Avengers Cilt 2 & 3 : Sonsuzluğa Doğru

Avengers ve kardeş dergisi New Avengers’ın ilk ciltlerini incelemiştik. Şimdiyse Marvel’ın son yıllardaki en iyi event‘lerinden biri olan Infinity‘e ulaşmadan önceki son durağımızdayız.

Bu iki cilt kendi başlarına bir hikaye anlatmak yerine ilk cildin hikayesini alıp bizi event’e taşıma görevi üstleniyorlar. İlk ciltte Ex Nihilo ve Abyys Marstaki bahçelerinden dünyayı değiştirmek için çeşitli maddeler yollamıştı. Şimdiyse bu hareketlerinin sonuçlarını görüyoruz. Normalde gittikleri her gezegende bu ikili kozalarla oradaki topluma evrimleştirmeyi hedeflerken bu sefer bambaşka bir şey hedeflemişlerdi: Dünyanın kendisini evrimleştirmek, dünyayı canlandırmak!

Yolladıkları bu kozaların hiç biri rastgele değildi, her biri dünyaya yaşayan bir varlığın başka bir özelliğini kazandırmak için tasarlanmıştı. İşler yolunda gittiği takdirde Dünyamız Mogo (Bilinçli bir gezegen olan GL) ya da bugünlerde daha popüler olan Ego gibi bir gezegen olacaktı. Ancak daha önce de bahsi geçtiği üzere evren ölmekteydi ve bir şeyler çok yanlış gidiyordu, sistem bozulmuştu. Bunun sonucu olarak da dünyanın dönüşümü hiç de umulan şekilde gerçekleşmedi.

Yepyeni Bir Dünya

Cap Wants You!

Taşıdıkları yaşam özelliğine göre her koza çevresini değiştirmeye başlamıştı ve dünyaya yayılmış bu alanların kontrol edilmesi de tabii ki Avengers ekibine düşmüştü. Ciltler de bu mekanların araştırılması üzerinden yer yer one-shot tadında hikayelerden oluşuyor. AIM adasına düşmüş Kendini Koruma hikayesinde eğlenceli bir takas ve ajanlık hikayesi okuyoruz. Kanada’daki Evrim ise girmenin ayrı, çıkmanın ayrı bir dert olduğu bir büyülü orman hikayesi. Bunlar kendi başlarına hoş hikayeler olsalar da maalesef karakterlere çok da bir derinlik katamıyorlar. Bir tek Kendine Yetme hikayesi diğerlerinin yanında sıyrılıyor ve hem hikaye hem de karakter gelişimi konusundan dolu dolu geçiyor.

Savage Lands’a düşen Kendine Yetme kozası kendilerine tam anlamıyla yetebilen uyku, yemek gibi ihtiyaçları olmayan çocukların doğmasına sebep oluyor. Onlara bakma görevini ise ekibimizin nacizane tanrısı Thor ve evrenimizin Superman’i Hyperion üstleniyor. Superman’de de bolca işlenen tanrı kudretinde olmasına rağmen kendini insanlardan üstün görmeme düşüncesini bu çocuklara aşılamaya çalışıyorlar. Bu ortak görevde iki çok güçlü karakterin arasındaki bromance’in de ilk adımları atılıyor. Burada Hickman’ın insan üstü karakterleri yazma konusundaki başarısına bir kez daha tanık oluyoruz ama belirtmeliyim ki daha sokak seviyesi karakterler konusunda cidden başarısız. Hawkeye her ağzını açtığında sanki bizim tanıdığımız, bildiğimiz Hawguy değil de bambaşka biri konuşuyor gibi hissediyorum. Aynı his Spider-Man için de geçerli ama o gerçekten de başka biri (Merak edenleri son yılların en başarılı Spider-Man hikayelerinden olan Superior Spider-Man‘e alalım.).

Yepyeni Bir Koruyucu

Ciltlerin diğer konusu ise daha insanı seviyede, yeni bir karakterin doğuşunu inceliyor. Bir gezegendeki uygarlık yeterli seviyeye ulaşıp uzaya açılacağı zaman, bir beyaz olay olur ve o gezegendeki bazı kişilere orayı koruması için çeşitli güçler bahşedilirmiş, bir nevi evrensel noob (çaylak) koruma sistemi. Normalde bir gezegende Justice, Cipher, Starbrand ve Spitfire gibi kişiler de ortaya çıkarken bizim durumumuzda sadece Nightmask ve Starbrand ortaya çıkıyor, bunun sebebi de yine evrenin bozulmuş olmasında yatıyor. Nightmask titrini ilk ciltte aramıza katılan Adam üstlenirken, Starbrand için yeni bir karakter yaratılıyor.

Görev sistemin normal şartlar altında seçeceği bir Starbrand’dan tamamen alakasız, toplum tarafından dışlanmış, ale lalade bir üniversite öğrencisi olan Kevin Conner’a düşüyor. Kendisinin bu silik karakteri, onu ilk gördüğümüz sayfalarda çok başarılı şekilde anlatılmış. Starbrand olduğu andan itibaren gücünü kontrol edemiyor ve elinde olmadan büyük yıkımlara sebep oluyor, Avengers’ın sert müdahalesi de durumu daha iyiye götürmüyor. Karakterin bu deneyimsizliği onu okuyucu için kendisini rahatça yerine koyabileceği bir karakter haline getiriyor ve hikayenin anlatıcısı rolünü de üstleniyor.

Üçüncü cildi bitirirken Hickman şu ana kadar yaptığı her şeyi toplayıp, epik destanının giriş hikayesini bitiriyor. Sıradaysa etkisi bütün Marvel evreninde yıllarca hissedilecek Infinity var.

Yorumlar