Felsefe ve Kurgu Dünyalar – Platon ve Cthulhu Mitosu

Cthulhu Mitosu 

Mitos dünyasının bu mağara mitosunun tersine çevrilmiş hali olduğunu söylersem çok zorlamış olmam diye düşünüyorum. Burada mağaranın içindeki insanlar aslında bilgisizliğin verdiği mutluluk ve sahte güven hissiyle oturuyorlar. Kendisini mağaradan kurtaran insanın mağaranın dışında gördüğü şey ise gerçeklik, ancak bu, Platon’un ifade ettiği idealar dünyasından ziyade insanın evrende kendisini koyduğu yerden çok çok uzakta, bir bakteri kadar değerinin olmadığı düşüncesi ile yüzleşmesine neden olan bir realite. Ve benzer biçimde bu algıyla mağaradaki arkadaşlarının yanına dönen insan gördüklerini anlatamıyor, veya anlatmıyor, zira anlattığı takdirde kendisini en iyi ihtimalle akıl hastanesine yatıracaklarını; en kötü ihtimalle de öldüreceklerini biliyor.

cth1

Belki de Platon ile özdeş şeyi düşünüyordur Lovecraft, belki de Cthulhu mitosunun varolduğu çok boyutlu evren aslında gerçek olan evrendir, bizimkisi ise bu evrenden yansıyan bozuk bir kopyadır. Nyarlathotep’i ve diğer mitos yaratıklarını bu dünyadaki şeylerle “yok edemeyişimizin” sebebi bu. İki boyutlu bir varlığın size attığı kurşunlar size ne kadar zarar verebilir ki? Veya Tindalos köpeklerinin bu kadar rahatlıkla bizim dünyamıza girip çıkabilmelerinin sebebi onların algısında bizim dünyamızın iki boyutlu bir çizgi roman gibi olmasıdır, kim bilir.

Karakterlere bakalım biraz da: Lovecraft’ın karakterleri Platonik bağlamda gerçekliği arayan insanlar oldukları için birer filozof adayı olabilirler. Ancak bu dünyanın sanallığı ile “gerçek” dünyanın gerçekliğini özümsemiş olan—yani filozof kral olan—isimleri karakter olarak göremiyoruz. Ki bu da doğru bir yaklaşım; Platon açısından en büyük sorun filozof kralın nasıl biri olacağının bir muamma olmasıdır, Lovecraft açısından da öyle. Bu anlamda bu bilgilere haiz adlar olarak Necronomicon’un yazarı Abdul Al-Hazred ve Unaussprechliche Kulte’in yazarı Friedrich Wilhelm von Junzt geliyor aklıma. Bu adamlar gerçek gerçekliği görüp oradan edindikleri bilgilerle bu dünyayı etkileyebilen, yani mağara mitosu bağlamında kendi istedikleri gölgeleri mağara duvarına yansıtabilen kişiler.

cth2

Platon’un sonuç olarak gördüğü ideal ve mutlak iyi ise bu dünyada yok, ve mümkün olamayacak bir şey. Bu dünyanın kaderi, mağaranın dışındaki varlıkların bu mağarayı farkederek yok etmeleri. Örnek olarak ne verilebilir, zaman olarak taş devrinde kalmış insanların Skynet tarafından keşfi belki de. Mağaranın dışında çalışayazan bilumum lazerdir, radyodur ve benzeri teknolojik araçlarla mağara içindeki durumu etkilemeleri de diğer benzerliği tamamlamakta.

Açıkçası bu yazıyı endişelenerek yazdım, zira bu iki birbirinden bağımsız dünya arasında bir köprü oluşturabilmenin mümkün olup olmayacağından emin değildim. Ancak başarabildiğimi umuyorum. Bu deneysel yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Yorumlar