Borderlands 3 – Efsane Geri Döndü!
Borderlands, çıktığı dönemde devrimsel bir değişiklik yapmasa da büyük bir etki yaratmıştı. İyi bir FPS (first person shooter) olmasının yanı sıra farklı sınıflar, level atlama mantığı ve sürüyle farklı özellikteki silah ile Diablo, WoW gibi eşya delisi oyunlarla da yolu kesişiyordu. Tabi çoğu oyundan farklı olarak çizgi film, hatta çizgi roman benzeri dış hat çizimleri olan grafiklerinin ve absürt mizah kalitesinin de katkısı büyüktü.
İkinci oyun, benzer mantığı fazla olmasa da geliştirmişti. Ancak 2.5 diyebileceğimiz Borderlands-Pre Sequel, isminden de anlaşılacağı gibi kronolojik olarak geçmiş dönemi anlatıyordu. Hatta bir adım daha ileriye giderek sadece geçmiş dönemi değil, 2. oyunun baş kötüsü olan karakterleri hikayenin merkezine koyuyordu.
Pre-Sequel, 2. oyuna nazaran daha jenerikti. Düşük yerçekimi gibi detaylar olsa da karakterlerin Action Skill’lerinin kullanımı ve gücü artmıştı. Vaziyet böyle olunca oyun değil ancak oynanış daha da kolaylaşmıştı.
Oyunun zorluğunun aynı kalıp oynanışın kolaylaşması esasında çok ince bir konu. Tasarım olarak kağıt üzerinde kolay görünse de aslında zor bir durum. Bazı dengeler değişince oyunun başka bir şeye dönüşme riski her zaman mevcut. Gearbox Software ise bunu çok iyi bir şekilde beceriyor.
Borderlands 3
Yeni oyun da uzun süredir bekleniyordu ve çıkışından sonra da önceki oyunlarda olduğu gibi üzerine koyarak ilerlemeyi başardığını gösterdi.
Grafikler, önceki oyunlar ile çok benzer tarzda ancak çözünürlüğün arttığını görmek zor değil. Ayrıca oyun artık sadece Mad-max benzeri olan Pandora’da değil farklı farklı gezegenlerde geçiyor. Tabi bu gezegenlerin sadece arka planı, binaları ya da bitki örtüsü değil size saldıran vahşi yaratıklarının da değişmesi demek. Oyun aynı kalsa da başka gezegene gidince değişikliği hissetmemek imkansız.
Bu değişikliklerin atmosfere de olumlu bir katkı yapmaması kaçınılmaz bir durum. Vault Hunter olarak her zaman avcı konumunda olsanız ve haritadaki her şey bir şekilde öldürmeniz için orada olsa da o gezegenin yapısal farklılığına göre kendinize çeki düzen vermeniz gerekiyor Dallardan sarkıp büyük ağaçların arasında saklanan, ateş edip kaçan yaratıklar ile dövüşmek için belirli taktikler izliyorsunuz. Ancak bir sonraki gezegende üzerinize koşan dinozor ya da köpek benzeri yaratıklarda farklı şekilde dövüşmelisiniz. Bunlar oyuncuyu yormayan eğlenceli farklılıklar. Sürekli olarak adapte olmanız gereken bir savaş mantığı yok sadece silahları ve skilleri ona göre optimize etmek daha verimli oluyor.
Guns, More Guns!
Alışılagelmiş rol yapma oyunlarının aksine başlık zırh, çizme, kemer gibi detaylar olmadığı için Borderlands serilerindeki eşya mantığı büyük oranda silahlar ya da bomba modları ile ilerliyor. Fakat oyunda milyonlarca farklı silah çeşidi mevcut. “Büyülü” diyebileceğimiz özel silahların, serinin önceki oyunlarında olduğu gibi ateş, buz, radyasyon, elektrik ya da zehir/pas gibi elemental eklemeleri var. Tabi ki tabanca, roketatar, menzilli tüfekler vs şeklinde sürüyle farklı silah her zaman mevcuttu.
Bir de seriler boyunca ünlü olan Maliwan, Hyperion, Torque, Jacobs gibi silah üreticileri vardı ki bunların silahları genelde farklı konularda daha iyi olabiliyor. Örneğin Maliwan elemantel etkilerde iyiyken Jacobs elemental kullanmayıp yüksek kalibreli silahlar ile temel hasara odaklanıyor. Hyperion ise nişan alma kalitesi ve silahın kullanım kolaylığında iyi oluyor. Tüm üreticilerin belli avantajları var ancak bunları ezbere bilmeye gerek yok. Bulduğunuz her ekipmanın özelliği zaten üzerinde yazıyor.
Borderlands 3, tüm bu çeşitliliği daha da ileri götürecek bazı formüller bulmuş. Bunun başında silahlara eklenen ikincil atış modları geliyor. Şöyle ki, elinizdeki bir sniper rifle alışageldiğiniz üzere yavaş ancak tek atık yapar. Ancak özellikleri oyun stilinizle örtüşen bu tüfeği yakın menzilde de kullanabilme şansınız oluyor. Eğer öyle bir özelliği varsa bir tuşla aynı silahı shotgun moduna sokabiliyorsunuz.
Benzeri tüm silahlar için geçerli. Grenade launcher’e dönüşen tabanca, seri atışa geçen shotgun gibi sürüyle alternatif atış modu mevcut.
İşin güzel tarafı bununla da bitmiyor. İkincil atış modunda tracker puck olan yani düşmana yerleştirdiğiniz takip cihazı olan silahlar var. Bunlarla sonraki atışlarınız otomatik olarak o düşmanı buluyor. Siper arkasından ateş etmek için harika biz çözüm. Tracker puck gibi özellikler dışında bazı silahlara gelen küçük bariyerler var. O silahı kullanırken önünüze küçük bir kalkan açılıyor ve belli oranda hasarı engelliyor. Borderlands silah mantığını tanıyanlar bilirler, bu kalkanlar bazen düşman mermileri emip sizin mermilerinize ekleyebilme gibi fantastik şeyler de içerebiliyor.
Alternatif modlar bunlarla da sınırlı değil. Yukarıda farklı elemental modlardan bahsetmiştim. Doğal olarak bu farklı hasar tipleri farklı düşmanlara karşı daha avantajlı. Bazı silahların alternatif modları da silahın temel özelliğini (atış hızı, tipi, şekli vs) değiştirmeden elemental modu değiştiriyor. Özetle çok çok çok fazla silah çeşidine sahipsiniz.
Bu konudaki bir diğer güzellik de sınıf skillerinde yatıyor. Artıık sadece sniper tüfeklere, shotgunlara gibi özellikler yok. Sınıfların skilleri “gun damage” ya da “accuracy” gibi tüm silahlara etkiyen türde. Bu da esneklik sağlıyor.
Sınıflar
Borderlands serisi ilerledikçe daha jenerik ve action skill’i daha kullanışlı olan sınıflar geldiğinden bahsetmiştim. Serinin 3. oyunu bu konuyu da çok daha ileri götürüyor. Öyle ki oyunu farklı zamanlarda, birbirinden farklı iki sınıfla çok rahat oynayabiliyorsunuz. Çünkü artık her sınıfın 3 farklı skill ağacı ve yine 3 farklı action skill’i var.
Skill ağaçlarının farklı olması zaten standart bir durumdu. Eski oyunlarda kaba bir özetle biri ofansif, biri defansif ve biri de action skill’e yoğunlaşıyordu. Tabi hepsinde aynı action skill oluyordu.
Şu an lan skill ağaçlarının hepsinin tepesinde farklı action skill olduğu gibi o ağaçta ilerlerken sadece kendinize değil action skill’inize de eklemeler yapıyorsunuz. Yani aynı skill ağacını kullanan, aynı sınıftan iki farklı oyuncunun oynayış biçimi birbirinden farklı olabilir. Bu da oyunda 4 sınıf olmasına rağmen, silah çeşitliliğinin etkilerini de eklersek büyük bir farklılık yaratıyor. Yani artık sniper-yakın dövüşçü vs ayrımları çok net değil. Daha etkili sniper olan sınıf var ancak hepsi, kendini farklı türlere uyarlayabiliyor.
Sınıflara ve skill ağaçlarına bir göz atarsak ;
Amara the Siren
Önceki oyunlarda da olan Siren yani büyücü diyebileceğimiz bir karakter. Daha alan etkili ve yakın dövüşe uygun.
Brawl – Yakın dövüş, dayanıklılık, hızlı iyileşme gibi özelliklerin ön planda olduğu bu ağacın üzerindeki action skill ise Phaseslam. Amara yukarı sıçrayıp büyük bir güçle ve etrafına telekinetik hasar verecek şekilde yere atlıyor. Oradan oraya koşuşup ortalığı dağıtmak için ideal.
Mystical Assault – Hıza dayalı bu ağaç sadece hareket hızı değil, silah değiştirme hızı gibi özellikleri de güçlendiriyor. Astral Projection isimli action skill, öne doğru psişik bir yanılsama gönderip hasar veriyor.
