Önce Manavlarla Alay Ettiler, Sesimi Çıkarmadım, Çünkü Ben Manav Değildim

“Her şeyin mizahı olmaz!” içinde barındırdığı “her şey” kavramı gibi o kadar geniş bir yeri kapsıyor ki açıklaması zor.

Buradaki garip konu herkesin farklı hassasiyetlerinin olması ve farklı tepki göstermesi. İşin doğrusu yasalarda ele alındığı gibi genel bir toplum hassasiyetinden bahsetmek imkansız. Sosyal medya elimizin altında; tartışmaya açık olmayacak şekilde net görülen olaylarda bile suçluyla empati yapabilecek ya da mağdur için “O zaman o da öyle yapmasaydı!” diyebilecek kişiler çıkıyor.

Ahlak, örf, adet gibi kavramların zamanla ve toplumdan topluma değiştiğini de göze alırsak insanları bu temelleri baz alıp yargılamanın mantıksızlığını da anlayabiliriz.

Bu tip durumlarda verilen her hangi bir ceza kısa sürede üreticiyi yıldırma politikasına dönüşüyor zaten bildiğiniz gibi. Eski mizah dergilerindeki kapaklara göz atmak yeterli. Şu an yapmayı aklınızdan bile geçiremeyeceğiniz esprilerle dolu.

Akbaba (1965) ve Çarşaf (1976) dergileri

Buradaki önemli argümanlardan biri yabancı saldırgan mizahçıların örneklerini vererek kıyaslama yapmak. Dünya çapında ünlü birini yerel ve çok küçük bir kesime ulaşabilmiş biriyle kıyaslamanın manasızlığını bir kenara bırakalım. Yabancıların yaptığı saldırgan mizah tabii ki size komik gelecektir çünkü sizin değerlerinize saldıran espriler yapmıyordur sizin için saldırgan değildir açıkçası. Eğer yapsaydı aynı şekilde tepki verileceğine eminim. Bu noktada Charlie Hebdo katliamını hatırlatmakta da fayda var.

Sizi rahatsız edilen konuları dile getirmenizde, beğenmediğinizi savunmakta tabii ki özgürsünüz (saldırgan mizah sevmiyorum dedikten sonra belden aşağı bayağı şakalar yapmamanız sizin açınızdan daha tutarlı olur tabii ki). Fakat bunların engellenmesini, yok olmasını devlet eliyle yerine getirtmeye çalışmak oldukça tehlikeli, sonuçlarının nereye varacağını pek de kestiremeyeceğimiz bir duruma dönüşebilir.

Adı üzerinde “saldırgan mizah” yapıyorum diyen birine ama dur o konulara da girme demek oldukça mantıksız. Mizah, eleştiri, hakaret aslında birbirine oldukça karıştırılabilecek konular ama ayrımını yapmak da ne bana, ne topluma, ne de mahkemelere düşmez aslında. Suistimale açık bir konu olmasına rağmen yapanın beyanı yeterlidir bence.

Kırk yıllık dostunuz olan birine yaptığınız bir şakayı yeni tanıdığınız birine yapamazsınız, bu doğru. Genel beşeri kurallar bunu gerektirir. Öte yandan bir çoğumuzun iyi bir kitap yazamayacağını, iyi bir film yönetemeyeceğini de söyleyebiliriz. Sizin bir şeyleri yapamamanız başka kişilerin de yapamayacağı anlamına gelmiyor. Hele hele onların yapma hakkını elinden alma hakkını size hiç vermiyor.

Yorumlar