Warcraft: Oyuncusu İçin Eşsiz, Yabancısı İçin Sıkıcı Bir Deneyim

Warcraft’ı ne kadar beklediniz? Bu soru ile yazıya başlamayı uygun buldum. Elbette o dünyadan bihaber insanlar için gayet basit bir soru ama o oyuncular var ya, bu filmi on seneyi aşkındır beklemekteler. 10 diyorum ama biraz araştırsak daha eskilere bile gidebilir hatta ilk oyunun çıktığı zamana kadar uzanabiliriz. Bu film sonunda çekildi, vizyona girdi ve ülkem izleyicileri tarafından da izlendi.

Film hakkında önceden çıkan Rotten Tomatoes ve Metascore puanlarının abartı düşük olmaları beni filmden önce bayağı düşündürdü. Bugüne kadar istisnasız bana rehber olan bu eleştiriler bu sefer yanılıyor muydu? Şahsen buna inanmak istedim. Çünkü çoğunluğun aksine, ben fragmanları çok beğenmiştim. Fantastik kurgu izlemeyi çok özlemiş ve filmi kendi çapımda bayağı hypelamıştım. Filmin kötü çıkmasını kaldıramazdım ve her şey iyi olacak temennileri ile filme girdim. Belki bunun etkisi, belki de bu evrene dair aşkım sebebi ile ben Warcraft filmini sevmedim bu filme bayıldım hatta ikinci defa gitmeyi düşünüyorum. Yine de bir eleştirmen gözüyle filmi masaya yatırdığımda, hatalarının farkında olduğumu belirtmeliyim. Ben Wow dışında bütün Warcraft oyunlarına bulaşmış, hikayelerini yalayıp yutmuş biri olarak bu yazıyı yazacağım. Aynı zamanda taze bir sinema, televizyon bölümü mezunu bir sinefil olarak da yaklaşmaya çalışacağım. Evreni tanıyan tanımayan kimselere rehber olması amaçlı bir yazı olduğu için cüzi miktarda spoiler içereceğini ama daha teknik detaylar üzerinden ilerleyeceğimi de belirtmek isterim.

İlk olarak filmin yönetmeni Duncan Jones’tan biraz bahsetmek istiyorum. Kendisini The Moon veya “The Source Code” filmlerinden tanıyor olabilirsiniz. Bu iki bilim-kurgu filmi ile eleştirmenlerden tam puan alan ve halk nezdinde güzel film çeken adam olarak bilinen birisi kendisi. Aynı zamanda yakın zamanda kaybettiğimiz David Bowie’nin de oğlu olur. Kısaca sanat camiası içerisinde yetişmiş, iyi bir sinemacıdır kendisi. Bütün bunlardan öte kendisi azılı bir WoW oyuncusudur. Doğru duydunuz bu adam kadar o camiada çılgın bir Warcraft tutkunu bulamazsınız. Bu yüzden bu filmi yönetecek kişi olarak seçilmesi Warcraft tutkunları için bir lütuftur.

Senarist kadro da Blizzard’ın inanılmaz senaristi Chris Metzen ile çalışması ise bu filmin oyuncular için kötü olma ihtimalini kafadan yok eden bir detay zaten. Üzerine filmin oyuncularının neredeyse tamamının WoW oyuncusu olması da eklenince, hayal alemlerinde cidden orada olduklarını düşünen bir film ekibi ile karşı karşıya kalıyoruz. İşte bu yüzden bu film oyuncular için paha biçilemez. Resmen evde oyunu oynarken, ben olsam böyle çekerdim dediğiniz bütün anlar bu filmde var. Hani oyuncular için filmin eleştirilmesi bile hakaret sayılabilir ama bu işin bir de o dünyaya yabancı kesimi var ki; onlar için çok olumlu konuşamayacağım.

wom2

Hayatı boyunca hiçbir Warcraft oyunu oynamamış, o dünyadan habersiz izleyici eğer bir Yüzüklerin Efendisi fanı veya kendini fantastik edebiyata adamış birisi değilse, filme dair bin bir soru işaretiyle dışarıya çıkacak ve bu yüzden filmi sevmeyecektir. Aslında Rotten ve Metacritic eleştirilerinin sertliğinin sebebi de burada yatıyor. Okuduğum yabancı eleştirilerin çoğu ağız birliği yapmışçasına filmi yeriyor ama hepsinin söylediği ortak şey; filmde birçok karakter, birçok olay var, çok sıkışık şekilde anlatıyorlar. Kim nerede nasıldı biz anlamadık minvalinde. Bu biraz BvS niye eğlenceli değildi? Deadpool niye kahramanlık yapmıyor? Civil War demişsin ama bu mahalle kavgası seviyesinde gezen yorumlara denk geliyor, evet haklılar film karakterlerini ve olayları anlatırken zorluklar yaşıyor ama bu kadar aşağılanmayı da hak etmiyor. Burada temel sorun filmin 123 dakikalık süresinin kısıtlayıcı oluşu ve genel kurgu tercihleri.

Yorumlar