The Mandalorian – Star Wars’ın Yükselişi

Easter Egg Bolluğu

Bunların dışında klasik fan service ve easter eggler de var tabii ki. Greef Karga’nın “Because I’m your only hope.” repliği veya Mando’nun “She’s got the high ground.” ve “She’s no good to us dead.” replikleri. Tatooine’de bulunan pit droidler, cantina sahneleri ve hatta tüm Tatooine bölümü. Düşününce Tatooine’li bölümün neredeyse tamamı fan service olmuş. Dizide gözüme en çok batan easter egg de bu bölümde var. Cantinada Toro Calican adlı kelle avcısının Han Solo’nun Greedo’yu vurduğu sahnede oturduğu koltukta Han Solo gibi oturması. Sanırım en gereksiz ve zorlama bulduğum gönderme bu olabilir.

Bu fan service ve easter egg durumu diziye eleştiri de getiriyor. Dizinin bunlarla çok fazla dolu olduğunu söyleyenler var. Benim çok katıldığım bir eleştiri değil bu. Dizide fan service veya easter egglerin çok fazla olduğunu kabul ediyorum ama rahatsız edecek ucuzlukta olduğunu düşünmüyorum. En azından çoğu için. Çünkü son üçlemedeki gibi, özellikle de son filmdeki gibi gerekli gereksiz her yerde ekrana easter egg vurmuyor dizi. Bazen açıklayıcı olmak için, bazen de yüzümüze bir gülücük kondurmak için, çoğunlukla bunları yerli yerinde kullanıyor. Hem kanlı canlı bir Loth-cat görmek kimin hoşuna gitmedi ki?

Ufak Tefek Sıkıntılar

Dizinin en çok eleştiri aldığı iki nokta filler bölümler ve bölüm süreleri. Ana konudan kopuk dört, beş ve altıncı bölümler dizinin kötü bölümleri olarak görülüyor. Ben izlerken eğlendim ve dizinin genel kalitesini aşağıya çektiğini düşünmüyorum. Özellikle beşinci bölümde Return of the Jedi‘den sonraki dönem Tatooine’si ile altıncı bölümde Yeni Cumhuriyet askeri, hapishane gemisi ve güvenlik droidleri görmek güzeldi. Öte yandan diziyi uzatmak için konan bölümler olduğu da açık. Bu tür bölümlerden keyif almak kişisel bir durum. Ben böyle iyi yapılmış bir Star Wars dizisinde filler bölüm de olsa o evrende bulunmaktan keyif aldım. Bir başkası işin bu tarafıyla ilgilenmeyip konuya odaklı olabilir. Bu nedenle eleştirilere katılmasam da eleştirenlerin bunu neden beğenmediğini anlayabiliyorum.

Süre konusunun ise benim için hiç bir sıkıntısı yok. Kısa bölüm sürelerinde güzel hikayeler anlatılmasına The Clone Wars ve Rebels’ten alışığım. Bu nedenle beni hiç rahatsız etmedi. O animasyonlarda da kısa süreli üç veya dört bölüme yayılmış harika story arclar mevcut. Diziden de bu tadı aldım.

Benim de gözüme batan bir kaç şey oldu. Onlardan biri kalabalık çatışma sahnelerinde karakterlerin kabak gibi açıkta durması ve hiç isabet almamalarıydı. Bu durum bazı sahnelerde beni rahatsız etti. Bu rahatsızlığım özellikle sekizinci bölümde tavan yaptı. Bir ara karakterler siper alma ihtiyacı duymadan bir sürü stormtrooper arasında ateş ediyorlardı. Diğer hoşnutsuzluğum da beşinci bölümdeki Toro Calican’dı. Abartılı Han Solo tavırlarıyla “serseri” bir karakter yaratmaya çalışmışlar ama bence olmamış. Bölüm boyunca ısınamadım kendisine. Onu bir daha görmeyecek olmamız sevindirici.

Bir de dördüncü bölüm var. The Clone Wars’ın Akira Kurosawa‘ya saygı duruşunda bulunduğu, Seven Samurai filminden uyarlanan Bounty Hunters (2×17) adlı bölümünün aynısını tekrar karşımıza çıkarıyorlar. Ya da kendilerince Seven Samurai’nin Western versiyonu olan The Magnificent Seven‘i uyarlamaya çalışmışlar ama sonuçta dediğim gibi biz bunu Star Wars evreninde izlemiştik. İllaki konudan bağımsız bölüm yapacaklarsa keşke daha farklı bir şeyler düşünselermiş.

