Game of Thrones Finali – Karakter Analizleri ve Karşıt Eleştiriler

Arya Stark %95

Arya, zaten Gece Kralı’nı öldürerek zirve  yaptı. Bu yüzden Cercei’yi öldüremeyeceği (kehaneti de düşünürseniz) belliydi. Yine de tüm bu olan biten savaşlar, ihanetler vs sonrasında Arya’nın bir kullanım alanı pek kalmıyor. Royal Assassin olarak Kral’ın emrinde işine devam edebileceği fikrine zaten hiç bir zaman ihtimal vermemiştim. Bu yüzden, hayatta kalması da tüm bu olan bitenden sıyrılıp Dünya’yı görmeye gitmesi de oldukça uygun görünüyor.

Bran Stark %40

Hemen yukarıda Bran’ın kral seçilmesinin uygun olduğundan bahsetmiştim. Fakat Bran özelinde, hikayenin bitişi aynı görünmüyor. Bir kere Bran, defalarca kez maldan mülkten azade olduğunu, ayrı görevleri ve sorumlulukları olduğunu belirtmişti. Ayrıca son sezonda ne olsa “evet öyle olacağını biliyordum, evet olması gerektiği gibi oldu” türündeki söylemleri karakterin gittikçe tatsızlaşmasına neden olmuştu. üzerine bir de Gece Kralı ile olan savaşta, yem görevi olmak dışında işlevi olmayışı, ondan sonraki dönemde, son sahnelere kadar ortaya çıkmayışı ile Bran artık biraz denklem dışı gibiydi. Görünüşte Bran için ideal sonun Kıştepesi’nde ya da daha kuzeydeki mağaralarda sofu bir yaşam olduğunu öngörmek zor değildi.

Velhasıl, kral olması seçenler için doğru bir tercih olurken Bran özelinde pek yakışık almadığını belirtmem gerekiyor. Küçük Meclis’e gelip de olaylara müdahil olmayışı da ayrıca (karakter özelinde) uygunsuz kaldı.

starks

Sizin el kadar olduğunuz zamanları da biliriz…

Tyrion Lannister %100

Tyrion’un öleceğini hiç bir zaman düşünmedim, en olmadık kişiler ölse bile Tyrion’un hikayenin mutlak güdüleyicilerinden biri olduğu belliydi. Krallık ya da Lordlukla temelde asla ilgilenmediği, zeki ve iyi bir gözlemci olduğu için kendisine en uygun yer daima El göreviydi. Joffrey döneminde de Daenerys döneminde de El olarak görev yaptı ve hikayeyi de Bran’ın El’i olarak tamamladı. Üstüne, Bran’ın çok daha geniş perspektif ile ilgilenip meclisi yürütme görevini Tyrion’a bıraktığını görünce tam bir olmuşluk hissi veriyor.

Bronn %50

Bronn, tüm serilerdeki en favori karakterlerimden biri. Westeros’un içine inanılmaz yakışıyor. Soylu ya da eğitimli değil ancak çok çalışarak, cesaret göstererek, doğru yerlerde durarak ve gerekli ahlaki ikilemlere girmeden hayatta kalıp ilerlemiş birisi. Ve özünde, çoğu karakterden çok daha dürüst.

Yine de ilerleyişinin nihayetinde Yüksek Bahçe lordluğuna kadar çıkması biraz yakışıksız görünüyor. Her ne kadar tüm büyük ailelerin, zamanında bu tür savaş ya da entrika becerileri ile yükseldiği gerçeği varsa da Bronn’un çapının beklediğimden çok daha genişletildiğini düşünüyorum. Daha ufak bir lordluk çok daha münasıp olurdu.

