Bang!: Batıda Kartlar Dağıtıldı!

Yakın geçmişte yapmış olduğum YuCon gezisinde, convention’da geçirdiğim süre içerisinde NeoTroy standına uğrama fırsatım oldu. Biraz sohbetin ardından, yaşadığım yerde kolaylıkla bulamadığımdan, standı incelemeye başladığımda gözüme ilk çarpan oyun “Bang” oldu. Kutuyu pek fazla incelemeden aldım, zira birden fazla şey almayı planladığım için diğer oyunlara da vakit ayırmam gerekiyordu. Açıkçası ne araştırdım, ne de yan masalarda oynanan oyunlara katılıp deneme gereksinimi duydum. Benim için ölü bir yatırım olabilirdi yani. Fakat oyunu oynadıktan sonra Emilio Sciarra’yı öldürmek için tek kurşundan fazlası gerektiğini anladım.

Bang’i anlatmaya başlayacak olursak eğer, temelinde karşılıklı hamlelerin takibi itibariyle tahmin yoluyla oyundaki kişilerin rollerini ortaya çıkarmak ve kazanmak. Ayrıntılı, fakat bir o kadar da kolay bir oynanışa sahip olan Bang! Vahşi Batı konseptinde eğlenceli bir kutu oyunu. Oyunun yapımcısı Emiliano Sciarra, görsel tasarımıysa Alex Pierangelini üstlenmiş. 2002 yılında daVinci Editrice tarafından yayınlanan oyun, 2003 yılında Origins Award’ın En İyi Kart Oyunu ve En İyi Kart Tasarımı ödüllerine layık görülmüş.

Tahmine dayalı oyun tipinde diğer türdeşlerine nazaran biraz daha kompleks bir yapıya sahip olan Bang, oynamaya başladığınızda Kutu/Kart oyunlarına aşina olmayan kişiler için başlangıçta biraz zorlayıcı olsa da, birkaç elden sonra kendini sevdirmeye başlıyor.

Nasıl Oynanır?

Batıda kurşunlarınız sınırlıdır ve yapacağınız en ufak bir hamle sonunuz olabilir. Bu yüzden hedeflerinizi iyi belirlemeli, rolünüzü açık etmemeli ve doğru kararlar vermelisiniz. Oyun 4 ila 7 kişi arasında oynanıyor, minimumdan maksimuma sıralayacak olursak; Oyunda 1 Şerif, 1 Hain, 2 Haydut’la 4 kişilik oyun oynamanız mümkün. Kişi sayısı arttıkça hem haydutların sayısı artıyor, hem de işin içine bir de Aynasızlar katılıyor. Her halükarda Haydutlar sayı olarak üstün ve bu adaletsiz gibi görünse de, işlerin öyle olmadığını anlıyorsunuz. Kısaca rollerin görevlerinden bahsedersek;

  • Şerif: Haydutları yakalayıp öldürmeye çalışıyor ve her şeyden önce hayatta kalmaya çalışıyor. Zira, rolü bilinen tek kişi.
  • Haydutlar: Elbette, Haydutların görevi Şerifi öldürmek ve kasabayı kanundan arındırmak.
  • Hain: Şerifin yerinde gözü olan kişi de diyebiliriz. Belki de işi en zor olan kişi Hain, zira önce haydutları ortadan kaldırmalı, ardından şerifi öldürmeli.
  • Aynasızlar: Haydutların sayı üstünlüğü avantajını kapatmak ve Hain’i ortaya çıkarmaya çalışırken, rolünü belli etmeden şerifi korumaya çalışmaktadır. Bir nevi anti-hero kıvamındaki yasal kanunsuzlar diyebiliriz.

Oyunda her anlamda haydutlar sayı olarak üstün ve hedeflerinin kim olduğunu açıkça biliyor olsalar da, ortada bir hainin varlığından şüphelendikleri ve işin içinde bir de aynasızlar varsa kendilerini güvenceye almak için rollerini iyiden iyiye gizlemeye çalışmalılar diyebiliriz. Şerif, Hain, Haydut ve Aynasız rolleri çok güzel ayarlanmış, bu sayede oyunda her daim bir gerginlik hakim. Düşük sayılı oyunlarda denge biraz kayıyor gibi görünse de, buna da bir çözüm geliştirilmiş… Bu arada, işin içine biraz rol yapma katmak isterseniz oyuncu sayısına göre; düşük oyunculu bir oyunu küçük bir kasaba, yüksek oyunculu bir oyunu da aynasızların varlığıyla daha büyük bir kasaba gibi düşünebilirsiniz.

