Until Dawn: Kişiye Özel Korku Oyunu

Verilen kararlara göre şekillenen oyunlara ayrı bir ilgim var. Hem oynamaktan, hem de başkaları oynarken izlemekten büyük zevk alırım. Düşülen ikilemler, bazı kararlar sonucu yaşanan vicdan azapları da bu kategorinin olmazsa olmazları. İşte Until Dawn bunu çok iyi kullanarak oyuncuyu hem korkuyla, hem de kendiyle sınamış ve ortaya muhteşem bir şey çıkmış. Oyun şu an sadece PlayStation 4 üstünden oynanabiliyor, diğer konsollarla ilgili ise henüz bir duyuru yapılmadı.

Supermassive Games ve Sony iş birliğiyle ortaya çıkan Until Dawn’ın karakterleri çoğunu film ve dizilerden tanıdığımız aktör ve aktrislerden oluşuyor. Oyun büyük ölçüde vücut ve yüz mocap tekniğiyle oluşturulmuş. Grafikler inanılmaz başarılı, özellikle mimikler oldukça detaylı olduğundan, oyunda bol bol yüz çekimleri görüyor, karakterlerle birlikte biz de o hallere bürünüyoruz.

Senaryo, klişe korku filmlerini pek aratmıyor. Sekiz genç büyük bir trajedinin birinci yıl dönümünde olay yerine geri dönüyor ve gerginlik başlıyor. Bulundukları yer, Blackwood Dağı’nda bir malikane ve hava son derece karlı. Ah bir de, bu evin yakınlarında terk edilmiş bir akıl hastanesi var.

Buraya kadar pek de yabancı değil, değil mi?

until-dawn-4

Yoğun kar ve devasa mekanlarla the Shining’e, bir anda beliriveren kötü karakterlerle de American Psycho’ya selam gönderilmiş. Oyunda amaç, sabaha sağ çıkabilmek ve bu süreçte sekiz ayrı karakterin gözünden de oynama şansı elde ediyorsunuz. Her bölümün başında, sol alt köşede gösterilen saate dikkat etmekte yarar var çünkü bazı olaylar birbirini takip ederken bazılarıysa eş zamanlı gelişiyor.

Bu arada ilk birkaç bölümde, bölüm aralarında bir psikolog ofisinde buluyoruz kendimizi. Dr Hill, muhteşem bir karakter ve yüz mocapinin hakkını veren adam olmuş. Sadece mimiklerini kullanarak bile oyunun ilk bölümlerindeki en ürkütücü şey olmayı başarıyor. Odada geziniyor, söyleniyor, adeta ne kadar korktuğumuzla dalga geçiyor. Bu kısımda korkularımızla ilgili bazı sorulara cevap veriyoruz ve tam emin olamasam da, oyundaki bazı öğeler bu verdiğimiz cevaplara göre değişiyor. Bir kere daha oynayıp psikologa farklı cevaplar verdikten sonra tam olarak emin olunabilir.

Gelelim karar aşamalarına: Until Dawn’da her şey oyuncuya bağlı. Sabahı sabah ederken herkesi kurtarmak da, öldürmek de oyuncuya kalmış. Dürüstlük, yardımseverlik, komiklik, cesurluk, romantiklik ve meraklılık olmak üzere her karakterin altı özelliği var ve yapılan seçimlere göre bu dengeler değişiyor. Ayrıca, diğer karakterlere nasıl davrandığınıza bağlı olarak, ilişkiler de iyiye ya da kötüye gidiyor. Yaptığınız ufacık bir seçim bile o bölümün gidişatını tamamen değiştirebiliyor.

until-dawn-2

Bazen hikaye çok hızlı ilerlese de karar anında durdurma tuşuna basıp ne yapacağınızı düşünmeniz mümkün ve şiddetle önerilir. Çünkü oyun aslında herkesi kurtarmanız için elinden geldiğince yardımda bulunuyor. Mekanları gezerken yeterince dikkatli olursanız bulacağınız “totem”ler, size ne yapmanız gerektiği konusunda ipuçları veriyor, veya anlık videolarla kimin nasıl öleceğini gösteriyor. Bazı kilit noktalarda karar vermeden önce durup, topladığınız totemleri tek tek gözden geçirirseniz birçok ölümün önüne geçmeniz mümkün.

until-dawn-3

Verilen karardan dönmek ne yazık ki mümkün değil, checkpoint ya da başka bir slota kaydetme seçeneği yok. Bir önce verdiğiniz karara dönüp bir şeyleri daha farklı yapayım diyemiyorsunuz. Ancak şöyle de bir güzellik var ki, oyunu tamamen bitirdiğinizde aktive olan “Episodes” seçeneği ile istediğiniz bölüme geri dönebiliyor ve “Şunu şöyle yapsam nasıl olurdu?” sorusunun cevabını öğrenebiliyorsunuz. Bu durum halihazırda kazanılan ödülleri etkilemiyor.

Şimdi, bence oyunla ilgili en güzel şeylerden birine gelelim: Müzik. Until Dawn çok sağlam bir playliste sahip, gerek açılış parçası, gerekse oyun boyunca arkadan çok başarılı bir şekilde gerginlik veren bestelerle benim için oyunun asıl kahramanı Jason Graves. Daha önce özellikle Dead Space 1, 2 ve 3, ve Murdered: Soul Suspect ile korku oyunlarına müzik yapmakta ne kadar başarılı olduğunu kanıtlamış olan sevgili Graves ve orkestrası, Until Dawn’da da ortaya inanılmaz işler çıkarmış. Oyunun açılış parçası olan “O Death”i şiddetle tavsiye ederim, geri kalan parçaların tadıysa en çok oyunu oynarken çıkıyor.

until-dawn-5

Bu kadar detaylı bir yapı ve bir çok alternatif sona sahip olmasıyla, Until Dawn defalarca oynanabilecek bir oyun. Müthiş korkunç bir hikayesi yok, ama bir anda ekrana fırlayan türlü belayla yer yer oldukça zıplatıyor. Bu tarz ani zıplamalara dayanıklı oyuncuların, yanlarında çığlık kıyamet izleyen arkadaşlarıyla dalga geçmeleri için de iyi bir olanak. Ancak “don’t move” özelliğinin bolca kullanılmış olması nedeniyle, yanınıza birini oturtmanızı önermem.

Bir de yazımı bitirmeden hemen önce benden size küçük bir tüyo; oyunda ne yaparsanız yapın ama hayvanlara iyi davranın!

Yorumlar