Fist of the Elements – Zaten adından da anlaşılacağı gibi elemental hasarları ve etkileri arttırıyor. Action skill’i olan Phasegrasp, telekinetik olarak bir düşmanı yakalayıp sıkmanızı sağlıyor. Yakalanmayan düşmanlara ise (bosslar gibi) daha çok hasar veriyor. Büyücü olan sınıfın daha büyücü olan versiyonu gibi düşünebilirsiniz.
FL4K the Beastmaster
Yine diğer oyunlardaki Mordecai gibi “ranger benzeri” sınıfların bir benzeri. Ancak hayvan dostları olmasına rağmen bir robot. Özellikle sinle oynayanlar için ideal zira hayvan yoldaşınız düşmanların ilgisinin büyük kısmını üzerine çekebiliyor. Temel oynanışı uzak mesafeye daha uygun olsa da tüm sınıflar gibi diğer türlere de optimize edilebiliyor. Diğer sınıflardan esas farklı hem 3 farklı beast olması (birini aktif kullanabiliyor) hem de 3 farklı action skill olması. Bu yüzden aynı ağaçtan beast ile action skill olmak zorunda değil. Ama aynı ağaçtan olursa daha verimli olacağı da kesin.
Stalker – Hız, hızlı iyileşme ve görünmezlik. Adından da anlaşılacağı gibi stalker, kendini hedef haline getirmeden oynamak için ideal. RPG oyunları bazında değerlendirirsek oyundaki en rogue karakter versiyonlarından biri denilebilir. Action skill Fade Away görünmez olup, ister kaçmayı isterseniz de bonus hasarla rakibe saldırmayı sağlıyor. Bu ağaçtaki beast ise silah taşıyan ve düşmanlara patlayan variller fırlatan bir Jabber.
Hunter – Critical hasara odaklı bu ağaç, melee savaşan beast’i Spiderant’ı da sayarsanız oyundaki en efektif sniper modu olabilir. Hem critical hasar arttığı gibi, bu tür bir vuruş yapınca kazanılan geçici özellikler de cabası. Ağacın en altındaki skill ise dülnanların kafa harici yerlerine de critical vurmanızı sağlayan harika bir özellik. Benim aktif oynadığım karakter bu türe aitti ancak iyi nişancı değilseniz oyun zorlaşabilir benden uyarması. Action Skill’i olan Rakk Attack ise hedeflemeden bazı düşmanları vurabilmek için ideal. Herkese uzaktan head-shot atmak neticede pek kolay değil.
Master – Bu ağaç ise yanınızdaki Beast’e daha detaylı özellikler kazandırıyor. Bunların arasında siz yerde yatarken beast’in gelip sizi ayağa kaldırması gibi eğlenceli özellikler var. Buradaki beast Borderlands sevenlerin yakından tanıdığı Skag. Action Skill ise beast’i hedef noktaya ışınlayıp radyoaktif patlama sağlayan Gamma Burst.
MOZE the Gunner
Diğer oyunlardaki soldier tipi, rpg oyunları genelinde de fighter diyebileceğimiz sınıfın bir benzeri. Yine FL4K örneğindeki gibi bir ironi söz konusu. Fighter ve benzer sterotipin aksine ufak tefek bir kız bu role bürünüyor zira action skill’i içine girdiği devasa bir mech yani Iron Bear üzerinden şekilleniyor.
Shield of Retribution – Adı üzerinde, Moze’un kalkanlarına yani genel anlamda dayanıklılığına yönelim bir skill ağacı. İlerleyen seviyelerinde Iron Bear formuna bile shield ekleme şansı var. Action skill, Moze için hepsinde aynı kalsa da Iron Bear’e eklenen silahlar farklılaşıyor. Bu ağaçtaki silah ise devasa mechimize Railgun yani elektrik şoklu atış modu ekliyor.
Bottomless Mogs – Bu skill ağacı temelde daha ofansif denilebilir. Silahların magazine size’larını yani saldırı kapasitelerini büyütme gibi özellikleri var. Iron Bear’e minigun eklese de ilerleyen seviyelerde flame thrower ekleme gibi fantastik seçimler de mevcut. Oyunun en yüksek hasar kapasitelerinden biri bu Moze versiyonu olabilir.
Demolition Woman – Diğer benzeri sınıflardaki gibi el bombası üzerine uzmanlaşmanızı sağlıyor. Diğer tüm sınıflardan çok daha fazla el bombası taşımanın yanı sıra çok istisna bir özellik olarak onlarla critical vurma, hp kazanma gibi ihtimaller var. Doğal olarak Iron Bear’a grenade launcher ekliyor. Ayrıca bu ağaçta action skill’in cooldownunu düşürüp süresini uzatma gibi güzel ihtimaller de var.