Galakside Son Durum

The Mandalorian ikinci Death Star’ın yok edilmesinden (Return of the Jedi) beş yıl sonra geçiyor. Bu da ilk Death Star’ın yok edilmesinden (A New Hope) dokuz ve Klon Savaşları’nın bitiminden (Revenge of the Sith) yirmi sekiz yıl sonrası demek oluyor. İmparator ve Darth Vader öldü İmparatorluk bitti gibi bir şey söz konusu değil. Şu an için en ciddi canon kaynaklardan olan Aftermath Üçlemesi (Aftermath, Aftermath: Life Debt, Aftermath: Empire’s End) romanlarından İmparatorluğun sonunun İkinci Death Star’ın yok edilişinden bir yıl dört gün sonra gerçekleşen Jakku Savaşı‘nın ardından geldiğini okuyoruz. Bu savaşta son yenilgisini alan Birinci Galaktik İmparatorluk, Palpatine’nin ölümünden sonra yerine geçen Mas Amedda‘nın Yeni Cumhuriyet ile anlaşma imzalamasıyla resmen yıkılmış oluyor.

Yeni Cumhuriyet kurulalı bir kaç yıl olmuş ve bütün galaksi kontrolünde değil. İmparatorluğun yıkılmasının ardından bazı gezegenlerdeki İmparatorluk kuvvetleri kendi bölgelerinde güçlenerek orayı kontrol altına alıyorlar. Dizide de bunu görüyoruz zaten. Moff Gideon ve askerleri Nevarro’da hala etkin bir güç. Dizinin geçtiği dönem bu şekilde. Ayrıca bu bahsettiğim İmparatorluğun kalıntılarından oluşan başka bir grup da Bilinmeyen Bölgelere giderek yıllar sonra First Order olarak geri dönecekler.

Death Watch

The Mandalorian’ın animasyonlardan beslenen önemli bir tarafı da var. Dave Filoni gibi ortak noktaları olması dizi ile animasyonun bağlarını daha sıkı ve tutarlı hale getiriyor. The Clone Wars ve Rebels’i çok seven biri olarak bu durumdan son derece memnunum.

Din Djarin’in hikayesini izledik. Ayrılıkçı droidlerin saldırısında ailesi muhtemelen öldürülüyor. Bir Mandalorian grubunun baskınıyla küçük Din Djarin içlerinden biri tarafından son anda kurtarılıyor ve onu Mandalorian yolunu izleyip kendilerinden biri olması için yanlarına alıyorlar. Star Wars evrenine hakim olanlar Din Djarin’i kurtaran Mandalorian’ın omuzundaki sembolün Death Watch‘a ait olduğunu hemen anlamışlardır.

Bilmeyenler için çok kısa özetlemek gerekirse Death Watch Mandalore’li bir terörist organizasyondur. Karşımıza ilk kez The Clone Wars The Mandalore Plot (2×12) bölümünde çıkıyorlar. Pre Vizsla’nın liderliğinde olan bu terörist grubun amacı Mandalore’yi pasifist bir anlayışla yöneten Düşes Satine Kryze ve hükümetini devirerek gezegeni ele geçirmek ve eski savaşçı zamanlarına geri döndürmek. Bu amaca ulaşmak için bombalı saldırıdan, suikasta kadar her yolu benimsiyorlar. Hatta Kont Dooku ile anlaşarak dış güçlerle ortak bile oluyorlar. Sonra birbirlerine düşman olmaları, işin içine Darth Maul’un girmesi derken hikayeleri Rebels’e kadar uzanıyor.

Darksaber

The Mandalore Plot bölümünün diğer bir önemi Death Watch’la beraber Darksaber‘i de ilk defa görüyor olmamız. Eski Cumhhuriyet döneminde, ilk Mandalorian Jedi olan Tarre Vizsla tarafından yapılmış olan bu siyah ışın kılıcı onun ölümünden sonra Jedi Tapınağında saklanır. Eski Cumhuriyet çökerken Vizsla Klanı tarafından tapınaktan çalınan Darksaber nesilden nesile aktarılarak Pre Vizsla’ya kadar ulaşmıştır. Vizsla Klanı’nın sembolü haline gelen bu kılıç Mandalorianlar ve Death Watch için de çok önemliydi.

Kılıç zaman içinde çok fazla el değiştirdi. The Clone Wars’ta Pre Vizsla‘dan Darth Maul‘e geçen Darksaber, Rebels’te de kısa süreliğine Kanan Jarrus‘da durduktan sonra Sabine Wren‘e ve son olarak ondan da Mandalore Düşesi Satine’nin kız kardeşi Bo-Katan Kryze‘ye geçiyor. Dizide ise Darksaber’i Moff Gideon’un elinde gördük. Arada geçen zamanda neler olduğu ve kılıcın nasıl el değiştirip Moff Gideon’a geldiği yeni sezonda açıklanmayı bekleyen soru işaretleri arasında.

