LARP ve Türkiye’de LARP Kültürü – Bölüm 2

LARP’ın cosplay ve masaüstü rol yapma oyunlarından en belirgin farkı, güçlü ve sürekli olabilecek bir doğaçlama yeteneği istemesidir. Bu nedenle çoğu masaüstü oyuncusu, LARP oynamaya başladığında tur bazlı oyundan gerçek zamanlı oyuna geçmiş gibi bocalar (Bunun getirdiği sorunlara ileride değineceğim). Bir cosplayer işin doğaçlama kısmını çok daha çabuk kıvırır, ama o da süreklilik konusunda zorlanabilir.  Sürekli oyun disiplini, çoğu kişiye zor gelir. Ancak, oyuncunun canı istediğinde alanı terk edip fotoğraf çektirmesi, oyun dışındaki insanlarla sohbet etmesi biraz sorumsuzluk olur. LARP bir bozyap gibidir, tek oyuncusu bile eksikse bu o alandaki herkes için ekstra iş anlamına gelir. Düşünsenize, Kral tüm adamlarını aniden bir toplantıya çağırdı ve en gözde Dük’ü ortada yok? Tabii bu durumda oyuncular doğaçlamaya başvurarak eksik oyuncunun açığını kapatırlar; “Yine kesin perdelerin arkasında bir kadınladır,” veya “Amanın, yoksa ani bir haber alıp çıktı mı?”, “Bir köşede sızıp kalmamıştır değil mi, skandal!” gibi mırıltılar ortalığı doldurur. Oyuncu kısa süreliğine kaybolmuşsa sıkıntı yok, ama süre uzarsa diğerleri de yorulmaya başlayacaktır.

İngiliz kraliyet eşrafından örnek vermemi yanlış anlamayın, LARP her gerçeklikte yapılabilir. Var olan LARP grupları genellikle high fantasy meraklısıymış gibi görünebilir, gerçekten de sayıları diğerlerine oranla fazladır. LARP oynamanın belki de en zevkli yanı, siz kendi amacınızı gerçekleştirmeye çalışırken o mekandaki herkesin aynı şeyi yapmaya çalışmasıdır. Etrafınızda insanlar fısıldaşırken niyetlerini anlamak, uzaktan dudak okumaya çalışmak, kendinizce casusluğa soyunup belirli bir mesafede konuşulanları dinlemeye çalışmak, LARP oyunculuğunun en büyük zevklerindendir. Yurtdışında yapılan LARP’lar için konuşursak, tabii buna savaşmayı da ekleyebiliriz.

Benim gibi Fallout hastalarının oynamak için çok şey verebileceği türden bir LARP. Türkiye'de de yapılması imkansız değil, ama uğraş yok ne yazık ki.

Benim gibi Fallout hastalarının oynamak için çok şey verebileceği türden bir LARP. Türkiye’de de yapılması imkansız değil, ama uğraş yok ne yazık ki.

Prop Nedir, Yenir mi?

Şimdi düşünüyorum da, yenebilir aslında. Şöyle ki, prop sahne eşyası anlamına gelir. LARP’ın kendisi bir sahne olduğuna göre, kullanılan belli eşyalar da bu isimle anılır. Mesela LARP senaryosu karakterlerden birinin doğumgünü partisinde geçmektedir ve ortaya bir pasta gelir, pastanın üst kısmına zehir enjekte edilmiştir. Bu durumda, pasta bir prop haline gelir, oyunda olanaksızlıklar nedeniyle bazı eşyaları hayal etmek durumunda kalsak bile, pasta orada olmalı ve dediğim senaryo söz konusuysa oyun yöneticisi pastanın üst kısmından yenip yenmediğini izlemeli, yendiğini görürse de gidip acı haberi vermelidir.

Bu kısımda, zehirlenen karakter, gerçekten zehirlenmiş bir insan gibi davranacak, çırpınıp kasılmaya başlayacaktır, senaryoda panzehir kullanılmışsa bunu kurbana vermek panzehire sahip olan yahut varlığını bilen oyuncuların insiyatifindedir. Pastaya zehir enjekte eden kişi LARP ortamındaysa ve zehir üstündeyse, bu da bir prop’tur. Eğer birileri ondan şüphelenirse, üstünü arayıp zehri bulabilirler. Küçük eşantiyon parfüm şişeleri ya da her eczanede bulabileceğiniz ampuller işi fazlasıyla görecektir.

Fantastik ve okült ağırlıklı korku oyunları için LARP propları.

Fantastik ve okült ağırlıklı korku oyunları için LARP propları.

Tabii çoğu uyanık Larp oyuncusu, genellikle bu tür delilleri başka oyuncuların ceplerine saklayarak veya eşyalarının arasına “düşürerek” kendi üzerinden atmaya çalışacak, başarırsa başka bir oyuncunun cinayet suçlamalarıyla karşı karşıya kalmasına neden olacaktır. Ancak kurban için kötü hissetmeyin, büyük ihtimalle orada olmasının nedeni o pahalı evdeki sanat eserlerinden birini aşırmak, partide bir karışıklık çıkacağını haber alıp bundan olabildiğince yararlanmak ya da belki başka birinin ölümüne neden olacak planlar yapmaktı. LARP karakterleri nadiren masumdur, oyuncuları daha bile az masumdur. Özellikle parti şeklinde tasarlanmış oyunlarda, niyetlerini gözleriyle ölçüp biçmeye çalışarak birbirleri etrafında dönen insan yumağını dövüşe hazırlanan pehlivanlara benzetmişimdir hep. Ancak dövüş kasla değil, zekayla yapılacaktır tabii.

Bu yazı, "Larp ve Türkiye'de LARP Kültürü" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar