Ölüm Tınısı – Yerli Yapım Manga!

Ülke olarak Japon çizgi romanı, mangaya olan ilgi her geçen gün artıyor; iyiye işaret. Yayınlanan çeviri eser sayısında her geçen gün artış görmek gerçekten çok güzel. Elimizden geldikçe bu seriler ile ilgili yazıp çiziyoruz. Ama bu sefer farklı. Tamamen Türk bir çizer tasarından yazılıp çizilen bir eser bu sefer ki konumuz.

Daha evvel genç öğrencilere yönelik eğitici çizgi roman projelerinde birçok defa aktif olarak yer alan Şeref Manun bu sefer karşımıza Ölüm Tınısı adlı manga ile çıkıyor. Baştan sona manga tekniği ile hayata geçirilen Ölüm Tınısı, adı gibi ölümle başlıyor.

Genç ve yakışıklı polis memuru Thomas Stark, buluşmak üzere sözleştikleri yerde kız arkadaşını beklememektedir. Geç kalmak gibi bir huyu olmayan Claire’e ulaşamayınca bir gariplik olduğunu sezer ve bu esnada da telefonu çalar. Arama Claire’den gelir ancak telefonun ucunda bir erkek sesi vardır. Çok geçmeden kız arkadaşının kaçırıldığını öğrenen Stark, öfkeli bir biçimde gelmesi söylenen yere doğru harekete geçer. Kız arkadaşının eskiden adaletin “şefkatli” kollarına teslim ettiği bir suçlunun abisi tarafından kaçırıldığını öğrenir. İntikam almak için kısasa kısas yöntemini seçen adamcağız, istediğine kavuşamadan tahtalı köyü boylar. Ancak yanında Stark’ı da götürür.

tını1

Normal şartlarda ölmüş olması gereken Stark gözünü açtığında hiç de öyle kutsal kitaplarda tasvir edilen bir ortamda olmadığını fark eder. Etrafında sadece boşluk, yapraklar ve tanımadığı bir adam ve garip bir hayvan vardır. Sadece seçilmiş ruhların gidebildiğini öğrendiğimiz bu yerde, üzerinde kimonosu ve kılıcı ile daha tam olarak “Neredeyim, burası neresi?” diye sorarken bulunduğu ortamdaki kimsesiz, kayıp ruhların saldırısına uğrar. Tam onun için her şey bitti derken Stark, Ölüm Bekçisi olarak karşımıza çıkar:

HER…ŞEY…KAN…OLACAK!!!

Ölmüş olması gereken ölmediği vakit her şey için artık çok geç olacak.

Takdir Edilesi

Yazar ve çizer olarak Şeref Manun’un çok güzel bir iş ortaya çıkardığını söylemeliyim. Yalnız kitabın ilk bölümünde okumakta güçlük çektiğimi söylemek isterim. Karanlık bir ortamdayız ve kim kime ne söylüyor, kim nerede duruyor okuması biraz zor oldu açıkçası. Seri devam ettikçe bu sorunun ortadan kalkacağını düşünüyor ve çok da dert etmiyoruz. Zaten Stark’ın yeniden dirildiği -en makul açıklama bu olur sanırım- ortamda geçen ikinci bölümün çizimleri ilk bölümün açığını kapatmış. Çizerinin ellerine sağlık. Hikaye konusunda bir şey söylemek için daha çok erken ancak en son iki sayfa “Bleach?” demem sebep olmadı desem yalan olur.

tını2

Yenilenen resimler için Profes Yayınlarına teşekkürler.

Daha evvelden manga türü ile ilgili çok fazla girişim görmemiştik açıkçası. Yakın zamanlarda hatırladığım bir tek yayın hayatı çok kısa süren Kabura Manga Dergisi var. O yüzden bu tür ile ilgili yapılan her türlü çalışmayı ayakta alkışlayasım geliyor. Bu konuda Profes Yayınları’nı da takdir ediyorum, böyle bir çalışmaya ortak oldukları için. Manga türünü seven, takip eden, kıyısından köşesinden alıp okumaya çalışan güzel bir kitle var ülkemizde. Daha fazla çalışma girişim görmek hepimizi daha da sevindirir. Ölüm Tınısı’nın bu noktada ön ayak olması dileğiyle.

Yorumlar