Etkileyici Bir Buçukluk Hikayesi!
Buçuklukların, küçük köylerde sıkça anlattıkları bir hikayeden alıntıdır. Çocuklar için korkutucu, gençler için ilham verici ve büyükler için ise hatırlanması gereken bir hikayedir…
“Loreen, dört tarafı dik yamaçlarla çevrili ve girişi ancak iki insanın yan yana geçebileceği kadar dar bir patika olan, 800 kişinin yaşadığı bir buçukluk cennetiydi. Taa ki Taş Omuz Devlerince keşfedilene kadar…
Günlerden bir gün, elflerden canını zor kurtarmış bir dev, Loreen’den çıkan buçuklukları keşfeder. Bir kaç gün boyunca yaralarının iyileşmesi için civardaki bir oyukta saklandıktan sonra, yerinden çıkıp yakaladığı buçukluklara saldırır. Buçukluk avcılar yorgun ve elleri boş olarak eve dönmekte olduklarından sinirli ve bir o kadar da dikkatsizdirler. Böylece iri yapılı dev için, çok kolay bir av olurlar. Neden sonra dev, kendi yoldaşlarının arasına döner ve bulduğu yeni kilerinden(!) bahseder. Artık Taş Omuz Devleri’nin yeni bir oyun ve yiyecek alanı olmuştur.
Devler Loreen’in tam yerini asla bulamasalar da, köyün civarında yakaladıkları buçuklukları öldürüp yemeye devam ederler. Nihayetinde, buçuklukların şefi Kobann Tekyaprak eli silah tutan ve belirli bir yeteneğe sahip olan tüm buçuklukları (ki sayıları 300 kadardır) toplayarak, bu tehdidi sona erdirmeye karar verir.
Lakin devler sanıldığından daha uyanık çıkarlar ve ürkütücü dev lideri Brogga, kendisi ve bir düzine adamı için, buçuklukların tehlikeli olabileceğini düşünür ve daha buçukluklar tam toparlanıp Loreen’i terk edeceklerken, yamaçlardan aşağıya doğru kayalar yuvarlamaya başlarlar. Bir kaç dakikalık yıkımın ardından, köyde ve civarında çok büyük hasar ortaya çıkar. Ancak kurnaz Brogga’nın taktiği sayesinde, can kaybı en az seviyede olmuştur ve yıkılan kovuklar ve evler ya dışarı çıkacak olan, ya da onları uğurlamaya gelenlerin evleri olmuştur.
Böylece; buçukluklar dışarı çıkarlarsa her şeylerini kaybedeceklerini anlarlar. Yenilmiş ve umutsuzluğa düşmüş bir biçimde, evlerini onarırlar ve ölülerini gömerler. Devlerle iletişime geçme çabaları ise sonuç vermez ancak avlanmak ve yiyecek bulmak için dışarı çıkanlar da, geriye dönmemeye başlarlar.
Böylece buçukluklar korkunç, umutsuz ve bir o kadar da önemli bir karar alarak artık dışarıya hasta, sakat ya da ufak suçlar işleyenleri önden yollamaya başlarlar. Bunların arkasından, esas avcılar çıkıyor ve önden zorla çıkarılanlar bilerek devlere hediye ediliyordu. Kahkaha ve anlayışın hüküm sürdüğü güzel Loreen, kısa bir süre sonra paranoya, iftira ve tahammülsüzlüğün yuvası haline gelir. Çok sevilen şef Kobann Tekyaprak, arkasından çevrilen entrikaların sonucunda, bir kaç ay sonra devlere yem yapılır. Bu tarihten sonra, güçlü aileler anlaşmalar yapmaya başlar ve daha küçük ailelerle, savunmasızları ölüme göndermeye başlarlar.
Bu ailelerden birinde ise, ailenin en küçük oğlu Piossen, babası tarafından günlerce uğraşarak açtığı gizli bir tünelin yardımı ile ucu ucuna dışarıya kaçırılmıştı. Baba, ailesinin tümünü de kaçırabilirdi fakat bunun buçukluklarca, bir şekilde devlere anlatılacağından korkmuş ve tüm ailesini kurtaracak bir kumar yerine, tek bir oğlunu güvenli bir şekilde kurtarmayı seçmişti. Bunun için oğluna da umutsuz bir yalan söyleyerek, halkının kendisini haberci olarak seçtiğini ve yardım için yolladığını anlatmıştı. Böylece her şeyden habersiz Piossen, eline insan kalesi Bronzağaç’a giden yolun haritası sıkıştırılmış olarak gizlice dışarıya kaçırılmıştı. Küçük yayı ve hançeri de yanındaydı, hayatta kalma umudu ise hiç yoktu. Ancak Piossen, Bronzağaç’a giden yolu bulacak, saf bir biçimde halkının yardıma ihtiyacı olduğunu haykıracak ama merhametsiz bir insan tahkimatı olan Bronzağaç’ta hiç kimse tarafından dikkate alınmayacaktı. Bu sırada ailesinden geriye kalanlar, Loreen’in güçlü aileleri tarafından devlere yem yapılmıştı bile.
Fakat Piossen, umutsuzluk içinde Bronzağaç’ta yardım için yalvarırken, birileri genç buçukluğun sesini duymuştu. Esasında Piossen’in yakarışlarını duyan kişi, buçuklukların kaderi ile hiç ilgilenmiyordu ancak bir hizmetkara ihtiyacı vardı. Bu yüzden Piossen’i yalanlarla ve zihin oyunları ile kandırarak, hizmetine aldı ve 2 yıl boyunca kendi kirli işlerini yaptırdı. Bu kişi, kalede sanki bir hayalet gibi yaşıyordu ve neredeyse kimsenin haberi yoktu. Ancak görünüşe göre oldukça da güçlüydü ve Piossen’e yaptırdığı hırsızlık işlerinde, buçukluk birkaç kez çuvalladığında kimsenin haberi olmadan muhafızların elinden kurtarılmıştı.