Kılıç ve Büyünün Efendileri #2: Robert E. Howard

Conan’ın bazı hikayelerinde, “zamanın ve uzayın ötesinden gelen büyük dehşet” şeklinde anlatımlar, göz ve dokunaçlardan ibaret yaratıklar Lovecraft etkisini yansıtır. Conan en ünlüleri olsa da, 10 yaşındayken yarattığı “El Borak” lakaplı Francis Xavier Gordon başta olmak üzere, sayısız karaktere hayat vermiştir. Sırf bu adamın yazdıkları kendi başına 10 bölümlük bir yazı dizisi oluşturmaya yeter.

1936’da, Robert büyük ölçüde Western tarzına geri dönmüştü. Romanı A Gent from Bear Creek basılmak üzereyken, annesinin hastalığı geri dönülmez bir aşamaya geldi. Robert zaten mutsuzdu; yaşıtlarının çoğu evlenmiş ve kendi hayatlarını kurmaya başlamıştı, kendisini başarısız hissetmekteydi, hayatına girmiş tek kadın olaNovalyne Price onu terk etmişti, annesinin ağırlaşan durumu nedeniyle evde bakıcılar vardı ve yazacak kadar konsantre olamıyordu. Sonunda, annesinin girdiği bir komadan çıkamayacağını öğrendiğinde, kararını verdi. Onsuz bir hayatla yüzleşemeyecekti. Bir arkadaşından 38’lik Colt tabancasını ödünç aldı. Brownwood’da üç kişilik bir mezar satın aldı. Menajerini arayıp ölümünden sonra hikayelerinin haklarına dair direktifler verdi. Babasının doktor arkadaşlarının birinden, beynine kurşun isabet etmesi durumunda kesin ölüm olup olmayacağını sordu. 11 Haziran 1936’da, daktilosunda bir veda notu yazdı ve arabasına bindi, gidiş o gidiş. Colt’u beynine dayayıp tetiği çekti.

REH_6

Hemen ölmedi. Yaklaşık sekiz saat komada kaldıktan sonra, ölüm dileği gerçekleşti. Annesi de ertesi gece vefat etti.  Hikayelerini yazdığı emektar Underwood marka daktilosunda şu notu buldular;

All fled, all done, so lift me on the pyre;
The feast is over and the lamps expire.

(Her şey olup bitti, ölülerin yakılacağı odun yığınının üzerine yatırın beni,
Ziyafet sona erdi, söndürün kandilleri.)

Bunu ilk okuduğumdan bu yana yıllar geçti, ama her denk geldiğimde hala boğazıma bir yumru tıkanır, gözlerim dolar. Bu konuda daha fazla yorum yapmıyor, sizi kelimelerin gücüyle baş başa bırakıyorum.

reh_5Ölümü büyük üzüntü yarattı. Ancak her zaman insanın gençken, en güçlü döneminde ölmesi gerektiğine inandığını defalarca dinleyen arkadaşları şaşırdılar mı? Yapacağını düşünmüşler miydi? Kimisi evet, kimisi hayır.

Umarım huzur bulmuştur. İsterdim ki ölülerde bir parça his kalabilseydi, bugün ne kadar kişiye ilham verdiğini ve koca bir yazın türünü ateşlediğini, kitaplarının hala best-seller listelerinden inmediğini ve romanlarının defalarca yeniden basıldığını görebilseydi. Keşke aramızda biraz daha kalmaya tahammül edebilseydi, 30 yıl gibi kısacık bir yaşam süresinde ölümsüz kahramanlar yaratan dehasının olgunluk dönemine de şahitlik edip ilham alabilseydik. Olsun, bize bu da yeter. Nur içinde yat büyük usta.

Bu yazı, "Kılıç ve Büyünün Efendileri" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar