Tuhafların Masalsı Yaşamı: Tuhaf Masallar

Tuhafların dünyasını tanıyıp büyük savaşlarına şahit olduktan sonra sıra masallarına kulak vermeye geldi. Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları ve devam kitapları olan Gölge Şehir ile Ruhlar Kütüphanesi‘nde de karşımıza çıkan Tuhaf Masallar tuhaf dünyaya gittikçe aşina olan bizlerle buluşuyor.

Masal Masal İçinde

Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları’yla başlayan serüvende beni en çok etkileyen noktalardan biri de kitapta kullanılan masalsı anlatım biçimiydi. Tüm olaylar bildiğimiz tarihle ve dünyayla çok ince bir çizgiyle ayrılıyor ve bu da okuyucuyu kurgunun içine hemen çekiyordu. Yani üç kitapta da bildiğimiz tarihle paralellikler gösteren, tarihsel olay ve karakterlere atıfta bulunan noktalarla birlikte masalsı bir anlatım bulunmaktaydı.

Yani kitapları okurken zaten masalla gerçek dünya arasında gidip gelirken bu kitapta doğrudan kendinizi masal dünyasının içinde buluyorsunuz. Tuhaf Masallar kitabını okurken ise masalın içindeki masalları okuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Bu nedenle kitabı bir çırpıda okuduğumu söylemek isterim.

Yazar Ransom Riggs

Bu Masallarda Bir Tuhaflık Var

Dünya üzerindeki hangi topluma bakarsak bakalım hepsinde ortak olarak karşımıza çıkacak olan ögelerden biri de masallardır. Dilden dile dolaşarak nesilden nesle aktarılan masallar; iyi ve kötüyü net bir biçimde ortaya koyup, öğüt vermek amacındadır. Masalların içindeki karakterleri gözünüzün önüne getirdiğinizde gri karakterlerin çok da yer almadığını görebilirsiniz. Tuhaf Masallar da normal dünyadaki masallar gibi iyi ve kötülerin kesin çizgilerle ayrıldığı bir kurguya sahip ve sonunda herkesin kendisine çıkartabileceği dersler barındırıyor.

Tuhaf Masallar kitabındaki masalların ise bildiğimiz çocuk masallarından farkı hepsinde mutlu sonların olmaması. Bunun nedenini az çok şu şekilde açıklayabilirim. Tuhafların dünyası sürekli tetikte olmanızı gerektiren ve sadece insanlardan değil bazı durumlarda diğer tuhaflardan da uzak durmanızın gerektiği bir yer. Sürekli tetikte olmanızı gerektiren bir düzen içinde iyilerin hep kazanmasının kötülerin de mağlup edilmesinin mümkün olamayacağını bilmek gerekli.

Millard’ın Derlediği Tuhaf Masallar

Bayan Peregrine’in Tuhaf Masalları ile başlayan üçlemede Millard’ın tuhaf masallarla olan ilişkisini okuyanlar hatırlayacaktır. Okumayanlar için bu kısmı çok açmamak gerektiğini düşünüyorum. Millard’ın derlediği masalların her biri birbirinden ilginç özellikler barındırıyor. Diğer üçlemede bahsini duyduğumuz Cuthbert ve ilk Ymbryne gibi masallar ve karakterlerin yanı sıra ilk kez ismini duyduğumuz tuhaflarla da karşılaşıyoruz. Hayaletleri görüp onlarla konuşabilen Hildy, denizden gelen çağrıya kulaklarını tıkamaya çalışan Zheng ve tuhaflıklarını açgözlülüklerine alet eden Bataklıkgübresi  Köyü sakinleri…

Serinin ana kitapları

Tıpkı çeşit çeşit insan olduğu gibi tuhaflar da hem özellikleri hem de benimsedikleri hayat tarzı çeşidiyle çeşit çeşit diyebiliriz. Bataklıkgübresi Köyü’nde yaşayan tuhaflar, kopan uzuvları yerine yenilerinin büyüdüğü vücutlara sahip bir arada yaşayan tuhaflardan oluşuyor. Bu köyün sakinlerinin bir döngüde yaşamamasından Ymbrene’lerin henüz ortaya çıkmadığı zamanlardan kalma bir masal olduğunu anlayabiliyoruz. Tuhaflığı en çok hoşuma giden tuhafsa, kabusları ehilleştirebilen küçük Lavinia oldu. Aklımızda dönüp duran bazı düşüncelerin uykumuzda dahi bizi rahat bırakmadığı durumlarda onunki gibi bir yeteneğin oldukça faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Döngülerle Kısıtlı Yaşamlar

Üçlemede tuhafların kendilerini döngülere saklamalarına dair açıklamalar zaten bulunuyordu. Döngüler öncesi hayata dair masallarda, tuhafların insanlardan neden kendilerini saklamak zorunda olduğunu gösteren kısımlar bulunuyor. Yetenekleriyle bağlantılı olarak güçlü oldukları düşünülse de sayıca az olmaları nedeniyle insanlardan saklanmak durumundalar. Tuhaf çocukların ya da tuhaflıklarını yeni keşfedenler için bu masalların birer uyarı aracı gibi işlev gösterdikleri söylenebilir.

Kitaptaki tüm masalların ortak olarak tuhaf olmayanlara güvenmemek üzere temellendiği görülebiliyor. Üçlemede küçük bilgi kırıntılarıyla oluşturulan dünya ve tarihine dair daha ayrıntılı bilgileri bu kitapta bulmak mümkün. Hatta farklı dönemlerde ve bölgelerde yaşayan tuhafları merkeze alan masallarla bildiğimiz tarihe paralel bir tarihin varlığı gösterilip bu dünya ve tarihe olan merak da artırılıyor. Açıkçası ben bu dünyaya ait yeni öyküler duymayı çok isterim. Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları ile başlayan üçlemeyi okuyanların bu dünyaya ait güzel ayrıntılar bulacağı okumayanların ise merak edip üçlemeye başlayabileceği kitabı herkese tavsiye ediyorum.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar