A’dan Z’ye Warhammer 40K Evreni – Kafirlik Çağı

Uzunca bir aradan sonra yine karşınızda olmanın sonsuz sevinciyle size yazıyorum. Konumuz; Çağlar hocamın Sisters of Battle yazısında bahsettiği ve sonucunda Ecclesiarch Goge Vandire’ın öldürüldüğü Age of Apostaty, yani kafirlik çağı. Bu çağda tek bir adamın imparatorluğu neredeyse parçaladığını ve Horus İsyanından bu yana görülmemiş şeylerin yaşandığını göreceğiz.

Bu adamın yükselişine baktığımızda her ne kadar birçok noktada bombastik denilecek derecede aşırı olan Warhammer 40k evreninde bile normal bir halde olduğunu görüyoruz. Goge Vandire o dönemde kendini sefahate vermiş olan Ecclesiarchy’nin bir sonucu olarak yükseldi. O dönemde Ecclesiarchy’nin yüksek vergiler istediğini, vermeyenleri aforoz ederek yaktığını görüyoruz.

Goge arkadaşımız da 361. Master of the Administratum olarak seçildi. Bu seçim sürecinde katilleri kullandığını söyleyenler de var. Sonuç olarak rakipleri şüpheli biçimlerde teker teker öldü ve tek aday olarak bu mevkiye yükseldi. İlk işi de Ophelia VII’da olan Ecclesiarchy sarayını yok etmek oldu. Burada söylenmesi gereken şey, bu sarayda o anda kendisinin bu mevkiye yükselirken beraberinde yükselttiği Başrahip Paulis’in olduğudur.

Warhammer

Görebileceğimiz üzere neşe dolu bir arkadaş. Tırnak makinası 3 sene önce heretiklik ilan edildi.

Vandire kısa zamanda önü alınmaz bir manyak olduğunu ispatladı. Kişinin işi kendinden bilmesi kuralını doğrularcasına her yerde katiller ve komplolar görüyordu. Bu paranoid megalomanyaya kendisinin işkence sevgisini de eklediğimizde karşımızdaki insanın tadından yenmeyecek derecede tatlış, kedi yavrusuna benzer bir ruh haline sahip olduğunu söylemeye gerek yok. Ara ara transa geçerek İmparator ile konuştuğunu söylüyordu ancak şahitler kendi kendine bağırdığını, homurdandığını ve bir şeyler söylediğini ifade ederler. Burada tahminen kendisinin işkence edeceği insanlara neler yaptığını ve nasıl tepkiler verdiğini hayal ettiğini söyleyebiliriz.

Ha bu arada değinmeden geçmek olmaz zira bu kritik bir şey, Paulis’i öldürdükten sonra Ecclesiarchy’i de kendine bağladı bu adam. Din ve devlet işleri tek adamdan sorulur hale geldi, ki pratikte bu sayede imparatorluğun tüm birimlerini kendine tabi kıldı ya da öyle sanıyordu o. İktidara geldikten kısa bir süre sonra da Çağlar’ın yazısında bahsettiği İmparator’un kızları olayı oldu. Kendisinin yazdığı şeyi özet geçmek istemiyorum ama basitçe Vandire bir Force Field yardımıyla bu insanları İmparator’un kendisini desteklediği sanrısı yarattı.

Vandire iktidara geldikten sonra Ecclesiarchy tamamen kendisinin emirlerine hizmet etmeye başladı. Dev anıtlar yaptırıldı ve sadece Vandire efendinin canı istiyor diye birkaç gezegen itlaf edildi. Ancak bu sırada kendisinin bulunduğu imparatorluk sarayı bir harabe haline gelmekteydi hızlıca. Camların yağmurdan yağmura temizlendiği, İmparator’un zamanından kalan halıların fare yuvası haline geldiği, fresklerin bakımsızlıktan çürüdüğünü görüyoruz.

Sisters of battle olmadan Vandire yazısı mı? Asla!

