Alvin Maker Serüveninde İlk Perde – Yedinci Oğul

Şimdi buraya Ender’in Oyunu yazsam, çoğumuzun aklına ilk olarak yazarın Orson Scott Card olduğu, ikinci olarak da Hugo ve Nebula Ödüllerini kazanan bir kitap olduğu gelir. Bugünkü konumuz Ender değil -başka sefere diyelim-. Aynı yazarın ellerinden çıkan; Alvin Maker serisi ile ilgili konuşacağız.

Bilimkurgu türünde yazdığı kitaplarla adını duymaya alışık olduğum Orson Scott Card’ın yazdığı Alvin serisini alıp okumak, nereden aklıma geldi açıkçası bilmiyorum. Güzel bir kurgu bulmak zor son dönem fantastik edebiyatta. Kullanılan materyaller konusunda biraz kısır döngüye girdi diyebilirim. Sonuçta okuma eylemi zaman ve emek isteyen bir şey. Onca zaman ayırıp pişman olmayı kimse istemez. Neyse ki; ben ayırdığım zamanın karşılığını Yedinci Oğul‘da fazlası ile aldım.

seventhSon1

Alternatif bir Amerika ile karşılaşıyoruz eserde. Hani şu “mavi ceketliler, kırmızı ceketliler” diye bağırılan dönemdeyiz. Kızılderililerin hala hayatta olduğu, zamanında Napolyon’un da uğradığı bir Amerika’dan bahsediyorum ki; çok şık olmuş. Farklı güç odakları var Orson Scott Card’ın Amerika’sında.

Kendi yağında kavrulan Miller ailesi, yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda kalır. Toplaşıp yola koyuldukları sırada, uzun zamandır bekledikleri hadise vuku bulur. Havanın fırtına habercisi olduğu rüzgarlı bir gündür. Anne hamiledir ve doğum zamanı gelmiştir. Baba Alvin Miller, doğacak çocuk için bir yandan umutlu bir yandan da korku içindedir. Efsaneye göre

Yedinci Oğul’un Yedinci Oğlu doğduğunda birçok şeyin kaderi değişecekti.

Felaketlerin peş peşe geldiği, yaşamla ölüm arasında geçen dakikalar eşlik ettiği doğum gerçekleşir ve Miller ailesi yedinci erkek çocuğa kavuşur. Babasının kendi ismini verdiği Alvin Miller – ya da Genç Alvin- hayata gözlerini açar.

Yedinci Oğul filminden bir kare.

Yedinci Oğul filminden bir kare.

Gel zaman git zaman Genç Alvin büyür, dokuz yaşına girer. Miller ailesinin en gözde ferdi ve aynı zamanda tüm kasabanın göz bebeği olur. Bu durumdan herkes hoşnuttur, bir kişi hariç. İngiltere topraklarında eğitim görüp ta Amerika’ya gelip, tanrısı adına görev alan Peder Thrower. Dininden aldığı güç sağ olsun, Alvin’in durumunun Hristiyanlığa aykırı hatta şeytan işi olduğuna kanaat getirir. Ona göre şeytan bu çocukla iş birliği içindedir. Yoksa dokuz yaşına kadar -hem de yaramaz- bir çocuğun bir kere bile burnu kanamaz mı? Başına gelen her ne bela olursa olsun, Genç Alvin ondan kurtulmayı başarır. Yaşadığı tüm bu süre boyunca, işler hep bu şekilde devam eder. Yaşadıklarına Alvin’in kendisi de anlam veremez. Ta ki kasaba kasaba dolaşan Taleswapper ile karşılaşana kadar.

İşi gücü hikaye anlatmak, dinlemek ve yazmak olan bir ihtiyar Taleswapper. Yaşına rağmen dinç bedeni, güçlü anlatım kabiliyeti ile hikayelerle kazanır hayatını. Benjamin Franklin’i bile tanımıştır zamanında. Yolu bir gün Genç Alvin’in evine düşer. Misafirperver bir aile ile karşılaştığına memnun olan hikayeci, Genç Alvin’in farklı olduğunun kısa sürede farkına varır. Efsanenin gerçekleştiğini, Yedinci Oğul’un dünyaya düzen getirmek için geldiğini anlar. Hayatın devam etmesi için, birisinin ona yardım etmesi gerekir ve o kişide Alvin’den başkası değildir. Yapmak, onarmak, birleştirmek vb. konularda doğuştan yetenekli olan Genç Alvin Miller, Yokedici‘ye karşı durabilecek tek kişidir.

Yazar Orson Scott Card

Kitapta ilk başta geçtiği coğrafya ve dönem dikkatimi çekti. Fantastik edebiyatta baştan bir dünya yaratmaktan ziyade var olan dünyaya farklı bir bakış getirip, alternatif üretmek genelde bana daha cazip gelmiştir. Çünkü en başta da dediğim gibi; tür son zamanlarda kendisini tekrar eder bir duruma geldi. Bu açıdan yaratılacak olan bir dünyanın yüksek ihtimal Orta Dünya ya da Yerdeniz klonu olarak karşımızı çıkma ihtimali çok yüksek. İstisnaları yok mu? Tabi ki var. Ancak çoğunluğun bu şekilde yazıldığı gerçeği her zaman ortada. Bundan sebep yaşadığımız dünyayı alıp eviren çevren yazarlar, kitaplar daha çok hoşuma gidiyor. Aklıma gelen ilk örnek -sitede yazdığım- Dikenlikler Prensi. Orada  Nietzsche’den geçmiş zaman olarak bahsedip, kılıç kalkan ile dövüş tutuyorduk mesela.

Yazarın kurgu konusunda ne kadar kabiliyetli olduğu zaten su götürmez bir gerçek. Bu konuyla ilgili yapabileceğim tek şey yapılan yorumlara katılmak. En çok hoşuma giden Taleswapper karakteri oldu. Bu türdeki kitaplarda çokça rastladığımız “bilge kişi” figürü olarak gayet güzel iş yapıyor kendisi. Sevdim. Bununla beraber şunu da söylemeden edemeyeceğim; Peder Thrower karakteri biraz daha ön plana çıkabilirdi. Sonuçta kitabın tek kötü adamı. Biraz daha gözükmeyi hak ediyor. Gerçi kitabın sonlarına doğru, Peder’in olduğu bir sahnede bayağı heyecanlanmıştım.

Altıkırkbeş Yayınları etiketi ile okuyucu ile buluşan bir Orson Scott Card kitabı Yedinci Oğul, Alvin Maker üçlemesinin ilk kitabı. Geçtiğimiz seneydi sanırım, sinemaya da uyarlanan kitap serisinin ilki ve kesinlikle ayrılan zamana değiyor.

Yorumlar