ZANE the Operative
Nasıl ki diğer sınıflar alışılagelmiş rpg sınıflarının versiyonu ise Zane de rogue türünün temsilcisi. Bu tür sınıflardan beklendiği gibi oldukça esnek ve hareketli. Oyundkai diğerlerinin aksine iki farklı aksiyon skilini birlikte kullanabiliyor ve bu da tahmin edeceğiniz gibi önemli bir avantaj.
Doubled Agent – Bu ağaçta Zane’in diji-klonunu yaratan action skill mevcut. 2.5’u oynayanların Jack’ten hatırlayacağı bu yetenek baya avantajlı. İşin güzel tarafı diji-klon ile ışınlanıp yer değiştirme şansınız var. Aralara girip çıkmak için ideal olan ağacın devamında, klonunuza kendi silahınızın benzerini verme şansı bile var.
Hitman – Adından da anlaşılacağı gibi ofansif bir skill ağacı. Düşman öldürdükçe aktive olan kill skilllerle donatılı bu ağacın action skill’i ise SNTL isimli düşmanlara otomatik olarak saldıran bir drone. Bunu da yine 2.5’taki sınıflardan Wilhelm’den hatırlayabilirsiniz.
Under Cover – Yine eski oyunlardaki soldier sınıfına benzer bir bariyer açan action skill’e sahip bu ağaç daha defansif. Shield recharge rate gibi konulara öncelik veriyor. Ancak yine de diğer ağaçlar ile komibne edilince ortaya her anlamda dengeli bir Zane versiyonu çıkartabilir.
Oyun Modları
Yine Diablo gibi serilerden, oyun bitince bir üst zorlukta hikayeye yeniden başlama olayı Borderlands’ın da mühim bir özelliğiydi. Bu kadar eşya, skill ve level atlama seçeneği varken farklı bir şey düşünülemezdi zaten.
Ancak bu sefer oyunu bir kez bitirdikten sonra o karakter için açılan Mayhem mode da eklenmiş. M1, M2 ve M3 olarak sınıflanan Mayhem Mode’da düşmanlar gözle görünür bir şekilde güçleniyor. Spesifik yetenekler kazanıyorlar. Fakat buna karşılık hem çok fazla exp veriyor hem de düşürdükleri loot yani eşyalar dehşet seviyede artıyor.
Özetle oyunu bitirip sürekli quest peşinde koşmak istemeyenler için ideal. Bir kez bitirdikten sonra Mayhem mode zorluğu arttırıp farklı haritaları farmlama seçeneğiniz var. Ben Beastmaster ile bitirdikten sonra M1 denedim ve fazla zorlu gelmedi. Netiede Beastmaster solo için ideal bir sınıftı ve iyi optimize etmiştim. Sonradan M2’ye geçtim ve artmış olan zorluğa karşılık aldığım loot+exp kesinlikle çok tatminkardı. Tabi o zorluğa göre oynamanın getirdiği bir cazibe de var.
Yine de oyunu yeni bitirmiş bir karakter ile M3 denememek lazım çünkü M2’de bile Badass düşmanlar boss ayarına yaklaşıyorlar. M3’ün badass düşmanlarını hele ki bosslarını düşünmek bile istemiyorum.
Ayrıca oyunu bir kez bitirdikten sonra açılan ek skiller var ki bunlar çok spesifik başka yetenekler de veriyorlar. Yani oyun bir karakter ile bitince, farklı bir amaçla da olsa iyi bir şekilde devam ediyor.
Değerlendirme
Toplama bakılırsa ben, serinin iyi bir hayranı olan Borderlands 3’ü çok başarılı buldum. Kısa değerlendirme yapmak gerekirse ;
Eksiler:
- Grafiklerin aynı ya da benzer kalmasını sevmeyenler olabilir ancak dediğim gibi bundan şahsen bir şikayetim yok.
- Daha çok sınıf isterdim. Yine de oyun hep 4 sınıfla çıkıyordu, expansionlar ile yeni sınıflar geliyordu.
Artılar;
- İsimli silah sayısı çok artmış alternatif ateş modları çok iyi fikir.
- Sınıfların farklı action skill’leri tekrar oynama hevesi veriyor.
- Action skill ve silah komboları ile her sınıftan farklı oyun modları çıkartılabilir.
- Çok daha fazla harita ve gezegen var, doğal olarak da daha fazla düşman tipi demek.
- Mayhem mode, endgame sonrası loot sevenler için ideal.