Diskdünya – Fantastik Kurgu ile Komedi’nin Buluştuğu Yer

12 Mart 2015’te dünyanın en kaliteli yazarlarından biri olan Sör Terry Pratchett’i kaybettik. Ülkemizin geek kültüründe bunun ne kadar büyük bir kayıp olduğunu bilmeyenlerin oluğunu fark ettim. Bu yüzden, bu sene 41. kitabıyla ne yazık ki son bulan Diskdünya (Discworld) serisinden bahsetmek istiyorum. Umarım okumaya teşvik ettirebilir ve bu kaybın boyutunu anlamanıza yardımcı olabilirim.

Diskdünya serisini anlattığım arkadaşlarıma genelde “Otostopçunun Galaksi Rehberi var ya? Onun gibi, ama bilimkurgu yerine fantastik,” derim. Bunu açıklığa kavuşturayım; ‘orta-çağ’ diyebileceğim bir dönemde, cadılar ve büyücüler’in olduğu, disk şeklindeki bir dünyayı konu alan bir mizah serisi olarak düşünebilirisiniz. Peki hiç mi konu yok, karakter yok? Hayır aslında tam tersi. İlk iki kitap biraz saçma olsa da, Pratchett bize sonraki kitaplarda konu ve hikayeye daha ciddi önem vererek okuması inanılmaz keyifli karakterler ve olaylar sunuyor. Seri o kadar geniş ki aslında “şu kitaptan başlamalısın” diye kesin bir çizgi de yok, herhangi bir Diskdünya kitabını alıp okumaya başlayabilirsiniz, bununla alakalı daha detaylı bilgiyi de birazdan vereceğim.

Peki tam olarak neymiş bu ‘Diskdünya?’

Uzayda süzülen Büyük A’Tuin bir ‘Dev Yıldız Kaplumbağa’sıdır. Sırtında Berilla, Tubul, Büyük T’Phon ve Jerakeen isimlerindeki dört devasa fili taşımaktadır, onlar ise kendi sırtlarında Disk’i. Disk, adından anlaşılacağı şekilde yassı, dairesel bir dünyadır. Onu aydınlatan ve etrafında dönen minik bir ateş topu vardır, çok tuhaf bir yörüngeye sahip olduğu için muhtemelen evrende Güneş’e yol vermek için bir filin bacağını kaldırmasını gerektiren tek yerdir.

"Fizik kuralları mı? Pardon, sizi muhteşemliğimin sesi yüzünden duyamıyorum."

“Fizik kuralları mı? Pardon, sizi muhteşemliğimin sesi yüzünden duyamıyorum.”

Peki bu Diskdünya’da kimler yaşıyor?

Diskdünya’dan bahsedip tadına doyulmayan karakterlerinden bahsetmesem olmaz. Diskdünya serisinin birden fazla ‘başrol’ karakteri vardır, hatta bu karakterler bazı kitaplarda karşılaşırlar ama genelde kitap başına bir karakterin (ya da karakterler topluluğunun) etrafında döner.

Death

Azrail, Ölüm, ne isim vermek istiyorsanız. Kendisi ‘ölüm’ kavramının kişileştirilmiş halidir. Gerçekliğin en gerçek kavramıdır, ve başka hiç bir şey onun kadar gerçek değildir. Sizinle konuşursa ağızını kullanmaz, direk zihninizin içine konuşur – bu yüzden Death konuşursa ” ” işaretlerini beklemeyin, SADECE BÜYÜK HARFLER İLE KARŞILAŞACAKSINIZ.  Çizgi filmlerde Christopher Lee tarafından seslendirilmiş, öyle düşünün. Death, serinin iki kitabı dışında her kitapta bulunuyor (bir cümlelik cameolar olsa da) hatta ve hatta Diskdünya serisinin dışına çıktığı kitaplar dahi var (Neil Gaiman ile birlikte yazdığı Good Omens (Kıyamet Gösterisi) mesela).

ADALET DİYE BİR ŞEY YOKTUR, SADECE BEN VARIM.

hogfather

Death, uşağı Albert ve torunu Susan ile birlikte (Hogfather filmi).

