Remember Me – Sepet Sepet Yumurta, Sakın Beni Unutma

Remember Me’nin sanat çalışmaları da oldukça başarılı; her çevre tasarımı ayrı bir bilgisayar arka planı olma potansiyeline sahip, karakterlerin 3D modellemeleri gerçekten de aksiyon figürü olarak piyasaya sürülse ortalığı kasıp kavurur. Özellikle de Nilin’in “güvenlik” robotlarından bir tanesinin data kartını sökmeye yeltendiği bir model var ki umutsuzca internette modelin gerçeğini arıyorum hala.

Remember Me sanat çalışmaları için Tıklayın

Kontroller ve saldırı özelliklerine gelecek olursak eğer; kombo sistemini oldukça beğendim. Karmaşık bir yetenek ağacınız yok -ki oyun buna gerek de duydurmuyor zaten. Bunun yerine oyunun belirli zamanlarında açılan veya sağdan soldan topladığınız (Tıpkı Mirror’s Edge‘de olduğu gibi) sarı çantalar ile yeni kombo dizilimleri veya kombolara atayabileceğiniz tuşları açabiliyorsunuz. Bu kısım biraz karışık, Tablo-1‘de gördüğünüz üzere sol tarafta combo dizilimleriniz mevcut; X’ler ve Y’ler ile yapabileceğiniz. Sağ tarafta da Can(Turuncu), Saldırı(Kırmızı), Cooldown Reduction(Mor), Link(Mavi) olarak bu X’ler ve Y’lere atayabileceğiniz seçenekleriniz var. Her girdiğiniz kombonun etkisi bu atadığınız tuşlara göre değişiklik gösteriyor. Atak yaparken kombonuza atadığınız her tuş kendi işlevini yerine getiyor; saldırı gücünü arttırabilir, sizi iyileştirebilir, kol parçanız ile kullandığınız yeteneklerinizin bekleme süresini düşürebilir, veya Link ile bağladığınız tuşların etkilerini arttırabilir.

Tablo-1

Tablo-1

Kol parçanızın da tabii ki de kendine has özellikleri var; düşman robotların hafızaları ile oynayıp belirli bir süre için onları kendi yanınızda savaşmaya zorlayabilir, zamanı kendi adınıza yavaşlatabilir, çevrenizdeki düşmanların hafızalarından kendinizi kısa bir süreliğine silebilir yani görünmez olabilir ve Memory Bomb denilen ve çevredeki düşmanları sersemleten bir bomba ile işinizi kolaylaştırabilirsiniz.

Kol parçanız sadece oyun içerisindeki dövüşünüze yardımcı olsun diye yok. Hatırlarsanız biz bir Anı Avcısı idik ve bu işteki en iyi isimlerden biriyiz. Hatıraları karıştırmak ise bizim kol parçamızın özelliği. Peki bu ne demek? İnsanların hafızalarında istediğimiz bir anıyı seçip onu dilediğimiz gibi manipüle edebiliyoruz. Özellikle oyunun bu kısımları oldukça hoş, ne yazık ki bu keyfi tatmin edecek kadar çok kullanılmamış ama insanların kendi gerçekliklerinde yaptığınız en ufak değişikliğin nasıl kişiliklerini de değiştirebileceğinize işaret ediyor. Sadece anıları ile oynanmış bir kişinin bütün hikayeyi de nasıl değiştirdiğini göreceksiniz.

Olga adında bir karakteri bize yardım etmeye ikna edeceğimiz sırasında kurcaladığımız hatırasından bir görüntü

Olga adında bir karakteri bize yardım etmeye ikna edeceğimiz sırasında kurcaladığımız hatırasından bir görüntü

Yine oyunla ilgili “ne yazık ki” dediğim bir şey de, düşman çeşitliliği ve saldırı şekillerinin çok çeşitli olmayışı idi. Dövüşleriniz zorlaşmıyor sadece zamanı uzuyor. Bölüm sonu canavarlarında özellikle zaman zaman yarım saatinizi verebiliyorsunuz. Çok tekrar eden bir hal alıyor ama sanırım Remember Me’yi çılgın dövüş tarzı için değil de hikayesi için oynayacağınız oyunlardan biri olarak sınıflandırabiliriz.

Bunun yanında dövüşmediğiniz ve insanların hatıralarını kurcalamadığınız zamanlarda tıpkı Ezio Auditore da Firenze‘ymişçesine duvarlardan duvarlara hoplayıp zıplıyorsunuz. Leap of Faith yok tabi.

Oyunun yüklenme ekranlarında tarihten ünlü düşünürlerin ve filozofların sözlerini görmeniz mümkün. Bazen anonim olarak çıkan bu sözler oyunun aslında ne amaçladığını size daha da iyi hissettiriyor. Oyun içerisinde duvarlarda gördüğüm yazıların ne anlama geldiğini, oyun ile ilgili bir alakaları olup olmadığını anlamak için oldukça zaman harcarım. Easter Egg’in nereden çıkacağı belli olmuyor, nitekim bazen en güzel süprizler de gözünüzün önünde olanlar oluyor. Duvarlarda gördüğüm Fransızca yazıları not alıp da Fransız bir arkadaşıma ne anlama geldiklerini sorduğumda ise sadece güzel bir kelime oyunundan ibaret olduğunu söyledi de üzüldüm bir nebze.

Je sais ce que je suis : Ne olduğumu biliyorum Je suis ce que je sais : Ben bildiklerim kadarım.

Je sais ce que je suis : “Ne olduğumu biliyorum.”
Je suis ce que je sais : “Ben bildiklerim kadarım.”

Özet olarak oyunun çok iyi yanlarının yanında daha da iyi olabileceğini düşündüğüm kısımları var. Plotu ve hikayesi inanılmaz. Yine “Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşelidir.” lafını gözümüze gözümüze sokuyor oyun. Ben oldukça keyif aldım ve bir çırpıda bitiriverdim oyunu. Oynadığımız karakter Nilin ise o kadar da iyi bir karakter değil aslında. Kararı oynayıp kendiniz vermeniz gerekiyor. İyi oyunlar!

Yorumlar