Batman’in Taşıdığı Kişilik Bozuklukları

Batman Olmak Kaç Yıl Sürer? adlı yazımızda, Batman’in tüm becerilerini kazanmak için gerçekçi olarak kaç yıl gerekeceğini hesaplamıştık. Batman olmanın kaç para edeceği yönünde pek çok hesaplama yapılsa da, övünerek söylemeliyim ki internette yabancı siteler dahil bu tür bir hesaplama daha önce yapılmamıştı.

Kabul edersiniz ki Batman, oldukça derinliği olan bir karakter. Üzerine çok fazla film, oyun, dizi, çizgi film, çizgi roman yazılmış, en üst seviyeden bir marka değerine sahip. Böyle olunca üzerine yazılıp çizilecek şeylerin de ardı arkasının kesilmemesi gayet normal.

Batman’i yakından tanıyan ve farklı uyarlamalarını da okumuş olanların üstünde birleştikleri noktalardan biri de Batman’in bir ya da birden çok zihinsel rahatsızlıktan muzdarip olmasıdır. Bunların en bilineni obsesif-kompulsif bozukluk olsa da, biraz daha didikleyince altta daha pek çok rahatsızlığın yattığına şahit oluruz. Öyle ki, bu konu hakkında yarı-akademik çalışmalar bile yapılmıştır. Konuları açıklarken, net anlaşılması için uç örnekler vermeye çalışacağım.

Batman

Tabi aynı incelemenin başka çizgi roman, film, kitap, oyun karakterleri için de yapılıp yakın sayıda rahatsızlık tespit edilmesi olasıdır. Hatta bırakın kurgusal karakterleri, içimizden pek çoğunda aşağıdakiler ya da başka bozukluklar gözlemlenebilir. Buna rağmen Batman hem çok popüler olduğu hem de rahatsızlıkları çok belirgin olup, temelde karakteri tanımlayan noktalar olduğu için bu tür araştırmaların bu karakter özelinde yapılması da kaçınılmazdır… Başlayalım:

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesif (obsessive) takıntılı, kompulsif (compulsive) ise zorlayıcı demektir. Özetle bazı saplantılı düşüncelerden kurtulmak için, bir takım zorlayıcı hareketlerde bulunmak ve bunları kronik bir şekilde, sürekli tekrarlamaktır.

Bu takıntılı düşünceler genellikle negatif konulardır. Örneğin seks konusunda takıntılı-obsesif düşünceye sahip bir hasta, tecavüz gibi zorlayıcı bir harekete baş vurabilir. Bunu da sürekli tekrarlayanlar, yani bu düşünceden kurtulamayıp, bu hareketi tekrarlayan şahıslar seri tecavüzcü olurlar.

Bu şekilde gelen Catwoman'a "işim var sen keyfine bak" diyecek kadar suçla savaşa takmış durumda...

Bu şekilde gelen Catwoman’a “işim var sen keyfine bak” diyecek kadar suçla savaşa takmış durumda…

Batman’in takıntılı düşüncesi “suçla savaş”tır. Zorlayıcı hareket olarak kendini geliştirmeye, antrenmana, ekipman geliştirmeye ve araştırmaya yapmaya devam eder.

Dip not : Sıklıkla da obsesif kompulsif bozukluğun semptomu olarak, paranoya belirtileri göstermektedir.

Post-Travmatik (Travma Sonrası) Stres Bozukluğu

Tüm diğer bozuklukların ilki ve tetikleyicisi. Yaşanan şiddetli bir olay sonucunda, bu olay öncesindeki yaşam kalitesine ve psikolojik sürekliliğe ulaşılamamasıdır. Travma anı sıklıkla rüyalarda ve hayallerde canlandırılır, hasta travma yaratan olayı tekrarının yaşanmasından çok şiddetli bir şekilde kaçınır (hatta olayı tekrarlama şansı çok düşük olan ihtimalleri bile sürekli göz önünde bulundurur, akla gelmeyecek şekilde onlardan kaçınacak yöntemler uygulayabilir). Batman’in durumunda bu söz konusu travma zaten çok barizdir; küçük bir çocukken anne ve babasının gözünün önünde öldürülmesi.

Bu travmanın, babası önemli bir şahıs olan çocuklarda daha yoğun yaşandığı bilinen bir gerçek. Baba figürü zaten insan psikolojisinde ve gelişiminde en önemli dayanakların başında geliyor. Batman’in babası akıllı, güçlü, zengin, başarılı ve güvenilir bir adam. Kısacası psikolojide, bir bireyin baba figüründen bekleyeceği her şeye sahip. Martha Wayne’de şüphesiz önemliydi, ancak ailesinin öldürülmesi olayında esas travmanın her zaman Thomas Wayne olduğu görülebilir. Sonuçta zengin ve güçlü bir aileden gelen çocukta, mesleği olmayan anne yerine önemli bir doktor olan babanın esas travma kaynağı olması anlaşılabilir bir durum.

Gotham'daki suçlular o geceye bir dönebilseler, katile neler yaparlardı...

Gotham’daki suçlular o geceye bir dönebilseler, katile neler yaparlardı…

Post-travmatik stres bozukluğuna bağlı olarak, obsesif kompulsif bozukluğun nasıl gelişti gayet belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor. Söz konusu travmanın tekrarlanmaması için saatle, aylar ve yıllar süren aralıksız çalışmalar yapılıyor. Tek amacı kendinin ve/veya başka çocukların aynı olayın tekrarını yaşamamalarıdır.

Burada sorun maalesef Alfred’den kaynaklanıyor. Kendisinin de kabul ettiği gibi “yıllar boyunca yaralarını iyileştirip sayısız kez dikiş atmasına rağmen kırık kalbini nasıl onaracağını bilememiştir”. Halbuki uzman psikologlardan destek alsaydı, tüm diğer bozukluklar ortaya çıkmadan biterdi. Yazık…

Yorumlar