Iron Fist – Bu Dizi Nasıl Gelişmeli?

Saçmalıklar

Teorimin ilk ve en zor kısmı, PTSD olgusu ile akıl sağlığı olgusunu birbirinden ayırmak ve PTSD harici akıl sağlığı meselelerine daha fazla ekran payı vermek. Şu anki haliyle en belirgin vurgu Danny Rand’in yaşadığı  PTSD üzerinde. Ama o en belirgin vurgu bile inanılmaz zayıf. İşte arada Ward’ın akıl sağlığının bozulması falan da var ama inanılmaz geç giriyor ve giriş-gelişme-sonuç biçiminde sunulmuyor. Hatırlatırım, son bölümdeki Ejderhalı sahneye kadar ben de ortada bir tema yok gibi düşünüyordum.

Akıl hastalıklarının seyirciye yansıtılması Danny’nin çok nadiren kilitlenip kafasında kazayı yeniden yaşaması ve Ward’ın son bölümlerde halüsinasyon görmesi var. Karakterler kesinlikle akıl sağlığı hakkında konuşmuyorlar. Akıl sağlığı hakkında konuşmamanın zararı hakkında bir şeyler gösterilse ona da razıyım ama o da yok. Akıl sağlığının bu kadar önemli olduğu bir dizide karakterlerin iç seslerine veya kafalarında dönen diyaloglara hiç yer verilmemesi inanılmaz saçma.

Ooo ibret hikayesi alırım bi dal.

Dizide reçeteli-reçetesiz bağımlılık ve genel olarak psikiyatri sektörünün aksaklıklarına gani gani yer veriliyor, lakin adam akıllı bir tartışma, bir ileri geri diyalog yok. İşte izleyiciye ibret olsun diye hep Ward’a abanılmış. Başlangıçta reçeteli ilaç bağımlısı ya, eroin bulunca hemen eroine geçti hayatı kaydı. Bir de psikiyatri sistemini kötüye kullanıp Danny’e eziyet etmişti, ironi olsun diye aynısı onun da başına geldi, karma yerini buldu. Lakin “Her an herkesin başına gelebilir dikkat edin HAAAAA!” diye parmak sallamakla kalmış.

Mesela Buşido kız kafes dövüşlerine girip çıktı, iki gün vicdan azabı çeker gibi oldu sonra bir daha lafı edilmedi. Orada iki üç ağız kırdıktan sonra ağız kırma bağımlısı olsa, milleti döverken ekstra vahşi davransa, etrafındakiler rahatsız olunca kişisel sürtüşme olsa olmaz mıydı? Veya Harold Ağa’nın sosyopatlığına odaklanan iki sahne görsek, az buçuk bi diyalog dönse fena mı olurdu.

Iron Fist Nasıl İyileştirilir?

En baştaki “Dağdan indim şehre” kısmında aynı 3-4 fikir saatlerce tekrar ediliyor. ANLADIK, KAPİTALİZM EVSİZLERE ÇOK KÖTÜ DAVRANIYOR. Bütün o goygoy yarı zamanda özetlenip geçse de olur. Açıkta kalan zamanı da Manastırdaki son günlerinde Danny ne durumdaydı neler yaşıyordu hikayesini keşfetmek için kullanabiliriz. Böylece manastırdaki hali ile şehirdeki halini karşılaştırıp şehrin psikolojik etkisini değerlendirecek zemin oluşur. Yolculuğun incelenmesi çok şart değil Danny geçitten ilk kez çıktıktan sonra sahne kesilse ve “3 ay sonra” diye altyazı ile dizinin ilk sahnesi girse de olur.

Dizi başından sonuna kadar başka bir memlekette aldığı eğitimi evinde kullanmayı öğrenmesini izledik. Ama o eğitim asıl yerinde, yani K’un-L’un’da Danny’e ne kattı, acılarıyla başa çıkmasına nasıl etki etti hiçbir fikrimiz yok. Flashbackli sahnelerdeki vücut dili ile dizinin genelindeki vücut dili arasında fark varmış gibi hissettim ama emin değilim çünkü toplam görsel 5 dakika bile değil.

Peki gerçekten de benim varsaydığım gibi olsa? Cennet boyutunda huzur bulan Danny evine dönünce, başından geçen olayları daha önce muhatap olmadığı bir şiddette yaşasa? Sonra bu yeni deneyimi sağ salim atlatma sürecinde aldığı eğitim tam kafasında otursa? Hem doğu felsefesinin hakkı teslim edilmiş hem de adam gibi karakter gelişimi gösterilmiş olmaz mı? Mesela Defenders’ta kendi hayatıyla barışmış, yandan yandan hala daha acı çeken komşularıyla (Jessica Jones, Luke Cage falan) sürekli inceden alay eden bir Danny Rand görsek ne güzel olurdu.

İçinde Danny Rand olmayan her ofis entrikası sahnesi düpedüz vakit kaybı. Tamamını kesip atmak yukarıdaki fikirleri uygulamak için bol bol yer açacaktır. İyi örnek vermek gerekirse, mesela eroin ticareti meselesinde Harold’un Danny’e kumpas kurması meselesi son derece güzel bir tempolama ile açıldı ana konuya bağlandı ve kapandı. Son bölümleri millet zaten zar zor izlemiş, böyle olmasa hiç izleyemezlerdi.

Sağda solda “Keşke Danny Rand Amerika doğumlu Asyalı olsaydı.” fikrini gördüm. Bu ticari bir seçim ondan pek üstüne konuşmayacağım. Tek diyeceğim şu: Akıl sağlığı teması düzgün işlense bile SJW’lerin hışmından kaçınmak için bir çare sunmaz. Ana karakterin beyaz hetero erkek olmaması dışında bir çözüm yok. Sert eleştirileri getiren SJW medyaya sorarsanız, beyaz bir milyarderin, Çin kültürünü başarıyla araklamasının hikayesini anlatmak davaya çok büyük ihanettir. Bu konuda baya laf edilmiş zaten Google’a yazın sayfa sayfa yazı çıkacaktır.

Konuyu bağlayacak olursak; dizinin çok büyük hataları var ve ortak evren devamlılığı olmasa büyük ihtimalle son düzlüğe girmeden önce kapatır anime izlerdim. Buna karşın gelen eleştirilerde de çok büyük hatalar var. Siyasi olarak hassas bi konu olduğu için okurun memnuniyetinden ekmek yiyen eleştirmenlere güvenmeyin. Açın izleyin. Sıkan yerde ileri sara sara izleyin. Şahsen bir şeyi eleştiri yazmak için izlemiyorsam klişe veya şişirme görünce ileri sararım acımam.

Yorumlar