Rincewind ve Büyücüler

Normalde Rincewind’den önce bahsetmem gerekirdi, zira kendisi serinin ilk kitabının baş karakteri. Rincewind, Görünmez Üniversite’de bir büyücülük öğrencisi, fakat bir iddia sonucunda kafasına yerleşen korkunç bir büyü sebebiyle başka büyü öğrenememektedir. Tek bir büyü bilen bir büyücü olmak dışında, aynı zamanda korkaktır ve kesinlikle kahramanca şeyler yapmak niyetinde değildir.  Rincewind’in hikayelerinde, ve onun dışında bir çok hikayede Görünmez Üniversitenin büyücüleri de bulunur.

“Yükseklikten korkmuyorum, yeryüzünden korkuyorum; çünkü seni öldüren şey yükseklik değil!”

wizards

Sam Vimes ve Ankh-Morpork Nöbetçileri

Sam Vimes, Diskdünya’nın başkenti diyebileceğim Ankh-Morpork’un nöbetçilerinin kaptanı. Fakat şehir o kadar kanunsuluklarla dolu ki, şehrin nöbetçileri bir avuç şapşaldan oluşuyor. Vimes ve ekibi serinin on iki kitabında bulunuyorlar, ve anlat anlat bitmeyecek derecede eğlenceliler.

“Kanatlı bir kertenkele benim şehrimi yakamaz! Bu şehri yakacak biri varsa o da benim!”

guards__guards__by_sharksden-d51mkqx

Granny Weatherwax ve Cadılar

Granny Weatherwax serinin üçüncü kitabında ilk olarak karşılaştığımız ve Diskdünya’nın cadıları arasında başrolü alan inanılmaz eğlenceli bir karakterdir. Genelde Nanny Ogg ve Magrat Garlick ile beraber görünür. Diskdünya’da cadılar dişi büyücüler değildir, cadılar ve büyücüler tamamen farklı şeylerdir. Büyücüler (bir iki durum dışında) erkek, cadılar da kadındır, ama bu aynı şeyin farklı cinsiyetteki isimleri değildir. Büyücüler akademisyen olarak gösterilirken, cadılar bir iki numara bilen bilge kadınlardır.

“Ben bir leydi değilim, ben bir cadıyım.”

witches

Diğerleri…

Discworld serisinde okadar çok sayıda ve çeşitte karakter var ki istesem hepsini yazamam, ama şunu söyleyebilirm: her biri birbirinden eğlenceli, birbirinden ilginç karakterler. Onların maceralarını okurken kesinlikle onlardan sıkılmayacaksınız.

Discworld_characters_by_yenefer

Peki Serinin Neresinden Başlayayım?

Discworld’u okumak istiyorsanız bunu yapmanın bir çok yolu var. En basiti tabii ki de kitapların çıkış sırasına göre okumak. Bunu yapmak isteyenlerinizi baştan uyarayım, ilk iki kitap konu ve hikaye yerine komediye ağırlık verdiğinden biraz saçma, ama kesinlikle okunmaya değer.

Bir diğer yol da kitapları hangi karakteri takip etmek istiyorsanız onun bulunduğu kitapları sırasına göre okumak. İnternette bunu nasıl yapabileceğinize dair bir çok kılavuz var, bir tanesini aşağıya paylaşayım:

Büyük görüntülemek için tıklayın.

En son yol da rastgele bir tanesini kapıp okumak. Diskdünya serisi genelde karakterlerin geçmişini bilmenizi çok gerektirmeyen, kitap başına olay bazlı okunabilecek bir seri. Evet, kronolojik olarak okumazsanız geçmiş kitaplardan spoiler yiyebilirsiniz ufak ufak, ama inanın bu çok önemli değil. Ben Diskdünya serisiyle çocukken çizgifilmlerini izleyerek tanıştım, 2001’de yayımlanan Muhteşem Maurice ve Değişmiş Fareleri isimli kitapla da okumaya başladım. Anlayacağınız hiç bir önemi yok, nereden başlarsanız başlayın, ama şu kaybettiğimiz muhteşem insanın yazdığı inanılmaz eserlerden birini okuyun.

Neden bu seriyi bu kadar çok seviyorsun diye sorduklarında verdiğim cevabı sizinle paylaşayım. Hiç bir farenin ölümüne ağladınız mı? Discworld okuyun, sonra konuşuruz!

Huzur içinde yat Terry Pratchett, unutulmayacaksın.

Yorumlar