bambaşka ve daha detaylı bir oyun daha size sunuluyor. Bu da şüphesiz oyunun hem en büyük sürprizi, hem de oynanabilirliği arttıran bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Yorumlar