Lavuk Evil Paladin’in Hikayesi – Bölüm 3

Köprücü Şövalyeler

Daha küçük olan grupla kamptan ayrılıp ilerliyoruz. İlk günün sonunda, güneş batarken bir köye yaklaşıyoruz ancak biz küçük bir akarsuyun bir tarafındayız köy de diğer tarafında. Arada ufak bir köprü var, iki tane zırhlı adam köprüyü tutmuşlar. Yaklaşınca bakıyoruz zırhlarında vs. Bükülmez Kalkan Şövalyeleri’nin sembolleri var. Ne uzun isim ya, bundan sonra BKŞ diyeceğim, anlayın.

Benim haydut kuzen ve adamları ayıptır söylemesi biraz tırsıyolar, BKŞ’nin o diyarda ürkütücü bir şöhreti var. Ben tırsmıyorum tabi (peeeeh) gidip yaklaşıp selamlıyorum, selamımı alıyorlar. Bizimkiler de hemen arkada elleri yaylarında bekliyorlar. Lan bir sakin olun, siz böyle her zırhlı, heybetli adamdan korkarsanız işimiz var.

Şövalyeler, köprüden geçişten para alıyorlarmış. Anında gözümden düşüyorlar ama ses etmiyorum, her şövalye bizim gibi soylu değil ya. “Çok fakirsiniz keşke ölseniz!” diye içimden geçiriyorum. Hemen arkasından;

“Esasında bunları dağ başında bir güzel kessek kimsenin ruhu duymaz.” diye düşünüyorum. Neyse, biraz bilgi alabilirim belki diye lafa tutmaya karar veriyorum. Kuzenin olduğu manastırı soruyorum, iki laklak ettikten sonra o köprünün yerini haritamda mimliyorum. Yarın bir gün zırhımı, silahlarımı vs. kaybedersem buraya gelir bu hödükleri keser eşyalarını alırız, aklımızda bulunsun heh heh.

lavukEvil

Tayland mı? Köy mü? Belli Değil

Köprüden geçtikten bir süre sonra köye geliyoruz. Hemen girişte millet bize bakmaya başlıyor, “ahır var, kulübe var” diye bize yatacak yer sunanlar çıkıyor. BEN? AHIRDA YATMAK? Tsssshh deyip geçiyorum yanlarından.

Sonra bir tane velet geliyor, söylediklerini ezberletmişler. Kaset gibi tekrarlıyor :

“Efendiler, mekanımıza buyrun. Harika bir ev, temiz kulübeler ve yataklar, mükemmel yemekler sunuyoruz. Ayrıca üvey ablalarım her türlü ihtiyacınızı karşılayacaklar”

Bak bak bak, bacak kadar boyu var türlü türlü huyu var. Bu yaşta muhabbet tellallığına başlamış. Tam “Yörü git len!” diyecekken kuzen atlıyor. “Tamam burada kalalım, kızlar varmış baksanıza!”

Gümüşel’den başka ne beklenebilirdi ki? Eh ben de sığır gibi ahırda uyumak istemiyorum, çaresiz “sosyal tesisler”e doğru ilerliyoruz.

Bu yazı, "Lavuk Evil Paladin'in Hikayesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar