XCOM: Chimera Squad İncelemesi
Geçtiğimiz haftalarda XCOM: Chimera Squad sessiz sedasız ön satışa çıktı. Hatta ön satış boyunca %50 indirimdeydi ve bir paket sigara parasına gidiyordu. Ne Youtube’da reklamını gördüm, ne sitelerde ön incelemesini okudum. Bir gün aniden Steam’i açtım ve duyurularda yeni XCOM oyunu buldum. Sıra tabanlı taktik çatışma oyunları türünü takip eden internet tanıdıklarımın tepkilerinden anladığım kadarıyla bu şaşkınlık bana özgü değildi. Firaxis zinhar reklam bütçesine para yatırmamış, oyunu baskın yapar gibi piyasaya sürmüştü. Oyunun bütçesinin darlığı ayan beyan ortada olduğu için beklentileri kalibre edip girdim.
Konu
XCOM 2 üzerinden 5 sene geçmiş, Elderlar ortadan kalkınca Advent Rejimi çökmüş ve XCOM dünyanın yeniden organize edilmesine öncülük etmiş. Bu süreçte dünyada kalan uzaylı ırkları ve esasen kendine ait kültürü ve karakteri olmayan advent melezlerini de topluma kazandırmışlar. Savaştan nispeten az hasarla çıkan eski yıldız limanı şehri City 31, savaş sonrası yeniden inşa propagandasının en önemli öğesi haline gelmiş. Lakin büyükşehir ortamında sürekli artan ırkçı gerginlikler yüzünden XCOM’un barış gücü ve zabıta birimi olan Chimera Squad’ı şehre çağırmak zorunda kalmışlar. Oyun tam da bu noktada başlıyor.
Bu Ne Menem Bir Oyun?
Chimera Squad oyuncudan stratejisini köküne kadar optimize etmesini beklemiyor ve hatta deneysel takılıp eğlenmeye teşvik ediyor. Eski XCOM’lar bu konuda biraz kısırdı. En kötü sonuçtan kaçınmak için sürekli muhafazakar oynamak XCOM’un standardıdır. Bu tür oyunlarda oyuncunun kafasında net bir yön olmadan deneysel oynayıp zaman ve kaynak boşa harcaması doğrudan oyun kaybettirir. Normalde XCOM’da karşı taraftan ateş almak öldürür, Chimera Squad’da karşıdan ateş almak en kötü ihtimalle bir karakterin canının üçte birini götürür, sonraki turda iyileştirince çok bir sorun kalmaz.
Daha önceki XCOM’ların aksine oyuncu olayları birinci kişi perspektifinden değil, üçüncü kişi perspektifinden görüyor. Bu oyun mekaniğini çok ince, konu akışını ise çok derinden etkileyen bir fark. Konuşmalı kısımları sürekli pas geçenler için oyun deneyiminde zerre değişiklik yok. Ama konuyu takip edenler için diyaloglarda ve ara videolarda değme Japon dating simlerini aratmayacak bir karakter zenginliği var. Ortada muhatap alınacak bir oyuncu karakter olmadığı için karakterlerin renkli konuşmasını dinliyoruz. Oyunu projelendirirken özellikle bunun üstüne eğilmiş olmalılar, çünkü Chimera Squad bol miktarda ara video ve diyalog içeriyor. GTA gibi oyun içi radyo var ve sürekli dünyaya dair ufak ilginç bilgiler veriyor.
Mekanik
Temel oyun döngüsü “gevşekçe” de olsa XCOM formülünü takip ediyor. Oyunda her döngü bir güne denk geliyor. Her gün şehrin holografik haritası üzerinde bazı semtlerde görevler çıkıyor ve bu görevlerden birisine adam yollanıyor. Görevi yapılmayan semtlerde huzursuzluk artıyor ve huzursuzluk çok kontrolden çıkınca Chimera Squad şehri kaybediyor. Bölgeleri huzursuzluğa karşı güçlendirmek için kaynak harcayarak muhbir ağları kurmak gerekiyor.
Ana kumpanya boyunca 11 memurdan 8’ini kadroya ekleyebiliyoruz. Chimera Squad’da bilim adamı ve mühendis gibi destek kadroları yok, bütün işlere memurlar koşuyor. Çatışmalı görevlere sadece 4 memur götürülebiliyor, kalan memurları eğitim, araştırma veya yan görevlere atama imkanı var. Her memurun sabit bir eğitim listesi var eğittikçe çeşitli özellikleri güçleniyor, araştırma ile demirbaş alım kataloğuna yeni teçhizat ekleniyor, yan görevler ise stratejik aşamada fayda sağlıyor. En kötü ihtimalle yan göreve gidip şehrin hali vakti yerinde hanelerinin kapısını aşındırıp bağış topluyorlar.
Önceki oyundaki ‘Haritayı gezelim tek tek pod açalım’ zihniyetini bu oyunda sabit oyun kuralı haline getirmişler. Haritaların çoğu çok küçük ve 8-10 düşman barındırıyor. Büyük haritaların 2 veya 3 alt bölgesi var. Büyük haritalarda ancak bir bölge temizlenince sonraki bölge ile muhatap olunuyor. Çatışmaların ilk açılışında memurlar çatışma yerine baskın yaparak girip sırayla birer kere sıkıyorlar. Bu esasen Phantom Doctrine oyunundaki Breach saldırısının bir yeniden yorumlaması. Zaten hiç gocunmamışlar burada da dümdüz breach diye geçiyor. Sadece bu aşamada kullanılabilen eşyalar ve özellikler var. Breach turunu takip eden çatışmadaki tur mantığı da elden geçirilmiş, artık bütün takım aynı anda oynamıyor, her bireyin kendi sırası var. Karakter özellikleri ile bu inisiyatif sırasını da maniple edip taktik avantaj sağlamak oyunun bir parçası.
Önceki bölümde dediğim gibi Chimera Squad memurlarını yaralanması ölümcül değil. Chimera Squad memurlarının can puanları işler kötü gittiğinde işe yarayacak bir sigorta öğesi değil, mermi gibi el bombası gibi görevi bitirmek için kullanılacak bir kaynak. Bir görevde çok yaralanan memurlar sakatlanıp 2 görev yatmak zorunda kalıyorlar. Oyun zaten farklı memur kombinasyonlarını denemeyi teşvik ettiği için bu oyun tasarımı güzel eklemleniyor.
Siyaset
Oyunun amacı şehrin kendi polisinin altından kalkamayacağı suçlarla uğraşmak. Ve mümkün mertebe şehri yasak teknolojiler kullanan örgütlerden temizlemek. Chimera Squad, aktif muharebe gücü değil de daha çok bir kaçakçılıkla mücadele şubesi olduğundan, önceki XCOM oyunlarında muhatap olduğumuz standart tipli, standart şekilli ve standart eğitimli askerlere sahip değil. Normal XCOM ile çalışamayacak tiplerden oluşan bir takımı yönetiyoruz. Bunun oyuna ilk yansıması her karakterin tamamen şahsına münhasır bir sınıfa sahip olması. Doğru ekipmanla birini diğerine benzetmek mümkün ama hiçbiri tam olarak ötekinin yerini dolduramıyor.
Chimera Squad’ın görev öncelikleri de değişik, işgalci düşmanlarla değil, şehirde ikamet eden ve hasbelkader suça meyletmiş vatandaşlarla muhatap oluyorlar. Bu vatandaşların dikkate alınması gereken hakları ve valilik seçiminde oy veren akrabaları var. Suçluları canlı tutuklayıp sorgulamanın doğrudan yararları olduğu malumdur. Bunun ötesinde görev yerleri çoğunlukla sivil dolu ve her ölen sivil şehrin siyasi istikrarına zarar verme ihtimali taşıyor.
Bunları üst üste koyunca oyunun çoğulcu ve sosyal adaletçi bir siyaset güttüğünü görüyoruz.
Sorunlar
Ironman oynamak büyük risk çünkü oyun tek save ile oynanmayacak kadar buglı. Bazı buglar oyunu düpedüz kırıyor. Oyun bir kere son saveden devam edemeyecek şekilde buglandı, bir önceki saveden devam etmek zorunda kaldım. O bir önceki save olmasa campaign komple çöp olurdu. Hoş değil.
Oyun hem hikaye odaklı olduğu, hem de deneysel oynayışı cezalandırmak istemediği için zorluğu azaltırken kantarın topuzu kaçmış, oyun sadece 2-3 noktada ‘Aha göt altına gittik’ dedirtti’ ve sadece bir kere görev tekrarlattırdı. Onun dışında ponçik ponçik oynadım. Oyundan zevk almak için dayak yeme ihtiyacı hisseden oyuncu tipi için bu çok kötü bir durum. Tesadüf değil ki nromalde XCOM oynayanların tamamı bu cins oyuncudur.
Oyunun hikayesinin karkater konuşmaları ile aktarılması oturmuş oyuncu kitlesini rahatsız etti ve daha oyunun kırkı çıkmadan Steam Workshop’da oyundaki konuşmaları kapatan bir mod yayınlandı. Kısmen hak veriyorum, karakterler tek boyutlu ve karakterleri sık sık değiştirmezseniz sürekli aynı karakterlerin tek boyutlu fikirlerini dinlemek baygınlık verecektir. Ben oyun konusu dinleyen cinsten bir insan olduğum için çok kafaya takmadım