Her önüne gelenin birbirini vurması, oyunun dengesini bir anda alt üst edeceği için Sciarra buna da bir çözüm geliştirmiş; “Mesafeler”.

Mesafeleriniz 1 birimlik silahlarla başlayarak, çektiğiniz kartlara göre elinize geçen silahların mesafe sayılarına göre masada her iki yanınızdan başlayarak uzanan bir alanda vurmak için yetişebileceğiniz kişi sayısını belirliyor. Örneğin; 7 kişilik bir oyun oynuyorsunuz, yuvarlak masada her iki yanınızda üç kişi var ve siz elinizde iki mesafelik bir Schofield tutuyorsunuz. Bu da demek oluyor ki, her iki yanınızdaki üçüncü kişilere yetişemiyorsunuz. Eğer elinizde 3 birimlik bir Remington olsaydı ya da mesafenizi arttıracak bir dürbüne sahip olsaydınız, bu üçüncü rakipleri de vurabilecektiniz.

Böylece; haydut olduğuna emin olduğunuz bir oyuncuyu vurmak için sabırlı ve emin adımlarla hareket etmeniz gerektiğini anlamış oluyorsunuz. Mesafelerin oyundaki önemi büyük, hatta oyunun bel kemiği diyebiliriz. Zira mesafeler olmaksızın, oyun haydut olan oyuncuların anlaşmalı bir şekilde gözlerinin önündeki şerifi vurarak bir anda oyunu bitirmelerine neden olacak ve oyunun bütün keyfini kaçıracaktı.

Oyun basitçe bu şekilde, hedefine giden yolda rolünün gereği neyse onu yap, tahminlerini düzgün belirle, ateş etmeden önce elinde bol miktarda ateş edebilmeni sağlayacak olan “Bang!” kartı bulunduğundan emin ol ve tetiği çek!

Farklı Kılan Özellikler ve Güzellikler

Tahmin oyunlarının temelinde bu kadar ayrıntı olmasa da, Bang bunca ödülü sahip olduğu ayrıntılarla yakaladı diye düşünüyorum. Zira rolünüz ne olursa olsun, bir de karakteriniz oluyor. Jesse James, Lucky Luke gibi karakterler, isimlerinde yapılan ufak tefek oynamalarla karakter kartları halini almış. Her karakterin kendine has bir özelliği, örneğin bir turda iki kart çekmek yerine üç kart çekmek ya da kendisine ateş edildiğinde bu atıştan kurtulmak için çektiği rastgele bir kartta “kupa”yı yakalamaya çalışmak gibi özellikler mevcut. Oyunu farklılaştırıp, güzelleştiren de bu dengeli karakteristik özellikler.

Her oyunda bu karakterlerin sahip olduğu kurşun miktarı kadar “Can”ınız oluyor. Mesela, kendisini vuran herkesten bir kart çekmek gibi bıktırıcı bir özelliği olan karakterin düşük can puanı varken, Iskarta destesinden kart alan bir başka karakterin daha fazla canı mevcut. Bu farklı can puanına sahip olmak durumu sebebiyle yine, düşük miktarda kurşun sahibi kişilerin daha akıllıca ve defansif oynamak zorunda olmaları oyunu daha da heyecanlı bir hale getiriyor.

Oyunda silahını çek ve ateş et mantığından daha fazlası olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle, yukarıda verdiğim örneklerde çekilen ve kullanılan kartların her birinde bildiğimiz iskambil destesindeki gibi kendine has değerleri var ve bunların oyuna etkileri büyük. Bazı eşyalara sahip olduğunuzda çektiğiniz kupalar işleri lehinize çevirirken, sineklerse canınızı yakabiliyor.

Mesafeleri şema haline getirirsek işler biraz karışık gibi ama oyunda daha kolay anlıyorsunuz.

Mesafelerin öneminden bahsetmiştim. Elbette, eliniz güçlüyse mesafeleri hiçe sayabileceğiniz bir takım kartlar da mevcut. Örneğin, mesafe gözetmeksizin elinizde yeterli miktarda “Bang!” kartı bulunduruyorsanız ve düello kartına sahipseniz, rakiplerinizden birinin gözlerinin içine bakarak onu “Düello”ya davet edebiliyorsunuz ve karşılıklı olarak “Bang!” kartları konuşuyor. En çok ateş eden kişiyse, karşısındakine hasar veriyor. Eh, Spagetti Western konseptli bir oyunda Düello olmazsa olmazlardan biriydi.

Bunun yanı sıra, Vahşi Batı konseptine uygun olacak birçok kart mevcut ve kullanımları da bir o kadar güzel yansıtılmış. Örneğin; Haydutsanız ve rolünüzü belli etmeden şerife zarar vermek istiyorsanız siz hariç masadaki herkese etki edecek şekilde Makineli Tüfek’le etrafı tarayabiliyor ya da bir anda bir Apaçi baskını çıkmasını sağlayabiliyorsunuz. Bu da, oyundaki mesafe kurallarını aşmanın farklı yolları. Tıpkı batıda kuralların çok da umursanmadığını gösterircesine oyun eklenmiş tatlı eklentiler.

Kuralların Konseptle Mükemmel Uyumu

Bu eklentilere dair örnekleri çoğaltmam gerekirse; birebir Vahşi Batı’nın ruhunu yansıtacak başka kartlardan bahsetmem gerek. Mesela; Wells Fargo kartına sahip olan bir kişi, anında 3 yeni kart çekebiliyor veya Mustang ata sahip olan bir oyuncu düşmanıyla arasındaki mesafeyi arttırabiliyor. Wells Fargo’nun bankacılığın ağa babası olduğu düşünülürse, tur başında çektiğiniz 2 kartın dışında ekstradan 3 kart çekmek bankadan ciddi bir destek almak gibi ve Mustang gibi dayanıklı ve hızlı bir atın kullanımı oldukça yerinde ve kurallar konseptle iyi bir uyum sağlıyor.

Bir de, benim olmazsa olmazım ve ekipteki bütün oyuncuları en çok eğlendiren kart olan “Dinamit”e ayrıca yer vermek istiyorum. Oyunda kartın kullanımını öğrendikten sonra, aklımızda direk Western filmlerindeki klişe komedi unsuru olan elden ele geçirilen ve kimde patlayacağı belli olmayan dinamit sahneleri canlandı. Zira, kartın kullanımının bundan hiçbir farkı da yok! Elinde dinamit bulunan oyuncu, dinamit kartını oynadığında önüne koyuyor ve hiçbir şey olmamış gibi oyununa devam ediyor. Bir sonraki turunun başında ilk önce yerden random bir kart çekiyor ve eğer çektiği kartlar; 2-9 arasında bir Sinek değilse Dinamit kartını solundaki kişiye veriyor. O da, kartı alıp tur kendisine geçtiğinde bir kart çekip 2 ve 9 arasında bir sinek gelmemesi için dua ediyor. Dinamit neredeyse elinde patlayacak olan kişiye öldürecek güçte (Toplamda 3 Bang hasarı veriyor) ve işin eğlenceli kısmıysa; Dinamit birinde patlayana kadar, oyun masasından kalkmıyor!

Bang’in BGG puanı şu anda 6.6 olarak görünse de, ben kendi adıma 8 puan verdiğimi belirtmeliyim. Zira oynaması oldukça zevkli, ayrıntılı ve konseptinin tam anlamıyla hakkını veren bir kart oyunu Bang! Ayrıca, böyle bir oyun için fiyatı da diğer kutu oyunlarına nazaran oldukça makul diyebilirim. Eğer, kutu oyunlarıyla ilgiliyseniz ve henüz Bang! oynama fırsatınız olmadıysa, kesinlikle alıp denemenizi tavsiye ederim!

Yorumlar