Bu Kez Sadece Albino Kral’ın Hikayeleri Değil – Elric: Tanelorn’u Kurtarmak

En başta bir Elric hikayesini olacağını beklemiştim ancak -sadece bu kitap için- albino prensin hikayelerinden daha güzel bir hikayeyle karşılaştığımı söylemeliyim. Yazarın Elric’ten sonra en sevdiğim karakteri oldu Rackhir. Ayrıca kitap içerisinde bir değil, tam iki hikayede kendisini görüyor olmamız bir başka güzellik açıkçası.

Editör bonusu: Blind Guardian’ın 1992 yılında yayınladığı Somewhere Far Beyond albümünde Tanelorn’u konu alan Quest For Tanelorn adlı bir parça vardır. İyi dinlemeler:

Ve Daha Fazlası

Melibone’nin Son İmparatorunun Tarihçelerinin ikinci cildi tam on dört hikayeye ev sahipliği yapıyor. Bir önceki kitaptan sayıca çok daha fazla hikaye içeren cilt, aynı zamandan birçok yeni Moorcock karakteriyle tanışmamızı sağlıyor. Özellikle çokluevren merkezli hikayelerin kitap içerisinde yer aldığı sıra, bu olayı daha iyi anlamamızı sağlıyor. Peş peşe öykülerde farklı karakterlerle çokluevrenin farklı bir özelliğini okuyoruz, gayet iyiydi açıkçası. Yalnız bazı noktaları tekrar okumak zorunda kaldım. Çevirinin bu kadarcık azizliği olur elbet.

Bunun yanı sıra çoklu evren bize Albino Zenith ile tanışma imkanı da sağlıyor. Kızıl Gözler başlıklı hikaye, kendisine atfedilmiş. Yirminci yüzyıl Londra’sında hayatına devam eden Elric diyebiliriz belki. Bu yayınlanan iki ciltte de okuma şansız bulamadığımız Sexton Blake hikayelerinin ana karakterlerinden bir tanesi kendisi ve yazarının hayallerini süsleyen bir karakter!

Sadece kendi kurgu dünyası üzerinde çalışmamış bu sefer Moorcock. Tarihin tozlu sayfalarında şimdilerde adını altın harflerle kazımış zamanının en büyük fatihi İskender’i, Büyük İskender’i de almış ve kendi hayal dünyasında misafir etmiş. Onun adına Muazzam Fatih öyküsünü yazmış. Tıpkı yaşadığı zamanda insanların düşündüğü gibi doğa üstü bir varlık olarak görüyoruz İskender’i. Yazarın ellerine sağlık.

Yazar Michael Moorcook

Yazar Michael Moorcook

Kitapta Elric’in ana karakter olarak yer adlığı beş tane hikaye yer alıyor. Sırasıyla Son Efsun (Kaos’la Şakalaşmak), Şarkı Söyleyen Hisar, Yeşim Adam’ın Gözleri, Elric Zaman’ın Sonunda ve Siyah Kılıç’ın Şarkısı (Beyaz Kurt’un Şarkısı). Aralarında en çok Şarkı Söyleyen Hisar’ı beğendiğimi söyleyebilirim. Diğer öykülere nazaran okumaya alıştığımız Elric hikayelerine en çok benzeyen o olduğu için sanırım. Bunda Elric’in tek ve gerçek dostu kısa boylu, kıvırcık saçlı Ayhüznü’nün de yer alıyor olmasının payı var sanırım.

Bu kitap içerisinde de harika çizimler okumalarımıza eşlik ediyor. Bu sayının kapağını bir önceki ciltte yer alan çizimden daha çok sevdim. Michael Kaluta çok iyi iş çıkarmış. Kitapta kendisiyle ilgili yazılmış yazıdan ne kadar tecrübeli bir çizer olduğunu anladım ki, adama helal olsun. Tekrar söylüyorum; o ne güzel kapak çizimi öyle!

Devamını İsterim!

İsteriz. İthaki Yayınları sağ olsun ilk cildin yayınlanmasının üzerinden çok fazla zaman geçmeden bizleri ikinci ciltle buluşturdu. Genel itibariyle başarılı çevirileri ve kaliteli baskıları sayesinden Elric okumak hiç bu kadar keyifli olmamıştı. Albino prensin bir sonraki mesaisinde buluşmak üzere. Kılıcınız keskin, tanrılarınız yanınızda olsun.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar