Korkularla Beslenen Bir Karnaval Geliyor Bu Yana

Çocuklar daha sonra, başta öğretmenleri Bayan Foley ve Charles Holloway’e musallat olan karnaval ucubelerinin peşine düşmek için tekrar alana dönerler. Cüce Adam, İskelet Adam, Bay Elektriko ve Cadı onları hayrete düşürür ve çok geçmeden karnavalın amacı anlaşılır. Karnaval, maddesel tutkularına yenik düşen ruhları esir alıp onları birer sirk ucubesine dönüştüren korkunç bir yerdir ve adeta kötülüğün kaynağıdır. Çocuklar ve Bay Holloway, kendi tutkularına yenik düşmeden kötülükle başa çıkabilmenin ve onları kasabadan yollayabilmenin yolunu bulabilecek midirler?

Ray Bradbury, küçükken ziyaret ettiği bir parkta, belki birçoğumuzun palyaço ve karnaval korkusuna benzer şekilde karşısına çıkan atlıkarıncadan korktuğunu ve bu anının hikâyenin kurgusuna temel oluşturduğunu söylüyor. Ayrıca 12 yaşındayken tanıştığı Bay Elektriko ismindeki bir karnaval sihirbazının ona “Sonsuza Dek Yaşa!” diye seslenmesiyle sonsuz yaşam fikri üzerinde merakla düşünmeye başlayan genç Bradbury, Bay Elektriko’yu bir kez daha ziyarete gittiğinde, bu kez sihirbaz adam ona, kendisinin birinci Dünya Savaşı’nda kaybettiği bir arkadaşının reenkarne olmuş hali olduğunu söylüyor. Bradbury o günden sonra yazmaya, yazmaya ve sürekli yazmaya başlıyor. Hikâyede Bay Elektriko biraz daha şeytani bir karakter olarak yer alsa da, Bradbury ona duyduğu minneti kitabın sonsözünde açıkça belirtiyor.

something-wicked-this-way-comes-2

Eserin, 1983 senesinde Walt Disney tarafından sinemaya uyarlanmış bir filmi olduğunu da belirtmeden geçmemek gerek. Ancak öncesinde, roman henüz Bradbury’nin elinde “The Black Ferris” isminde bir kısa hikâyeyken, yazarın yakın arkadaşı ünlü aktör Gene Kelly’nin bir filminin galasına davet edildiği gece aklına bir film uyarlaması yazıp bunu Kelly’nin ellerine teslim etme fikri gelir. Yazdığı seksen sayfalık senaryoyu Kelly’ye verir, Kelly senaryoya bayılır ancak film için yeterli bütçeyi bulamadığı için senaryo rafa kalkar. Seneler sonra Bradbury hikâyeyi uzatıp bir romana çevirir ve ismini de, Shakespeare’in ünlü eseri Macbeth’te yer alan “By the pricking of my thumbs / Something wicked this way comes” cümlesinden esinlenerek koyar.

Something Wicked This Way Comes, oldukça ilham verici ve kurgusal anlamda oldukça başarılı bir eser olması yanında, şiirsel anlatımıyla da dikkat çekiyor. Ancak bu anlatımın Türk okurlara, Türkçe çevirisiyle pek geçirilemediğini belirtmemde fayda var. Kitap, büyük ölçüde çevirideki sıkıntılardan kaynaklandığını düşündüğüm bir şekilde sürükleyicilikten uzak ilerliyor. Cümle yapılarında da aynı sıkıntılar ortaya çıkıyor ve gerek devrik ve hiç bölünmeyen cümlelerle, gerekse öğe sırası bozulmadan, anlamsızca çevrilmiş cümlelerle okuru kitaptan uzaklaştırıyor. Benzer sıkıntıların, yine Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451 çevirisinde de bulunduğunu da dikkatli okuyucular hatırlayacaktır. Fakat tüm bu hatalara karşın, Ray Bradbury gibi bir yazarın romanlarıyla bizleri tanıştıran İthaki Yayınları’na teşekkür etmek gerek.

something-wicked-this-way-comes-3

Something Wicked This Way Comes, özellikle yazarı Fahrenheit 451’le tanıyıp çok seven okurlar için, dahası American Gods, Needful Things gibi eserlerin ve modern fantastik/korku edebiyatının takipçileri için bir başucu kitabı olabilecek nitelikte. Bu dayanılmaz sıcaklarda içini ürpertmek isteyenlerin vakit kaybetmeden, kitabın kasvetli güz atmosferiyle uyum sağlamasını arzu edenlerin yaz bitiminde okumalarını tavsiye ediyorum son olarak ben de.

Keyifli okumalar.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar