Ökkeş Serisi – Sınıf Ayrımı Gölgesinde Bir Çocuk Klasiği

8 – Ökkeş Maçta

Sekizinci kitap, bir önceki kitabın uzantısı gibidir. Maç kısmı, tıpkı kurt avında olduğu gibi sadece isim vermeye yarar. Bununla birlikte Ökkeş’in şehir hayatına uyum sağlaması ve artık köylerine geri dönüşün olmadığını anladığı kitap olarak kendini gösterir.

Hasan, Ökkeş’ten sadece bir kaç sene önce gelmiştir ve şehir hayatına daha iyi uyum sağlamıştır. Ökkeş daha ilerleyen yaşlarda geldiği için hiç bir zaman mutlak uyum sağlayamayacağını, maça gittikleri zaman anlarız. Ökkeş maçı sevmediği gibi neden o kadar insanın stadyumda toplandığını ve bir top oyunundan bu denli keyif aldığını kavramaktan uzaktır.

Bu bile iki yaşantı arasındaki kırılmayı özetleyen bir detaydır. Köy kültüründen gelen kişi, en temel şehir alışkanlıklarını bırakın onaylamayı anlayamaz bile. Maçtan erkenden çıkan Ökkeş, tatlıcıdan tatlı alıp evinin yoluna koyulur. Hatta maça neden bu kadar para verdiğini, o paraya neler alınabileceğini düşünür. Zira köylü, temel ihtiyaçları dışında bir şeye ne ihtiyaç duyar, ne de ayrıca para verir.

Bu kitapta Ökkeş, Hasan ile birlikte durakta, babası Bayram da inşaatlarda çalışmaya devam eder. Kirada yaşadıkları izbe yer dışında kendi gecekondularına sahip olmanın hayalini kurarlar.

9 – Ökkeş Dolmuşçu

Seri boyunca olan sınıf farklarından bahsedip durduk. Bu kitapta artık dikey sınıf geçişinin olmayacağını çok belirgin bir şekilde anlarız. Yani Ökkeş için okula gitmek, farklı bir gelir sınıfına dahil olmak, eğitim almak gibi seçenekler yoktur. Bu yüzden Ökkeş, mecburi olarak (en azından) daha önce hayatını kurtardığı taksici Halil’in yatay geçişini takip eder.

Halil dolmuş almıştır ve artık işi büyütmüştür. Durakta araba yıkayan Ökkeş’i de muavin olarak yanına alır. Ökkeş’in hemen fark ettiği iki şey şunlardır;

İlki artık kış günleri durakta buz gibi sularla araba yıkamayacaktır. Durakta çalışırken, bazı günler elleri sabahtan gece yarısına kadar ısınmamaktadır!

İkincisi ise durakta üç günde kazandığı parayı dolmuşta tek günde kazanmaya başlamıştır!

Kısacası Ökkeş, sınıf atlayamasa da yatay bir şekilde ilerlemeye başlar. Taksiden dolmuşa terfi eder! Bu sırada sanayi sitesi ve oradaki zor şartlar ile de tanışır. Kendi yatay geçişinden önceki zamanından bile daha zor durumdaki bir çırak çocuğu da tanıma fırsatı bulur. Böylece sahip olduklarına daha sıkı sarılmaya başlar.

10 – Ökkeş Denizde

Artık Ökkeş şehir hayatına geçişini tamamlamıştır. Arkadaşı Hasan da dolmuşlarda çalışmaya başladığı için benzer yatay sınıf geçişine devam etmektedirler. Öyle ki daha fazla para kazandıkları için bir şehirli gibi para harcayacakları kişisel eğlenceler, boş zamanlar yaratmaya başlarlar. Bir hafta sonu iki arkadaş bisiklet kiralayıp, yanlarına yiyecek içecek alıp deniz kıyısına eğlenmeye giderler.

Hafta sonu eğlencesi temelde şehir kültürüne aittir. Köylü için özel bir hazırlık ile denize girmek yoktur. Köylü sıcaktan bunalırsa gider, serinler ve gelir. Sadece şehirli, denizde serinleme hadisesini bir ritüele dönüştürür. Ökkeş ve Hasan da bu ritüeli uygulayarak, şehir hayatına geçişi büyük ölçüde tamamladıklarını bize gösterirler.

Serinin tamamında olduğu gibi başlarına çocukların örnek alacağı iyi/kötü şeyler gelir. Ve hikayesi köyde yarım akıllı olarak başlayan bir çocuğun, şehirde uyanık ve girişken birey olarak gelişmesi ile son bulur. Artık Ökkeş iş bitiren, başkalarına yardım eden, kendi ayakları üzerinde durabilen birey haline gelmiştir. Kendi kültürünü içinde taşısa ve özlüyor olsa da hayatın gerçekleri karşısında gerekli esnekliği göstermiş ve tüm canlılar gibi uyum sağlamıştır.

Son Söz

Ökkeş serisi, istisna olan altıncı kitap dışında safi bir mizah sunar. Sürekli söylediğim gibi, hikaye ilerledikçe biraz daha griye çalmaya başlasa da bazı renklerini hiç bir zaman kaybetmez. Yazarın kimliği ve görüşlerinden önemli izler taşımakla birlikte, okuyucuya bunları dikte etmekten bilerek kaçınır. Okuyucuyu sorular sorarken bırakır ve cevapları nadiren kendisi verir.

Bu haliyle çocuklar için harika bir eğitsel eser olurken, yetişkinler için de önemli politik göndermeler içeren bir hiciv olarak keyifli bir okuma sağlamayı başarır.

Okumuş olanların (ki zaten okuyup beğenmemiş hiç kimse ile karşılaşmadım) tekrar okumasına yol açmasını ve geri kalanların da tekrar başlaması dileğiyle, herkese iyi okumalar dilerim.

Yorumlar