Gerçekliğin Ortasındaki Bilinmezlik – Gölün Dibindeki Ev
-
Kemal Kenru
- Kitap
- 3 Ağustos 2017
Bilinmezliğin çekiciliği hem soyut hem de somut olarak insanların her zaman ilgi odağı olmuştur. İster yaşlı ister genç olun muhakkak bilmediğiniz olgular hakkında araştırma içgüdüsüne kapılıp merakınızı gün be gün katlarsınız. Josh Malerman’ın özenerek kaleme aldığı her cümlesinden belli olan “Gölün Dibindeki Ev” bu merakların edebi karşılığı gibi.
İnsanoğlunun her yeni öğrendiği bilgide bir sonraki bilginin ne olacağını merak etmesi ve ona yönelik aksiyon planı oluşturan beyni sayesinde bu satırları okuyoruz. Bir de işin içine bu bilgi merakına ek olarak gençliğin verdiği heyecan, arzu ve hormon yoğunluğu da girince tadından yenmez bir eser ortaya çıkmış. Yani kısaca, ergen duyguların tam bir bilinmezlikle yoğrulduğu kaliteli bir yapıt “Gölün Dibindeki Ev”.
Gerçekliğin Ortasındaki Bilinmezlik
Genç yazar kuşağı, post modern sanatı şekillendirmekte oldukça uhrevi bir görev üstlenmiş durumda bana kalırsa. Sanatın her kademesinde başarılı eserler genellikle bu kuşaktan çıkıyor. Bu camiaya mensup bir yazar olan Josh Malerman sadece edebiyat alanında tanınmış birisi değil üstelik, aynı zamanda “The High Strung” adlı grubun da vokalistliğini yapıyor. Yani sanatın insan ruhunu doyurmak için başvurduğu en etkili ikinci yöntem olan müziğin de içerisinde yer alan bir adam kendisi.
İlk romanı “Kafes” ise bu kitaptaki ana tema olan “bilinmezliğin” gerilimini çok iyi yansıtan bir eser. Hatta eser o kadar başarılı ki; 2015 ve 2016’da ülkemizde en çok satan korku içerikli eser seçildi ve Universal Studios tarafından da önümüzdeki yıllarda sinemada boy gösterecek ve başarılı bir gerilim filmi olan Mama’nın yönetmeni Andrés Muschietti tarafından çekilecek. Kitapla ilgili yazarlarımızdan Gülçin Akturan tarafından kaleme alınmış İthaki Kütüphanesi yazı dizimizin çok değerli bir ferdi de bulunmakta.
Bilinmeyenle Savaşın Gerilim Dolu Öyküsü: KafesYazarın bu ikinci eseri ise, bu ana temayı alıp daha psikolojik bir düzeye çekmiş. Eseri özetlemek niyetinde değilim zira her cümlesinde aşk ile birlikte gerilimi hissedebileceğiniz ve bir sonraki durumda karakterlerin neler yapacağını tahmin etmenize rağmen okumaya devam edeceğiniz bir eserden alacağınız zevki minimuma indirgemek istemiyorum. Yine de kurgusuna değineceğimden ötürü tanıtım bülteninde verilen kadar bilgiyle bu bağlantıyı kurmak istiyorum.
Her şey iki “Evet” ile başladı
“İkisi de on yedi yaşındaydı. İkisi de korkuyordu. İkisi de evet diyordu. Mükemmel bir ilk randevuydu: üzerinde kanoyla kürek çekilen göller, sandviçler ve soğuk içecekler… Ama Amelia ve James aniden suyun altında yaşamlarını sonsuza dek değiştiren bir şey keşfettiler. İki katlı. Bir bahçeli. Ve ön kapısı da açık… Gölün dibinde bir ev… Amelia ve James için tek bir kural var: Evle ilgili soru sormak yok“
James ve Amelia, göl kenarında bir kasabada yaşayan 17 yaşında iki gençtir. James utangaç olduğu kadar çalışkan birisidir. Amelia ise özgür ruhlu olmasına engel olmayacak kadar utangaçlığa sahip olsa da, açık sözlü ve istediğini yapmaktan geri durmayan birisidir. Cesaretini aşan bir hareketle James, Amelia’ya gölde kanoyla bir gezintiye çıkmayı teklif eder. İkisi de evet demiştir ve onları bekleyen sürprize yani “Gölün Dibindeki Ev”e doğru yola çıkarlar.
Muhteşem Derecede Gergin
“Gölün Dibindeki Ev”, 184 sayfasıyla oldukça ince bir kitap fakat içeriği ve kurgusuyla oldukça dolu. Yazarın betimlemeleriyle süslediği mekan tasvirleri ve duygu gelişimlerini yansıttığı karakter analizleri bu incecik kitaba öyle dokunuşlar katıyor ki, kendinizi orada hemen gölün kenarında bulunan çalılıkların arasından James ve Amelia’yı izlerken buluveriyorsunuz. Yazar bir yandan da ergenlik dönemini ve o dönemde gençleri etkileyen duygu durumlarını çok iyi yansıtmış. Hem bir gizemi keşfetmeyi ve devam ettikçe bu keşfetme arzusunun hiç dinmediği durumu hem de hormonların tavan yapmasıyla ortaya çıkan durumların iki farklı cinsiyet açısından ele alınışı oldukça başarılı işlenmiş. Karakterlerin sayfalar arasındaki episodik geçişi ve kısa bölümlerin hikaye derinliğine ve atmosferine kattığı etki günümüzdeki pek çok eserde bulunmayan türden.
“Kafes”te insanoğlunu şüpheye düşüren ve asıl korkusunun kendisinin bilmediklerinde yattığını gösteren yazar “Gölün Dibindeki Ev”de de aynı temayı daha gerçekçi bir ortama taşıyarak gerilim dozajını artırmış olduğu kanısındayım. Eğer gerçekten iyi bir gerilim romanı okumak ve yanında da gerçek ve güzel duyguların, saflığın hissini yaşamak istiyorsanız bu kitap sizin için biçilmiş bir kaftan diyebilirim. Şimdiden iyi okumalar!