Geek Terminoloji – Mecha Nedir?

Japon’ların teknolojik olarak atılım yaptığı yıllara denk gelen 70’lerde doğan mecha türü, bir tür teknolojik altın çağ olarak kabul edilebilecek 80’lerde her anlamda zirvesini yaşamış, öte yandan Japon ekonomisinin durgunluğa uğradığı 90’lı yıllar boyunca eski popülaritesini kaybetmeye başlamıştır. Ancak Hideaki Anno’nun insan psikolojisi, ergenlik, dinsel ve felsefi alt metinler gibi temalar açısından alt okumalara ve yoruma açık bir yapı sunan Neon Genesis Evangelion’u ile yeniden doğmuştur. Günümüzde mecha türü, anime sektörünün veya genel bir ifadeyle Japon menşeili bilimkurguların en önemli yapı taşlarından birini oluşturmaktadır.

Neon Genesis Evangelion (1995-2016)

Neon Genesis Evangelion (1995-2016)

Mecha türünü özel kılan şeyler; geleceğe yönelik bakışlar getirirken bunun akıcılıktan taviz verilmeden yerine getirilmesi, bilimkurgunun somut yanınına dönük tarafın çoğu zaman  fanteziye daha baskın olması, pilot olmayan yan karakterlerin genişliği yönünden karakter gelişimi ve etkileşimlere açık bir yapısı olması ve seri bittikten sonra bile izleyicinin kafasının içinde süregelebilen bir devamlılık hissiyatına sahip olması yüzünden de pek çok kez manga’lar, romanlar gibi yan hikayelerle desteklenmeye son derece müsait olmasıdır. İnsan odaklı bilimkurguların çoğu zaman en zayıf noktası olan akıcılık sorunu mecha serilerinde mevcut değildir.

Kahramanların kimi zaman 18 yaşından küçük kişiler olması aslında bir pazarlama hamlesi gibi gözükse de, aslında bir savaş dramasını anlatmanın en doğrudan yolu olarak algılanmalıdır. Öte yandan ordu mensubu, mühendis, politikacı gibi tiplemeler her zaman mecha serilerinde karşımıza yetişkinlerin dünyasının bir yansıması olarak yer alır. Bir diğer taraftan iyi mecha’larda ne iyilerin geneli çok iyi, ne kötülerin alayı çok kötü tiplemelerdir. Ortamın griliği, izleyiciyi empati yapmaya ve kendini odak karakterin yerine koyarak onun argümanlarını anlamaya zorlar. Bir düşman sadece görevini yapan bir asker olduğu için o rolde olabilir. Yada başrol karakterin korumaya çalıştığı sistem aslında yozlaşmaya son derece açık ve manipüle edilmekte olan bir yapının sembolü olabilir.

Pasific Rim (2013)

Pasific Rim (2013)

Mecha hikayelerinin birbirlerine ateş eden teneke yığınlarından çok daha fazlası olması bir yana, tasarımcıların kendi hayal edebildikleri her tür insansı ya da insansı olmayan tiplerde mecha’ları tasarlayıp serilere yerleştirebilmeleri gibi bir özgürlük ortamı da olmasıdır. Hal böyleyken izleyiciler kendi kafalarındaki ideal tasarımları görüp biriktirebilir ya da yan materyallerle kolaylıkla kendi kendilerine bunları tasarlayarak sergileyebilirler. Gerek Japonya, gerek diğer uzak doğu ülkeleri, gerekse Amerika ve Avrupa’nın bazı şehirlerinde her yıl amatör ve profesyonellere hitap eden birçok mecha tasarım yarışmaları düzenlenmektedir. Benzer şekilde mecha’lar güneşten yayılan fotonların itici güç olarak kullanılması, astreoid madenciliği, yörünge asansörleri, uzayda kolonizasyon, insan modifikasyonları, dünya dışı yaşam, yapay zeka ve nano makineler gibi halen bilimin zihnini kurcalayan pek çok temayı harmanlayarak her yaştan bilimkurgu hayranlarının dimağına merak tohumları saçan özgün kurgular sunabilmektedir. İnsanlığın tüm kusurlarına ve hatalarına rağmen tür olarak hayatta kalmak konusunda gösterdiği çaba ve gelecek nesiller üzerinden umutsuzluğa karşı verilen savaş da tıpkı ırkçılık, enerji krizleri, nüfus artışı, terörizm, silahlanma ve savaşların doğurduğu nefret döngüsü gibi temalar da iyi mecha’ların olmazsa olmazları arasındadır.

Akılda tutulması gereken noktalardan birisi, Japon mecha geleneğiyle Amerikan mecha geleneğinin birbirleriyle tümüyle örtüşmemesidir. Amerikan bilimkurgusunda hikayenin Mecha’lara odaklanarak anlatıldığı nadirdir ve hasbelkader içinde dev makineler olan herhangi bir yapımda (örneğin Matrix Revolutions ya da Aliens gibi) birimin 1-2 dakika içerisinde parçalanması söz konusu olabilmektedir. Pacific Rim gibi zaten Japon mecha ekolüne öykünen birkaç iş dışında karakterlerin kokpitli makinalarla uzun süreler geçirdiğini, maceralarının bu eksende şekillendiğini pek görmeyiz. Tasarımlar da benzer şekilde köşeli, çoğu zaman hantal ve estetikten uzaktır. Zaten Mechwarrior serilerinin evreni Battletech’de ya da RoboCop külliyatında da görüldüğü üzere, bu tarz bir estetik yaratmak zaten hedeflenmemiştir. Hakeza Transformers ve Bionicle gibi yapımlar birimlere kişilik vererek insanları bir savaş dramasından yapay olarak uzaklaştırma yoluna gitmişlerdir.

Bu yazı, "Geek Terminoloji" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar