Telltale’s Batman: Episode 1 – Gereksiz Tekmelerden Kaçının!

Tamam biliyorum, öykü hantallığı konusunda Telltalegiller’in üzerine de fazla gitmemek lazım. Nihayetinde intro kısmında bile insanı gaza getiren, adını tam olarak koyamadığımız bir şeyler var bu oyunda. Hadi kendi mahsulleri içerisinde saçma bir kıyasa gidelim; bir Wolf Among Us değil belki ama öncüllerine göre biraz daha heyecanlı gibimsi! Yine de çok keskin cümleler kuramıyorum çünkü şöyle geniş geniş saldırasım var kendilerine!

Öncelikle Telltale oyunlarının şu genel tutukluğundan dem vurarak kafa ütülemek istiyorum. Aksiyonun doruğa çıktığı kısımlarda oyunun sinematik havasına kafa göz girişen bu kurgu katliamının teşhisini net bir şekilde koyamıyoruz mesela! Bu sorun ilk defa The Walking Dead serisinde gözümü hırpalamıştı fakat zaman içerisinde aşılabilecek bir şey olduğunu düşünmüştüm. Wolf Among Us’da bir miktar aşılan ya da daha başarılı bir şekilde kamufle edilen bu sinematografik tutukluk, Batman ile birlikte geri dönmüş sanki. Özellikle müzik ile aksiyon planları arasında alıp başına giden senkron sorunsalı artık görmezden gelinecek noktayı aşmış gitmiş…

batman-telltale-1

Tabi oyunu PC’de deneyimleyenler için bir de işin ekstra külfeti var. Canavar gibi kartlarla bile 10 fps’nin üzerine çıkamamak gibisinden tarihi bir dram bekliyor bazı PC kullanıcılarını ki, bu da oyuna tahammülünüz konusunda ciddi bir sınav olabilir. Yani yukarıda bahsettiğim, yok yok düpedüz takıntı haline getirdiğim “sinematik tutukluk” üzerine tuz biber ekecek bir eksi bu! Geçtiğimiz yıl Arkham Knight’a sinen PC laneti sürüyor diyebiliriz yani Batman için. Telltale ekibi her ne kadar yeni yama ile sorunları bertaraf ettiklerini açıklasa da batmobile binen Cobblepot Parkı’nı geçti bile!

Peki bu eksiler, sıfır kilometre Batman oyunumuzun ipini çekmek için yeterli mi? Son derece taraflı yorumumu soracak olursanız evet! Fakat oyunun artılarının da hakkını teslim etmemek olmaz. Örneğin zaten bir DC klasiği olarak her daim hatırhanesini dolduran seslendirmeler de karakter tasarımları yine tam isabet kabilinde! Bu noktada tek gedik diyebileceğimiz Gotham’ın televizyon serisinde John Doman’ın ete kemiğe büründürdüğü Carmine Falcone’nin; etkileyicilik konusunda hepi topu yarım vites düşürmüş olması. Elbette kıyas noktamız Doman olunca bu fikre kapılıyoruz yoksa kendi halinde yine fazlasıyla başarılı bir portre! Benzer şekilde Cobblepot da yeterince ikna edici ve daha ilk boy gösterdiği andan itibaren öykü evrenindeki gelişimi konusunda çok sağlam ipuçları vermekten de çekinmiyor… Kalan karakterlerin grafik hamuruysa aşağı yukarı öncül öykülerdekiler ile aynı. Video oyunlarda ve animasyonlarda defalarca Batman’in sesi olan Troy Baker; bir kere daha yarasa dostumuza ses veriyor (Lütfen Conroy mu döver Baker mı geyiklerini kapının önünde bırakalım).

batman-telltale-3

Batman ile alakalı klişelere bayılanlar için, Telltalegiller alabildiğine cömert davranmışlar ona şüphe yok! Halihazırda Batman’i gördükleri yerde “tutuklusun” demek dışında herhangi bir işlevi olmayan Gotham polisleri sinirimize dokunmuyorsa şayet bunun sebebi klişeler ile olan mutlak barışıklığımızdır. “Teknik, taktik, bilinç” üçgeni de birkaç şık salvoyla kurtarılmış fakat yine ve yeniden etkileşimli bir video hissiyatından çok daha fazlasını vermiyor. Hatta yıllar geçtikçe Telltale; oyuncunun çok ender müdehale edebildiği anlatılar servis etmeye başladı bizlere. Hadi içimde tuttuğumu kusayım da patlamayayım; bir walkthrough videosu izlemek ile oyunu oynamak arasındaki en büyük fark Falcone’ye yağlı bir laf sokmak ya da ona barış çubuğu uzatmaktan bir miktar daha fazlası olmalı!

Son tahilde; Telltale’in Batman harekatı için son sözü söylememiz gereken noktanın çok çok uzağında olduğumuzun altını çizmek gerekir. Fakat firmanın oyun anlayışının “yeniliğe kapalılığı” ya da biraz daha samimi olmak gerekirse “kendi kurallarına olan sadakati” düşünüldüğünde birkaç manuel müdehale dışında “sadece öyküsü için oynanacak” bir oyun tesellisinden biraz daha fazlasına ihtiyacımız var artık. Öyle çok radikal değişimler falan da beklemiyoruz hani; sadece önümüze sürülen mahsulün taze olduğuna inanmak istiyoruz hepsi o kadar!

Yorumlar