2. Sezondan Beklentiler

İkinci sezon için beklentiler büyük. Skywalker Saga filmlerinden karakterler göreceğimiz söylentisi var. En büyük adayın ise Boba Fett olduğu düşünülüyor ki bu çok normal. Canonda onu ölümden getirmek için çok uygun bir aday The Mandalorian. Aftermath kitaplarında ölmediğine dair göndermeler vardı diye hatırlıyorum. Belki dendiği gibi beşinci bölümün sonunda kim olduğu açıklanmayan ve sadece çizmelerini gördüğümüz kişi Boba Fett çıkacaktır. Herkesi heyecanlandıran haber ise kesinlikle Ahsoka oldu. Henüz resmen açıklanmasa da büyük ihtimalle Rosario Dawson‘ı Ahsoka rolü ile göreceğiz. Ayrıca Michael Biehn‘i de şu an için isimsiz olan bir kelle avcısı olarak izleyecekmişiz. Bu heyecanlandıran castlar dışında dizide Sabine, Ezra ve hatta Rex‘i de görmek isterim. Rebels bu duruma çok müsait bir şekilde bitti. Ortada güç kullanıcısı bir bebek ve Darksaber’i olan bir Moff Gideon var. Yollarının kesişmesi hiç de mantıksız değil. The Mandalorian döneminde Ahsoka’nın 45, Sabine’nin 30 ve Ezra’nın 28 yaşında olduğunu da ekleyeyim.

Star Wars Kökleri

Günümüzde Star Wars ile ilgili ne çıkarsa çıksın karşılaştırıldıkları ilk şey orijinal üçleme oluyor. Bu kaçınılmaz. Nesil değiştikçe bu da değişir mi bilmem ama durum şu anlık böyle. Ben hep böyle kalmasından yanayım. Çünkü orijinal üçlemeden uzaklaşan her Star Wars işinin kötü olduğunu gördük. Kırk iki senelik bir saganın sonuna gelindi. Böyle bir efsanenin son filmi vizyona girdiğinde seneye damga vurması beklenirken 2019’da Star Wars’ın yükselişi The Mandalorian ile oldu.

Orijinal üçlemeden uzaklaşan, onların kurduğu her şeyi yok eden, hatta Kendi içinde bile tutarlı olmayan bir üçleme ortaya çıkardılar. The Mandalorian bu hataya düşmüyor. Star Wars havasını ve o evrenin içinde olduğumuzu hissettiren bir dizi izledik. Yeni sezonda da umarım aynı vizyonla hareket ederler ve ilk sezonun da kalitesinin üstüne çıkarlar.

Daha Fazla The Mandalorian

The Mandalorian’ın ilk sezonunu bitirdik ve yeni sezon için geri sayıma geçtik. Bu uzun arada “Üzerime daha fazla Mandalorian içeriği atın” diyeniniz çok olacaktır. Doğal olarak akla gelen ilk şey tabii ki The Clone Wars ve Rebels. Kimileri hem nostalji olsun diye hem de dizinin gazıyla tekrar animasyonların başına oturacaktır. Bazılarınız da Mandalorianlarla veya Darksaber’le ilgili bilgi edinmek için ilk defa izleyecektir. Unutmayın ki The Clone Wars ve Rebels canonun bir parçası. Legendste Mandalorianlar’ın geniş bir külliyatı bulunurken, canon tarafında bu iki animasyon dışında neredeyse hiç bir bilgi yok. Zaten The Clone Wars son sezonu her cuma yayınlanmaya devam ediyor. Artık The Clone Wars macerası nihayete erecek. Ben diziye baştan başlamanızı öneririm. Aynı şey Rebels için de geçerli. Bence ikisi de Star Wars’a yakışan animasyonlar. Fakat doğal olarak bir kaç Mandalorianlı bölüm için bütün sezonları izlemek istemeyenler de olacaktır. O yüzden dev hizmette bulunarak hepsini izlemek istemeyenler için de animasyonlardaki Mandalorianlı ve Darksaber’li bölümleri sıraladım. Bunların içinde halen devam etmekte olan The Clone Wars’ın yedinci sezon bölümleri yok elbette.

The Clone Wars

  • The Mandalore Plot (2×12)
  • Voyage of Temptation (2×13)
  • Duchess of Mandalore (2×14)
  • Corruption (3×5)
  • The Academy (3×6)
  • Heroes on Both Sides (3×10)*
  • Nightsisters (3×12)*
  • Monster (3×13)*
  • Witches of the Mist (3×14)*
  • A Friend in Need (4×14)
  • Brothers (4×21)*
  • Revenge (4×22)*
  • Revival (5×1)*
  • Eminence (5×14)
  • Shades of Reason (5×15)
  • The Lawless (5×16)

Rebels

  • Out of Darkness (1×7)*
  • Blood Sisters (2×8)*
  • The Protector of Concord Dawn (2×13)
  • Imperial Super Commandos (3×7)
  • Visions and Voices (3×11)*
  • Trials of the Darksaber (3×15)
  • Legacy of Mandalore (3×16)
  • Zero Hour, Part Two (3×22)
  • Heroes of Mandalore, Part One (4×1)
  • Heroes of Mandalore, Part Two (4×2)

Yıldızı(*) Mandalorianlı ve Darksaber’li bölümlerde rol oynayan karakterlerin tanıtıldığı bölümler olduğunu belirtmek için koydum. Yani izlemeniz şart değil ama daha fazla bilgi almak ve “Bu karakter de nereden çıktı?” diye sormamanız için tavsiye ederim.

Yorumlar