Krypton: Superman Alt-Üst Soy Bilgisi Sorgulama

David S. Goyer tarafından Syfy için yaratılan Krypton dizisi, 21 Mart 2018’de yayına girdi diye, başka yerlerden rahatça bulabileceğiniz bilgilerle yazıya girmeyi geçelim ve asıl konuya gelelim.

Superman’ın geldiği gezegenle ilgili geçmişte herkes kafasına göre bir şeyler yazdı. Bir yığın paralel evren de söz konusu olunca, hatta biliyorsunuz ilk çıkan Superman’le bizim Superman olarak bildiğimiz kişiler farklı, o açıdan bir yığın da farklı Krypton var. Tek tek Krypton’un her bahsedildiği hikayelere de girmeyeceğim, ülkemizde zaten düzensiz yayınlanan çizgi romanları düzensiz takip etmek zorunda kalan bizlerin, bu kadar niş bir konuda literatür hakimiyeti zor. Asıl değineceğim nokta, Krypton’un tüm hikayelerde bazı ortak özellikler göstermesi. Buradan da Superman’e dair değişik bir teorimi sizlerle paylaşacağım.

Krypton Köyü Beşeri ve Coğrafi Durumuna Giriş

Krypton’la ilgili bildiklerimizden en yaygın olanı, çok yobaz ve değişik fikirlere kapalı bir halk olmaları. Zaten tam da bu sebepten yok oluyorlar. Bu kapalı fikirliliğe nasıl ulaştıkları ve bunların etkileri çok daha derin bir konu. Ona girelim: Krypton çok verimli bir dünya değil. Ama üzerindeki yaşam dünyamızdan çok daha önceden başladığı için bize göre teknolojik olarak daha ilerideler. Bir zamanlar başka gezegenleri kolonize etmişler, galakside tanınır hale gelmişler ama bir şekilde dünyalarına dönüp içlerine kapanmışlar. Zaten “Bu kadar gelişmiş, başka gezegenlere gidebilecek bir halktan tek Superman nasıl kalıyor?” sorusu burada önemli. Başka yerlerde elçileri dahi yok muydu? Yokmuş işte.

Krypton’un izolasyonu çok da önemli değil. Hıyar kafalıların kendilerini evrenin merkezi zannedip, başka yerlere gitmemeleri normal sayılabilir. Ama asıl mesele, bu Krypton’da uygulanan bir politika: Genetik planlama. Asıl konuşulacak konu bu. Olay şu: Krypton’lular bebeklerini doğurmuyor, kastlara ayrılmış toplumda nerede yer almaları gerekiyorsa ona genetik olarak uygun bebekler bilgisayarda tasarlanıp ellerine veriliyordu.

Silver Age boyunca Superman, Amerikan rüyasının avatarı olarak hep şöyle yansıtılıyordu: “Genetiğine kadar tepeden belirlenen bir dünyada, doğal yollarla doğan ilk bebek!” tabii bu, ekonomisi tepeden belirlenen Sovyetlere dair bir göndermeydi. Aynı zamanda da Kal-El yani Superman’i başlı başına komünizme karşı bir protesto aracı haline getiriyordu.

Güvenlik Görevlisi Superman?

Artık komünizm derdi yok hikayeler için. Ama Man of Steel filminde de dahil olmak üzere, eski zamanlardan kalma tasarım bebekleri mantığı devam ediyor. Bu konuda iki şeye dikkat çekmek istiyorum.

Birincisi, binlerce yıldır genetiği süzgeçten geçmiş bir toplumda tek bir doğal doğum, bu gidişatı düzeltmeye yeter mi? Bence yetmez. Sonuçta annesi ve babası tasarım bebeğiyse, doğacak çocuk da bunların devamı olur. Çocuklarda sadece baba değil, dede, amca, hala vs. 5-6 basamağa kadar kan bağının genetik etkisi var. Bu açıdan da tek başına Jor-El’in isyankar yapısının Superman’in Krypton’luluğunu istediği kadar değiştiremeyeceğini düşünüyorum.

İkinci konu, Krypton’luların çok dar görüşlü ve ezberci olmaları. Tabii bu, genetik olarak sabit tasarlanmalarından ve toplumlarının hıyarlığının bir kombinasyonu. Ama Kansas’a düşen Kal-El’in MÜKEMMEL Amerikalı olmasını, ailesinden öğrendiği doğruları asla sorgulamaması ve çok sabit fikirli bir iyilik timsali olmasını düşünecek olursak; aslında Superman tam olarak babasına lagaluga eden Krypton liderleri gibi bir adam. Atalarından ne gördüyse onunla yaşayan, toplumdaki yerini çok sorgulamayan, öğretildiği gibi yaşayan biri. Krypton’da olsa ortalama bir adam olarak işten eve, evden işe gider gelirdi ve hiç bir özelliği olmazdı. Babası gibi isyankar bile olmazdı muhtemelen.

Bu arada ikidir Jor-El’e isyankar diyorum ama bir isyan başlamışlığı filan yok. Bilim konseyine derdini anlatmaya çalışmakla vakit kaybettiği için aslında onun da çok devrimci olmadığı söylenebilir. Yine de, kalın kafalı Krypton toplumunda gerçeği gören bir bilim adamı olarak bana göre asıl, orijinal gangsta Jor-El’dir.

Dizi Zamanı Geldi

Hala diziden bahsetmedik fark ettiyseniz. Ben de farkındayım. Ama Krypton gezegeni ile ilgili atmosferi tam olarak vermemiz gerektiği için böyle oldu. Şimdi gelelim diziye ve yapmaya çalıştığı şeylere:

Superman’in dedesiyle ilgili net bilgiler yoktu. Aynı şekilde El hanesiyle (Kal-El, Jor-El) ya da genel manada Krypton sosyal yapısı ve neden haneler şeklinde yerleştiklerine dair bir bilgi yoktu. İsmi geçen tüm şehirlerde El hanesinin neden bulunduğu, El soyadının yaygın bir soyadı olup olmadığı da net değildi.

Superman’in babası Jor-El’in neden bazı durumlarda devlete yardım ettiği, bazı durumlarda karşısında olduğu net değildi. Dizide Seg’in dedesinin hapsedildiği Phantom Zone’u antik çağlarda Krypton’lular bulmuş ama sonra unutmuşlar. Çizgi romanlarda Phantom Zone’u kullanmayı tekrardan bulan kişi Jor-El. Suçluları içine tıkıp devlete yardım ediyor. Sonrasında bir şekilde devlete ters düşüp gezegen yok olurken umutsuzca derdini anlatmaya çalışıyor. Phantom Zone’u geçmişte kullanılır hale getirerek bu çelişkiyi kaldırmışlar.

Krypton’un gelişmiş teknolojisine rağmen bir dini yapısı var. Tanrıları var. Başlarında Rao var. Bilim konseyi muhabbeti ile Rao nasıl bir arada bulunabiliyor ve bunun Krypton’un yobaz toplumuyla bağlantısı ne sorusuna da ilginç cevaplar çıkabilir. Bunun da üzerine oynamaya çalışıyorlar.

Olaylar, ilerleyen zamanlarda Brainiac tarafından küçültülerek esir alınan Kandor şehrinde geçiyor. Bu olayın detayları ile ilgili de soru işaretleri çok. Eğer iyi işlenirse bu boşluktan da güzel hikayeler çıkar. Brainiac nasıl ve neden bu şehri götürdü sorusu güzel bir soru. Bazı noktalarda buna açıklık getirildiği olduysa da, hikayeyi daha yaratıcı şekillerde anlatmak mümkün.

Çok mu Güzel?

Diziye sıklıkla gelen eleştirilerden biri de, “Krypton’da geçen hikayeyi n’apayım abi? Uydurma bir gezegende, uydurma halkın hikayesi.” şeklinde. Hiç katılmıyorum. Uydurma şehirler söz konusu ise Flash’ın Central City’si de o kategoride. Dizilerdeki tüm karakterler uydurmadır. Hayali amerikanlar ile hayali Kryptonlular arasında bana göre fark yok. İlgi çekici olsun yeter.

Son olarak da, Superman’in en önemli düşmanlarından biri olan General Zod’un atalarına da değiniyorlar. Bu kısım da enteresan hikayelere gebe çünkü General Zod, bana göre gerçekten tehlikeli bir adam. Superman’in boş anına filan denk gelse evreni ele geçirebilecek bir adam. Snyder’in ilk filmden öldürmesi boşuna verilmiş bir karar değildi.

Dizinin potansiyeli olduğunu düşünüyorum ancak normal vatandaşa hitap etmede ne kadar başarılı olur onu bilemem. Şu an reytingler konusunda ve eleştirmenler açısından biraz zorlanıyor. Gittiği yere kadar, enteresan bir şey yaparlar mı acaba diye izlemeye devam edeceğim. Bu diziyi de kurtarmak için Arrowverse ile etkileşime geçirmek zorunda kalırlar mı bilmiyorum ama, teknik olarak da zor görünüyor (başka kanallarda oldukları için.)

Krypton gezegeni ve dizisi ile ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Yorumlara kendi fikirlerinizi yazarak benimle iletişime geçebilirsiniz. Sizin bu konulardaki görüşlerinizi merak ediyorum.

Yorumlar