Nitekim bu böyle devam etmezdi ve etmeyecekti de. Dimamar gezegeninden Sebastian Thor adında genç bir rahip Vandire’ı insanlığa karşı hain ilan etti. 3 ayda 80 gezegen bu isyana katıldı. Bu haberi alan Vandire sinirden kudurdu, ağzından köpükler saçarak “Dimamar’ı küle çevirip bana o köpeğin kafatasını getirin!!!” diyerek en güvendiği Templar Frateris’lerinden oluşan bir filoyu gönderdi.

Filo, warp’a girdiğinde beyaz yıldırımlardan oluşan bir fırtına ile yok oldu. Bu filonun yok olma haberiyle beraber tüm Segmentum Obscurus isyan etmeye başladı. Thor bu arada sistemden sisteme geçiyor ve hitabetiyle her gün yeni sistemleri Işık birliğine (Confederation of Light) katıyordu. Bu sıralarda Warp fırtınaları gemilere geçit vermezken Thor hiç bir sıkıntıyla karşılaşmadan tavşan misali oradan oraya geziyor ve her adımda kutsal Terra’ya yaklaşıyordu. Hatta Navigator loncasının Paternovası kendisine Abstracta Preomnis adını verdi, Warp’ın efendisi anlamına gelmekteydi bu söz.

Böyle devasa bir isyanla karşılaşan Dünyanın Yüksek Lordları Space Marine ve Adeptus Mechanicus’a yardım çağrısı gönderdi. SM ve AM bu çağrıya “Ya çok Warp Storm var üzgünüz” diyerek olumsuz yanıt verdi, nitekim kendileri Vandire’a muhteşem bir insan gözüyle bakmadıklarından kendi dünyalarında eski İmparatorluk inancını korumuşlardı. Vandire bu aralarda köpük makinası kıvamında kullanılabilirdi. Nitekim bu haberler geldiğinde “Zaten bir işe yaramıyorsunuz!” diyerek Dünya’nın Yüksek Lordlarını lağvetti ve dev akıllıca bir hamleyle kendine sadık güçlerine Space Marine ve Adeptus Mechanicus’a karşı saldırma emri verdi.

Issız gönüllere giren işte benim… olmadı..

Tahmin edilebileceği üzere bu emri alan komutanlar dev bir “hassiktir” çektikten sonra reddettiklerini bildirdiler. Vandire hepsini afaroz ederek yaktırdı ancak yeni gelenler de çok istekli değillerdi. En sonunda Horus Heresy zamanında olan olayın tersi oldu, İmparatorluk tarafındaki güçler, imparatorluk sarayını kuşattılar. İşlerin bu kadar çığırından çıkması nedeniyle o noktaya kadar etliye sütlüye karışmayan Adeptus Custodes “Sizinle mi uğraşıcaz lan, bizim manyağımız bize yetiyor.” diyerek Vandire’ın güçlerini kıtır kıtır keserek bir koridor açtı ve akabinde tam net olarak bilinmeyen bir şekilde o zamana kadar Vandire’a sadık olan İmparator’un kızlarından Alicia, Vandire’ı öldürdü ve bu dönem bitti.

Ancak Thor’un bir isyancı olduğunu unutmayalım. Kendisi mahkemeye çıkarıldı ve İmparatorluğa hıyanet suçuyla yargılandı, masum bulundu ve yeni Ecclesiarch olarak tayin edildi. Akabinde Ecclesiarchy’nin ordu bulundurmasına yasak getirildi, bir nevi “Sen içme arap, içince şeyini çıkarıyorsun.” denildi resmen. İmparator’un kızları Adepta Sororitas olarak tekrardan yapılandırıldı. Ve tüm bu olayların sonucunda, başka bir yazının konusu olacak, Officio Assassinorum içinde Haklılık Savaşları (Wars of Vindication) başladı.

Bu yazı, "A'dan Z'ye Warhammer 40K Evreni" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar