Suicide Squad – Analiz, Tahmin ve Anekdotlar

DC Comics’in yeni yeni inşa etmeye başladığı sinematik evreninin heyecanla beklenen ve fanları büyük beklentilere sokan üçüncü yapımı Suicide Squad, ülkemizde bir hafta gecikmeyle (ve kendini bilmezlerin ortaya karıştırdığı spoiler yağmuru eşliğinde) gösterime girdi. Ben de her yeni çizgi roman uyarlaması ardından yaptığım gibi, geleneksel Analiz Tahmin ve Anekdotlar yazımı yazmaya koyuldum.

Daha fazla ilerlemeden bu yazının filmi izlememiş olanların keyfini kaçırabilecek miktarda spoiler içereceğini belirtmek isterim. Ne? Spoiler nedir bilmiyor musunuz? O halde sizi siteminiz mihenk taşı yazılarından birine alalım önce:

Geek Terminoloji – Spoiler Nedir?

Ali Yazar, Veli Bozar, Küp Suyunu Çeker Azar Azar

DC Comics (dolayısıyla Warner Bros), yarattıkları onca hype’a rağmen Batman V Superman: Dawn of Justice’den beklediğini alamayınca oldukça paniklemiş olacak ki, bir sonraki DCEU filmi olan Suicide Squad’ın yapım sürecine çılgınlar gibi müdahale etmeyi uygun görmüş. Şöyle ki;

DC Comics, ezeli rakibi Marvel Comics’e karşı giriştiği sinematik evren yarışına büyük dezavantajla başlamıştı. Bunun sebeplerini ve olası sonuçlarını detaylıca DC, Beyazperdede Marvel’la Baş edebilir mi? adlı yazımda kaleme almıştım. DC, Batman v Superman: Dawn of Justice‘le rakibinin yıllardır uyguladığı tümevarım yöntemi yerine tümdengelim yöntemini denedi. Ancak bu hem fanların tepkisini çekti, hem de gişede hedeflediği kadar başarılı olamadı. Buna karşılık olarak DC Comics ve Warner Bros, durumu kurtarabilmek adına ezeli rakiplerinin halihazırda denediği ve bir dereceye kadar başarılı olduğu “renkli çizgi roman evreni” formülünü kopyalamaya başladı. Fakat fanların kafasında Christopher Nolan’ın The Dark Knight üçlemesiyle kafalara kazıdığı karanlık betimleme o kadar güçlüydü ki, daha Suicide Squad’ın logosu renklenmeye başladığında bile çılgına dönmeye başladılar.

Eee... "Ne oldum?" demeyeceksin, "Ne olacağım?" diyeceksin!

Eee… “Ne oldum?” demeyeceksin, “Ne olacağım?” diyeceksin!

Suicide Squad, Marvel’in risk alarak denediği ve beklenmedik şekilde başarıya ulaştığı Guardians of the Galaxy filmine karşı kendi muadil yapımını ortaya sürmesinden başka bir şey değil aslında. Guardians of the Galaxy’nin başarısını analiz etmek için ayrı bir yazı yazmam gerekir, ama özetleyecek olursak; film bunu kesinlikle karakterlerin az tanınıyor olmasına borçlu. Çizgi romanlarda görmeye alışkın olduklarının dışındaki her şeye tepki verme eğiliminde olan fanlar şaşkındı! Zira hem kıyaslayabilecekleri çizgi roman kaynağı azdı, hem de söz konusu karakterleri evvelden pek dikkate almamışlardı. Tüm bu faktörler bir araya gelince önlerine konan filmi ön yargısız şekilde izlemek dışında yapabilecekleri bir şey kalmamıştı.

Aynı formülün Suicide Squad için de çalışması bekleniyordu ve bana soracak olursanız bir dereceye kadar bu konuda başarılı olunmuş da. Ancak filmi izlerken özellikle ilk yarıda sanki anlaşıldığından emin olmak için kendini tekrar eden diyaloglar, benzer sahneler ve tuhaf kurgulanmış bazı aksiyon sahneleri göze çarpıyor. Yani Batman V Superman: Dawn of Justice’in aldığı eleştiriler, Warner Bros’u paranoyak hale getirmiş ve bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak da yapıma fazlaca müdahale edilmiş.

Harika bir illüstrasyon bu!

Harika bir illüstrasyon bu!

Araya Acı Bir Not Düşeyim:

Bu arada not olarak şunu da düşmeyi kendime görev bilirim: Size komplo teorisi gibi gelebilir, ancak ben bu internette blockbuster filmleri karalama modasının rakip film şirketleri tarafından azmettirildiğini düşünüyorum. Evet, fanların memnuniyetsizlik faktörü de var elbette. Hatta sayıları az olmasına rağmen sesleri çok yüksek çıkıyor, orası kesin. Ancak bir şeyi de unutmayalım ki, çizgi roman okuyucuları aslında düşündüğünüz kadar çok değil! Şu siteyi biraz incelerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bugün insanların yerlere göklere sığdıramadığı Batman’in bile çizgi romanları günümüzde taş çatlasın 250bin civarı satılıyor. Bir bu kadar sayı kadar dijital versiyonunun, hatta iki katı kadar da korsan versiyonunun okunduğunu varsayacak olsak bile, sinema filmlerinin hatta çizgi filmlerinin dahi kat be kat bütük kitlelere ulaştığının çıkarımını yapmak hiç de zor değil.

Kabul etmemiz gereken acı gerçek şu: Bu filmler çizgi roman takipçileri için yapılmıyor! Bir ara sırf bu konuyu irdeleyecek detaylı bir yazı kaleme alacağım…

Yorumlar