Aralarındaki çıkar odaklı ancak bir o kadar net ilişki dikkate değer

Brienne of Tarth %90

Brienne zor savaşlar ve mücadelelerden geçse de öleceğini düşünmediğim bir diğer isimdi. Şövalyelik yolunda ilerlemesi, sarsılmaz erdemleri ve bağlılığının neticesinde en büyük ödülü aldı. Westeros’un gelmiş geçmiş en büyük şövalyelerinin üyesi olduğu Kral Muhafızlarının komutanlığı! Fazla iddialı olabilir ancak teamüllerin yıkıldığını söylemiştik, bu yüzden mutlak bir şekilde hikayesi yerli yerine oturuyor. Ah bir de Jaime ile oynaşıp arkasından göz yaşları dökmeseydi…

Davos Seaworth %90

Serinin en ilginç karakterlerinden biri olan Davos’un hikayesi de kişiliği de ayrıca dikkate değer bir önem arz ediyor. Buna rağmen Piçlerin Savaşı’ndan sonra diğer tarafa çok çabuk geçip uyum sağlaması hafiften bir uyumsuzluk getirdi.

Davos’un serinin en sempati toplayan karakterlerinden biri olduğunu biliyoruz. Fakat buna rağmen eğer ölseydi, hikaye içinde çok ciddi bir şekilde yasını tutacak kimsenin olmadığına dikkatinizi çekmek isterim. Kendi oğulları savaşlarda ölmüştü, Stannis ve kızı da gittiler. Daenerys’in tarafında Tyrion, Varys ve Jon ile iyi bir arkadaşlık geliştirse de ilişkileri çok yeniydi. Bu yüzden ölümü hikayeye herhangi bir dramatik etki katmayacağı için, ölmesini kesinlikle beklemiyordum. Bu yüzden olması gerekene çok uygun bir sona ulaştığını söylemek gerekir.

Samwell Tarly %100

Kendi yolundan ilerleyen karakterlerden biri olan Samwell’in ağırlığı önceki sezonlarda daha fazla olsa da bu sezonun en önemli noktasında aktif rol almıştı. Ve nihayetinde Baş üstad, archmaester olması, bu olurken Gilly ile bebeğin de hayatta kalması Samwell için çok doğru bir sondu.

tormund

Sevdik olmadı, Yabanisin dediler kız vermediler…

Jon Snow %90

Jon’un sonu muhakkak ki çok hüzünlüydü. Hiç istemediği işlere bulaştı, istemediği halde liderliği almak zorunda kaldı, sevdiği bir kadın öldü, bir diğerini kendi öldürdü. Zaten hayatı boyunca, piç olarak ya da soylu adamın oğlu olarak istisnasız her yerden dışlanmıştı. Tam hak ettiği yerlere geldiğini düşünüyorduk ki olaylar farklı gelişti.

Ve Jon bir karar verdi, her ne kadar zor olsa da…

Fakat ulaştığı son, hüzünlü ve üzücü olsa da rahatsız edici değil. Jon, en başından beri bütün bu şatafatı istememişti. Hatırlarsanız, Gece Nöbetine “gönüllü” olarak katılmıştı. Yani bir suç işlememiş ya da ceza olarak gönderilmiş değildi. Bu sebeple, nihayetinde yine aynı yere dönmesi bir tamamlanma değilse nedir?

En sonunda, Yabaniler ile daha da kuzeye gitmesi de son noktayı koydu. En iyi anlaştığı ve kendine yakın hissettiği halk her zaman onlardı ve hikayesi de onlarla son buldu.

Tormund Giantsbane %95

Tormund için söylenenler esasında bütün Yabaniler için geçerli. Duvar’ın ötesinde kalsalar net bir şekilde öleceklerdi. Basiretli davranıp Güney’e doğru geldiler ve güçlerini  birleştirdiler. Nihayetinde de hayatta kaldılar.

Fakat onlar Duvar’ın kuzeyine ait bir halk olarak, mutlaka geri dönecekleri belliydi. Her ne kadar çok büyük kayıplar verseler de Gece Kralı tarafından soykırıma uğramaktan kurtuldular. Ve nihayetinde, kendi memleketlerine geri döndüler. Ah bir de Tormund, Brienne ile halvet olabilseydi keşke…

Askerlik hatırası

Yara Greyjoy %90

Hikaye içinde belirli bir dönem etkinliği artıp, sonrasında azalan bir figür olan Yara için net bir şeyler söylemek zor olsa da olması gerekene uygun bir yerde hikayesini sonlandırdı.

