Koltuk Partisi Oyunları #1 – Büyük Boy Pizzayı Unutmayın!

2000’li yılların ortalarından sonlarına doğru devam eden süreçte Torrent çılgınlığına kendimi kaptırıp oynanabilir her oyunu Torrent’ten çekmeye çalışıyordum. Bilgisayarların virüsten geçilmediği ve “Crack’i çıkmamış kanka daha.” dönemlerinden, Steam’in neredeyse oyun sektörünü tekelleştirdiği bu dönemlere gelmiş bulunuyoruz.

Steam’in ilk dönemlerinde, sadece çoklu oyuncu seçeneği olan oyunları para vermeye değer görüyordum. Tek oyunculu olan oyunlara neden para verecektim ki? Son birkaç senedir bu tutumumda oldukça büyük bir değişiklik olmasına rağmen sizinle arkadaşlarınızla birlikte bir cuma gecesi sıkıntıdan patlamamanızı sağlayacak oyunlardan bahsedeceğiz.

Blood and Bacon

!!!UYARI!!! Eğer vejeteryan iseniz bu oyun kesinlikle size göre değil.

Şirincik şirincik domuzlar size doğru koştururken elinizdeki pompalı ile kafalarını uçuruyor, etrafa saçılan parçalarını tekmeleyerek kıyma makinasına sokuyor ve domuz pastırması yapıyorsunuz.

Gördüğünüz gibi her yer kan. Her yer kırmızı. Filtre değil gerçek.

Gördüğünüz gibi her yer kan. Her yer kırmızı. Filtre değil gerçek.

Blood and Bacon tam, “Bir iki el League of Legends/Dota2/CSGO/Overwatch atmak da istemiyorum ne yapayım?” oyunu. Hala daha gelişmekte ve yeni özellikler eklenmekte oyuna. Silah ve kestiğiniz yaratık çeşitliliği mevcut. Sizi hayattan soğutacak RedNeck espiri anlayışı da mevcut. 2 ve 4 kişilik gruplar halinde de oynayabiliyorsunuz. Bolca kurşun harcıyor ve kan döküyorsunuz. Daha ne olsun!?

Awesomenauts

DotA’dan itibaren süre gelen bir evrim ve ardı arkası kesilmeyen devrimler ile MOBA oyunlarının önünü alamaz olduk. Gittikçe büyüyor efendim, durduramıyoruz!

Awesomenauts’ı diğer MOBAlardan özel kılan yanı nedir peki? Neden bu oyunun burada bahsi geçiyor? Çünkü, oyun içerisinde kullanılan çizimler, karakterler, karakterlerin yetenekleri ve bir platformer olmasından ileri gelmesiyle piyasadaki MOBAlardan oldukça farklı ve sanılanın aksine oyunda oyuncular birbirlerinin boğazına yapışmaktan ziyade gerçekten de oyundan keyif almanızı sağlıyorlar. Klasik haritanın aksine 3 değil, 2 ana koridor var ancak çevre duruma ve haritaya göre değişiyor.

Bir ara kafanızı League of Legedens’tan kaldırıp farklı bir MOBA denemek isterseniz diye bunu buraya bırakıyorum.

İlk kez oynadığım bir karakter ile kazanmış bulunuyorum. Çıkışa beklerim.

İlk kez oynadığım bir karakter ile kazanmış bulunuyorum. Çıkışa beklerim.

Castle Crashers

2005 senesinde Owen Wilson ve Vince Vaughn’ın baş rolü paylaştığı Wedding Crashers (Türkçe: Davetsiz Çapkınlar) diye bir film vardı. İki arkadaş aile üyeleri gibi davranıp düğünlere akıp nedimelerle flörtleşiyor, tabiri caizse “Ava çıkıyorlar”dı. Adı geçen oyunumuz Castle Crashers da aynı prensip ile ilerliyor. Kötü adamları kalelerine kovalayıp (hatta bir noktada uzay gemisini basıyorsunuz veya kaçırılıyorsunuz artık siz karar verin ona da) güzel prensesleri kurtarıyorsunuz. 4 kişiye kadar oynanabilirliği mevcut.

Oyunu bitirdikten sonra değişik zorluk seviyeleri açılıyor. Sonsuza kadar hayatta kalmaya çalışabileceğiniz arenaları var ki; karakterinizin seviyesini yükselttikçe hayatta kalma şansınız daha da artıyor. O yüzden oyunu en azından bir kere hikaye modunda bitirmenizi tavsiye ederim. Her ne kadar klavye/fare ikilisi ile oynanabiliyor olsa da gamepad ile oynamanızı öneriyorum. Kontrolleri daha rahat idare ediyorsunuz.

Çok şeker Boss Fightlar da olduğunu eklemeyi unutmayalım.

Çok şeker Boss Fightlar da olduğunu eklemeyi unutmayalım.

Ayrıca yine aynı stüdyonun bir ürünü olan BattleBlock Theater‘a da bakmanız gerektiğini not etmem gerek. Castle Crashers kadar başarılı olduğunu düşünmesem de, yine hatırı sayılır derecede eğlenceli.

Bu yazı, "Koltuk Partisi Oyunları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar