Karanlıkaltı’ndan Yeryüzü’ne, Yalnız Drowun Son Macerası: Drizzt Efsanesi – Göç

İlk kitapta “ne” olduğunu anlamaya, ikinci kitapta ise gerçekte “kim” olduğunu keşfetmeye çalışan yalnız Drow Drizzt Do’Urden’in efsanesi “Göç” ile nihayete eriyor. Yalnız küçük bir not eklemekte fayda var, nihayete eriyor dediysek macera küllen sona eriyor demek istemiyoruz; çünkü Göç yalnızca ilk üçlemenin son kitabı.  En başından beri gerçekten oldukça ilgi çekici bir öyküsü olan serinin son kitabı da diğer kitapları kadar heyecan verici ve derindi. Kitapla ilgili düşüncelerimden önce kısa bir tanıtım yapayım ki bu zamanda kadar neler olmuş ve bu kitapta okurları neler bekliyor akıllarda bir fikir oluşsun.

Menzoberranzan’ın evi olmadığını ve kendisinin de bir drowun yüreğine sahip olmadığını anlayan Drizzt, anayurdundan ayrılmış ve bir evden önce “kendini” bulmaya çalışmıştır. Drizzt ilk kitapta ırkını, ikinci kitapta ise kendini sorgulamış ve bu sorgulamanın sonuncunda aslında kim olduğunu bulmuştur. Hiç ummadığı biriyle karşı karşıya gelmek zorunda kalan ve bu zorlu savaştan da her anlamada başarıyla çıkan Drizzt yoluna artık Karanlıkaltı’nda değil yeryüzünde devam etmeye karar vermiştir.  Biyolojik olarak ait olduğu ve avantajlarının bulunduğu bölgeyi terk edip aslında ait olmadığı yerde yaşamaya ve kendine bir yurt bulmaya çalışan Drizzt “arada kalma”nın ne demek olduğunu iliklerine kadar hissedecektir.

Arada kalmadan kast ettiğim Drizzt’in kendi yurduna ait olmadığı gibi yeryüzüne de ait olmayışı nedeniyle verdiği mücadele. Tıpkı Türkiye’ye geldiğinde “Almancı”, Almanya’da ise “Türk” olan ve arada kalan Almanya’ya göç eden Türk ailelerin fertleri gibi Drizzt de hiçbir yere ait olmamanın zorluklarını göğüslemek zorunda kalmaktadır. Yine de geri dönemeyeceğini bildiği için tüm yol boyunca onu hiç yalnız bırakmayan panteri Guenhywar ile birlikte yeryüzünde oldukça yabancı olduğu türleri izlemeye başlar. Tüm kitap boyunca sürecek bir kovalamaca Drizzt’in bir insan ailesini izlemesiyle başlıyor desek yanlış olmaz.

a19cz6

Diğer ırklar haricinde Drizzt’in yeryüzünde yeni yeni tanıdığı yabancı hayvanları ve varlıkları anlamlandırma çabasını okumak oldukça zevkliydi. Ancak kitabın en güzel kısımları, bana göre Drizzt ve Montolio DeBrouche nam-ı diğer Mooshie arasındaki ilişkiyi okuduğumuz kısımlardı. Drizzt’in kendini ve bu zamana kadar izlediği yolun, yani Drizzt’e göre kalbinin sesini isimlendirmesine yardımcı olan Mooshie; bakmak ve görmenin önemini kendine has bir şekilde okuyucuya aktarıyor.

Örümcek kraliçe Lolth’un karanlık ve intikam dolu dünyasından sonra keşfettiği yeni yol Drizzt’e huzur ve dinginlik getirecektir. Yine de bu kendini kavrama sürecinin kolay olduğunu söylemek elbette ki yanlış olacaktır. Drizzt’in ağzından yazılmış olan kısımların bir aradaki halini okumayı gerçekten isterdim. Üç kitap içinde geçen tüm o iç hesaplaşma, yadırgama ve kendini arayışı doğrudan Dirzzt’in sözleriyle okumak oldukça etkileyici olurdu diye düşünüyorum.

88de9b0bc496676e6d83d7e612ac36e6

Üç kitap boyunca süren kendini ve ne olduğunu anlama arayışından sonra ait olduğu bir ev ve kendine güvenen dostlar arayan Drizzt’in macerasını nasıl sonlandığının anlatıldığı “Göç”, yalnızca vaat ettiği aksiyon için bile okunabilecek ama bundan çok daha fazlasını sunan bir kitap. İçli ve yalnız drow Drizzt Do’Urden’in çok yönlü seyahatinin son kitabı İthaki Yayınları’nın güzel kapakları ve çevirisiyle sizleri bekliyor.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar