Kaplan Kaplan: İstikameti Yıldızlar Olan Bir Adamın İntikam Hikayesi

Anlatının Gücü Adına

Kitabın sahip olduğu şöhretin ve başarısının bir diğer sebebi ise kuşkusuz Alfred Bester’in tadından yenmeyen olay örgüsünden ileri geliyor. Kurgunun en başından son cümlesine kadar nasıl aktığını anlamak için deneyimlemek şart. Bir çeşit intikam anlatısı ya da diğer bir tabirle söyleyecek olursak bilimkurgusal bir Monte Kristo Kont’u hikayesi var elimizde. Hakkı yenen adam bir yolunu bulup kendisine haksızlık yapanlardan intikam alır. Lakin Kaplan Kaplan’da yer alan olayların sırası, birbirine bağlanışı, temposu, karakterlerin rolleri vs. Hepsinde usta işi bir anlatım göze çarpıyor. Kitabı bitirip sonuna geldiğiniz zaman iç çekip bir “vay be” demeniz  işten bile değil. İyi bilimkurgu iyi edebiyattır sözünün hakkını veriyor Bester.

Eserin cyberpunk disiplinine ait olduğunu söylemiştik. Foyle’un hikayesinin içerisinde ve arka planında bu türe ait özelliklerden mümkün mertebe yararlanıldığını görüyoruz. Başlı başına jaunt olayı bile insanın tüylerini diken diken ediyor. Sınırların söz konusu olmadığı bir dünya gözünüzde canlandırın. İnsanların istedikleri an istedikleri yere gidebildiklerini düşünün. Bu durumun yan etkisi refah yerine anarşi ve kaostan başka bir şey olmayacaktır. Özel mülk kavramı yaşadığımız günlerde gittikçe soyutlaşmaya başladı ve 24.yüzyılda bundan söz edilemez bile. Devlet kurumunun prestijden ibaret olacağı bir dünya kelimenin tam anlamıyla. Prestij deyince çağrışım yaptı: Presteign.

Şirketlerin at koşturup istediklerini yapabilecekleri bir dünyadan bahsettik. Kaplan Kaplan içerisinde en fazla güce sahip olan şirket ise kuşkusuz Presteign. Bester, kapitalist sistemin bütün özelliklerini ve ileride başımıza gelmesi muhtemel tüm hadiseleri bu noktada toplamış gibi görünüyor. Şirketin sahibi olan Presteign’in tavırları, yönetim şekli, aile ve toplumsal hayatındaki tutumları bunun en temel işareti. Devletlerin prosedürden ibaret olduğu bir dönemde kapitalist tutuma örnekler. Özellikle güç sahibi olmayla ters orantılı jaunt etkinliğine yaklaşımın açıklaması beni benden aldı. Adam Dünya adlı küresel köyün muhtarı resmen.

Jaunt; Hayaldi Gerçek Oldu

Alfred Bester’in kitabında yer alan jaunt tekniği/yöntemi daha önce benzerini okuduğumuz ışınlanma tekniklerinden çok daha farklı bir şekilde işliyor. Bir noktadan diğer bir noktaya anlık seyahat edebilmek için hep teknolojiyi kullandık. Aklıma gelen ilk örnek Robert Silverberg’in Cam Kule adlı kitabı. Teknolojinin android üretmeye vardığı bir dönemde ışınlanma sıradan bir aktivite olarak bu kitapta yer alıyordu. Bester ise bunun için sadece insan zihnini kullanıyor. Telekinetik bir koşullanma diyecebileceğimiz bir yöntemle isteyen hemen herkes yapabiliyor. Bununla birlikte belli kısıtları var tabi ve akıl almaz mesafelerle, hızlarla karşılaşmıyoruz. Zira böyle olması halinde kurgunun inandırıcılığı darbe alırdı. Kitapta ilk olarak jauntun ne olduğunun açıklanması okurken ne kadar kaydalı olduğu anlaşılıyor. Zira kitabın en önemli yapı taşlarından biri olduğunu çok geçmeden anlıyoruz.

Önemli olduğunu düşündüğüm bir diğer nokta da yazarın senaryo tutarlılığı için yaptıkları olacak. Bunu anlatmaya bir örnekle başlamak istiyorum. Andy Weir’in kaleme aldığı bir çeşit bilimkurgusal Robinson Crusoe hikayesi olan Marslı örneğinden yola çıkalım. Kitabın ana karakteri Mark Watney tam da karşılaştığı mevcut durumla başa çıkmasını sağlayacak bir meziyete sahipti. Bir botanikçi olarak bitki yaşamına elverişli ortam oluşturma olasılıkları üzerine çalışması için Mars’a gönderilmişti. Konunun devamında da ilk Mars patatesini yetiştirip afiyetle yemişti. Kaplan Kaplan içerisinde ise küçücük kalan dünya da güç sahibi olmak için gerekli olan tüm donanımları Presteign’in etrafında görüyoruz. Dünyanın en iyi haber alma ve lojistik ağının yanı sıra hukuki açıdan da üst düzey yetkililerle iş birliği içerisinde. Bunun dışında kitaptaki tek sıradışı eylem jaunt değil. İnsanlığı bir adım öteye taşıyor Alfred Bester. Hemde bunu yine insanın ta kendisini kullanarak yapıyor.

Son Olarak

Bu yıl yeni başladı sayılır, daha üç ay oldu. Ancak şimdiden söylüyorum Kaplan Kaplan bu yıl içerisinde piyasada yer alacak olan en iyi bilimkurgu kitabı olmaya aday. Okurun gözlerini açık bırakan kurgusu, akıllara kazınacak ana karakteri ve harika olay örgüsü ile türü seven sevmeyen herkesin okumasını şiddetle önerdiğim bir kitap. Daha önce farklı bir yayınevinden çıkmıştı. Ancak baskısı tükeneli uzun yıllar oluyor. Sahaflarda bile bulmak mümkün değildi. İthaki Yayınları sağ olsun Bilimkurgu Klasikleri serisinde bu şahesere de yer vererek bendenizi ziyadesiyle mesut ettiler. Kaliteli çeviri ve gayet şık bulduğum kapak tasarımı ile her bilimkurgu kütüphanesinde yer alması gereken bir eser Kaplan Kaplan.

Gully Foyle, hakikaten her şeye cüret edebilecek birisi…

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar