Rol Yapma Oyunlarında Açık Dünya Yaklaşımı

…ve Belki de En Önemlisi: Oyuncuları Özgürlüğü!

Grup : Biz yoldan çıkıp ormandan gideceğiz.
OY : Ormana giremezsiniz, orası elflerin ülkesi. Girerseniz sizi öldürürler!

Doğrusu : Gidecekleri yol gerçekten tehlikeli bir yerse, OY oyunculara belli zarlar attırır. Oranın tehlikeli bir yer olduğunu kendileri, karakterleri doğrultusunda öğrenebilirler. Öğrenseler de öğrenmeseler de oradan gitmeyi seçiyorlarsa, iyisiyle kötüsüyle sonuçlarına katlanırlar. Ancak sadece OY`nin istediği yoldan başka bir yerden gittikleri için özel olarak cezalandırılmazlar.

Grup : Biz bu kasabaya yardım etmeyeceğiz!
OY : Yardım etmezseniz, Lord sizi tutuklayıp hapse atmakla tehdit ediyor!

Doğrusu : Tamam yardımcı olmayabilirler ve OY olarak siz o göreve çok iyi bir şekilde hazırlanmış olabilirsiniz. Burada, neden kabul etmedikleri önem kazanıyor. Daha çok para mı istiyorlardı? Lord’la yıldızları mı barışmadı? O sırada daha önemli olduğunu düşündükleri bir şey mi var? Kabul etmeme sebeplerini yavaşça ortadan kaldırırsanız daha iş birlikçi olabilirler. Hiç olmadı, o göreve hiçbir zaman gitmezler ancak bir sonraki görevlerinde, gruba daha çok hitap edecek görevler tasarlayabilirsiniz.

Grup : Biz bu adama saldırıyoruz!
OY : Olmaz, çünkü ;
(saldırırsanız ölürsünüz çünkü bu çok güçlü biri!)
(saldıramazsınız çünkü o sizin komutanınız!)
(saldıramazsınız, o ölürse göreviniz bitmez!)

Doğrusu : Hiç bir konuda “Yapamazsınız” diye bir şey yoktur. Oyuncular, her şeyi yapmayı deneyebilirler. OY olarak sizin diyeceğiniz şey “Deneyebilirsin” olmalıdır. İsterse çatıdan atlayıp kollarımı çırparak uçmayı deneyeceğim desin. Bu oyuncunun bileceği iştir, siz onlara sadece oyunu sunarsınız, onların yerine oynamazsınız. İlla ki, o adama saldıracaklarsa, sonuçlarına katlanırlar ya da son anda farklı bir şey olabilir. Odaya önemli haber vermek isteyen başka karakterler girebilir. Yaptırmak istemediğiniz şeyler konusunda incelikli olun, ısrarcı olmayın.

"Aha şu herife saldırıyorum, uyuz oldum tipine!"

“Aha şu herife saldırıyorum, uyuz oldum tipine!”

Kısacası bırakın istedikleri yere gitsinler, istedikleri kişilerle dalaşsınlar, istedikleri görevi alsınlar ya da almasınlar. Eğer yaptıkları (ya da yapmadıkları) şeylerin sonuçları varsa bunlara katlanmaları gerektiğini zaten zamanla öğrenirler. Yani ülkenin savunmasına yardımcı olmazlarsa, ülke hobgoblinler tarafından istila edildiğinde sonuçlarına katlanırlar. Sebepsiz yere komutana saldırdıklarında, hapse atılmaya (ya da bir iki tanesinin ölümüne) katlanırlar. Yardımcı olmadıkları tüccarın, ertesi gün cesedini bulunca iyi karakterlerse bunun ahlaki sorumluluğuna katlanırlar.

Ancak istediğinizi yapmadıkları zaman, grubu ya da tek tek karakterleri ASLA cezalandırmayın. Sadece her hareketin iyi ya da kötü bazı sonuçları olduğunu öğrenmelerini sağlayın. Kendileri dışındaki karakterlerin de bir hayatı, düşünceleri olduğunu hissetmelerini sağlayın. Dünya`nın etraflarında dönmediğini, kendilerinin bunun parçası olduğunu hissetmelerine izin verin. Buna rağmen önlerinde keşfedecekleri koca bir Dünya olduğunu fark etmelerini sağlayın.

Ve hepsinden önemlisi, eğlenmeye bakın. Tıpkı bu çok eğlenceli videoda olduğu gibi…

Herkese iyi oyunlar.

Yorumlar