Euron öldü, kendisini destekliyor olsa da hak iddia edebilecek olan Theon da öldü. Barış (şimdilik) sağlandı ve Demir Adalar’ın yöneticisi oldu. Bir arka plan hikayesi için münasip görünüyor.

Gendry Baratheon %95

Gendry, hikaye içinde belirli bir dönem dışında hiç bir önem arz etmedi. Ve hayır, tahmin edeceğiniz gibi önem arz ettiği dönem Arya ile oynaşmaları değil ilk sezonlarda Robert’ın piçlerinin Cersei tarafından aratıldığı zamanlardı…

Daenerys tarafından politik bir hamle olarak Stormlands Lordu olarak yükseltilmesi ve Baratheon ismini alması kısa bir anekdot olsa da hikayenin sonunda önemli bir aile olan Baratheon’ların devam edeceğini göstermesi açısından hoş bir detaydı.

Grey Worm %40

Missandei’nin ölümü, sadece Daenerys üzerinde değil Grey Worm üzerinde de çok büyük etki bıraktı. Her ne kadar karakterin detaylarına hiç bir zaman çok inememiş olsak da tıpkı Kraliçesi gibi O’da gereğinden fazla sertleşmiş ve daha önce tatmadığı, ne yapacağını bilemediği duygularla karşı karşıya kalmıştı. O yaşlara kadar büyük oranda duygulardan arındırılmış, hadım bir savaş makinesi olarak yetiştirilmiş olan Grey Worm’un tepkisi doğal olarak Daenerys’i taklit etmek olmuştur. Bu da benzeri bir öfke ve merhametsizliğe doğru itilmesini sağlamıştır.

Her ne kadar tepkileri belli oranda anlaşılabilir olsa da Grey Worm ve diğer Lekesizler’in ulaştığı nokta maalesef biraz muallaktır. Örneğin Daenerys’in ölümünden sonra Jon’u neden hemen öldürmedikleri, o sırada Tyrion’un da öldürülmediği belirsizdir. Nihayetinde, gemilere binip uzak adalara gitmeleri de oldukça tatminsiz bir sondur. Elbette ki savaşlar sonrasında, savaş için yetiştirilen askerlerle ilgili önemli sorular ortaya çıkacaktı. aAcak bu sonun pek de uygun kaçmadığını düşünüyorum.

Son sezonda aldığın kiloları fark etmemiş değiliz deli oğlan

Son Söz…

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, ölenlerin tamamına yakınının ve hayatta kalanların büyük kısmının hikaye gidişatı ve karakterlerin gelişimi açısından beklenen noktalara ulaştığını görmek zor değil.

Hikaye açısından “daha önemli olduğu düşünülen” karakterlerin ve olayların gidişatından memnuniyetsizlikler hakkında çok fazla eleştiri mevcut. Yine de kitapları ve diziyi bir de geçtikleri yollar bu yollarda başlarına gelenler ve ulaştıkları noktaları bir de bu şekilde değerlendirirseniz hikaye açısından çok fazla sorun görünmüyor.

Esas sorun (benim de katıldığım üzere) hikayenin işleyişi ile ilgili. Özellikle de son sezonda olayları korkunç bir hızda gerçekleşmesi ve bu olayların alt yapılarının yeterince kurulamaması. Neden bu kadar kısa sürdüğünü şahsen bilmiyorum, bütçe, planlama vs sayısız neden olabilir. Yine de on-on iki bölüme yayılsaydı çok daha iyi olabilir.

Ayrıca hikayenin gidişatı boyunca, özellikle de son sezonlardaki en büyük şahsi eleştirim büyük evlerin ve onlara bağlı çoğu daha küçük evin hiç işlenmemesidir. (Stark, Greyjoy ve Lannister hariç)

Hepsi şimdi nerede?

Baratheonlar, savaşlarda harcandılar. Özellikle de Renly ve Stannis birbirleri ile savaşırken hem kaynaklarının hem de insan güçlerinin büyük kısmını tükettiler. Tully’ler ise büyük oranda Lannister kontrolünde oldukları için kaynaklarının çoğunu onların tükettiği de kabul edilebilir. Bu yüzden, bu iki evin son olaylarda rol oynamamaları makul görünüyor.

Fakat Tyrell’lerin evi olan Yüksek Bahçe düşüp, Lannister’lar tarafından yağmalansa da onların sancaktarları ve diğer evlerine ne olduğu ile ilgili hiç bir bilgi yok. Tyrell hanedanı büyük ve güçlüydü, Olenna da öldükten sonra ne olduğu büyük oranda muğlak kaldı.

Aynı şekilde Dorne beyliği ve Martell hanedanının durumu da belirsiz. Bir kere Dorne’u, eşsiz coğrafi konumu nedeni ile Targaryen’ler bile ele geçirememişti. Greyjoy donanmasının bu kadar hızla yağmalayıp denklemden çıkarması pek çok soru işaretini havada bıraktı. Martell’ler ya da onların yerine Dorne’u yöneten hanedan nerede kimse bilmiyor.

Vadi ve Arryn hanedanının ordularını, Serçeparmak ve Sansa kuzeye getirmişti. Vadi’nin nüfusu az olsa da varlıklı bir bölgedir ve şövalyeleri oldukça ünlüdür. Ayrıca en iyi ekipmanlı birliklerin de onlarda olduğu bilinir. Son savaşlarda Stark’ların tarafında olduklarını düşünüyoruz ancak çok minik referanslar dışında bu konuya hiç bir gönderme yok.

Bunlara ek olarak diğer kıtadan gelen Golden Company askerlerinin akıbeti hakkında bilgi yok. Sanırım hepsinin öldüğünü var saymamız gerekiyor ancak bunu görseydik hikaye daha yerine otururdu. Aynı şekilde Cersei ve Krallığa borç veren Iron Bank’ın (Braavos) borçlarını nasıl tahsil edeceği, Cersei’yi borçlar ile ilgili tehdit etmeleri komple unutulmuş.

Aslanlar be maşallah

Son sezonlar özelindeki en büyük eleştirim işte bu koca hanedanların ve bunların sayısız beyliklerinin, güçlü şehirlerin hikaye içinde yok sayılmalarıdır. Bunların hepsi kendi başlarına güç odaklarıdır ve hikaye içinde yer oynamasalar bile bazı ufak sahneler ile nerede olduklarına dair referanslar görmek isterdim.

Hepsini toparlamak gerekirse:

  • Karakterler özelinde çok minik detaylar dışında hikayenin olması gerektiği gibi gittiğini
  • Fakat işlenişte bazı sıkıntılar ve aceleye getirilmiş çok nokta olduğunu
  • Ayrıca büyük aileler ile politik olayların önemli kısımlarının atlandığını
  • Nihai olarak kısmen yetersiz kalsa da çok büyük tepkileri hak edecek kadar kötü bir biçimde sona ermediğini söylemek gerekiyor.

Fikirlerinizi paylaşmayı unutmayın.

Bonus İçerik – Ginger Lannister Soldier (Eddie) %100

Lannisterların temelde İngiltere olduğu çok belirgin bir durum. Yine de hepsini canavar gibi göstermenin manası yok. Buna istinaden, seri boyunca yapılan en iyi easter egg’lerden biri olarak Ed Sheeran’ın canlandırdığı, isimsiz Lannister askerinin akıbetini biliyoruz.

7. sezonda ejderha ateşi tarafından öldürüldüğünü, kadınlarla oynaşırken Bronn’un ağzından duymuştuk. Başımız sağ olsun…

Yorumlar