Kim Tanır Süper Kahramanları

Kıssadan hisse, Marvel’de New York’lu olup da süper güçlü bireylerle karşılaşmamış olan yoktur diyebiliriz. Ama daha yabanlıklara gittikçe azalır. Civil War ve belki Sentinel Program yüzünden sıradan halkın en şüphecilerinin bile süper kahramanları en azından var olarak kabul ettiğini söyleyebiliriz. Amerika dışındakilerin ise ara sıra ortaya çıkan mutantlar dışında pek süper güçlerle alakası olmayıp, varlıklarına da inanmıyor olabilirler.

Suspension of Disbelief, bize bu kahramanların türlü türlü işler yaptığı, sadece saçlarını geriye tarayıp fark edilmekten kurtulduğu, her hafta Empire State binasının bir yüzünü aşağı indirdiği dünyada hala süper kahramanları tanımayan, onlarla karşılaşmamış kişiler olabileceğini kabul etme imkanı verir. Böylece her seferinde Superman ya da Spider-Man’ın bir kısa hikayesinde hasta çocuğu hastaneye yetiştirmesi, insanların buna şaşırması filan gibi şeyleri biz izleyici / okuyucu olarak kabul edebiliriz.

spidey1

Six Degrees of Seperation ise, kahramanlara ulaşmak isteyen kötülerin onları mutlaka nasıl bulduğunu; sıradan insanların ise neden çat diye Batman’le tanışamadığını anlatır. Kısacası, çevresini ya da doğru kişileri iyi kullanan kişi hemen Gotham’ın doğru yerinde Batman’le karşılaşabilirken; Gotham’da 50 yıl yaşayıp hiç Batman’i ve onunla karşılaşmış birini görmemiş adamı da açıklıyor. Sonuçta Obama bizim 6 basamak ilerimizde ama gidip adamla kahvaltı yapmıyoruz. İşi olan ise bir şekilde yolunu buluyor.

Önemli Bir Nokta Daha

En önemlisi, biz çizgi roman karakterlerinin hayatını ve ortalığı dağıtıp durmalarını okuyoruz. Yani hikayenin göbeğine bakıyoruz doğrudan. Sıradan halk ise patlamalar filan olduğunda kaçıyor, tehlike tamamen geçtikten ve ortalık temizlendikten sonra tekrar yerlerine alınıyor. Bu yüzden olayların gerçekleşme anında çoğu kişi yok. Saçma sapan kostümler giymiş acayip tiplerin birbirlerine tüfekle ateş etmesi ile, birbirlerine ışınlar atması arasında aslında normal vatandaş için fark yok. Polis etrafta delilleri toplayıp, cesetleri kaldırdıktan sonra geliyorlar ve “dağılmış la bura” deyip işlerine devam ediyorlar.

Dolayısı ile, özellikle düşük güçlü süper kahramanlar ve sadece kostüm giymiş kahramanlar aslında normal vatandaşa daha zor ulaşıyor. Halkın ise Willful Ignorance gereği, etrafta uçup elinden nükleer ışınlar atan adamlarla karşılaşana kadar bunları uydurma sanması gayet olası. Belki de CIA, terörist saldırılardan Amerika’nın moralini korumak için süper kahraman hikayeleri uyduruyor olabilir, değil mi? İşte süper kahramanlı dünyalarda yaşayan kişilerin kafasından bu çeşit şeyler geçiyor olabilir.

Süper kahraman falan yok, asayiş var.

Süper kahraman falan yok, asayiş var.

Süper kahramanların ya da kötülerin, güçleri ile dünyada suçlu yakalamak dışında neler yaptığı konusu, bu yazının konusu değil. Çünkü burada sadece tanınırlığı irdelemek istedim. Göğsündeki reaktör ile dünyada enerji sorununu çözen bir Tony Stark, ağ fırlatıcılarında kullandığı kimyasalı endüstriye sunan bir örümcek adam, süper hızıyla bir çok angarya işi hızla halleden speedster karakterler filan çok enteresan şeylere yol açabilir. O yüzden onu başka zaman yazalım.

Yazıyı özetleyecek olursak; sıradan halkın süper kahraman görme olasılığı oldukça azdır. Varlıklarına inanmaları ise iyice zor, çünkü hem bilgi kirliliği hem de komplo teorileri gibi bir sürü faktör var. Normal vatandaş, üç yüz metre yukarıdan uçarak geçen Superman’ı zaten çıplak gözle bir uçaktan ya da bir kuştan ayırt edemeyebilir. Bu yüzden de bir mahalle dolusu binayı yıktığı halde kendisini tanımayan insanlarla bunlar nasıl karşılaşıyor sorusunu da cevaplamış olduk. Kendinize iyi bakın.

Wikipedia'da Suspension of Disbelief Wikipedia'da Six Degrees of Seperation RationalWiki'de Willful Ignorance

Yorumlar