Pokemon GO: Bir Neslin En Büyük Hayali

Oyunları ve animesiyle büyük kitleleri peşinden sürükleyen Pokemon, bu defa kitleleri doğrudan sokaklara sürüklemeye geldi: Pokemon GO çıktı! İlk başta sadece belli bölgelerde açık olan oyun, tabii ki camianın “Heh heh, ne kadar da naifsiniz siz öyle.” tepkisine maruz kaldı.

Pokemon, Nintendo oyunu olarak piyasaya çıkmış olan ve daha sonra yapılan animesiyle birlikte dünyada devasa bir hayran kitlesi edinmiş bir seri. Pokemon Go ise pokemon yakalamak ve onlarla dünyanın en iyi eğitmeni olmak amacımızı, eş zamanlı mücadeleyle gerçekleştirebilmemizi sağlayan bir oyun. Oyun, Ingress ile tanıdığımız gerçek harita üzerinde hareket etmeceli oyunların muhtemel zirve noktası. Gerçek harita üzerinde hareket etmek derken, haritada karakterinizin bir noktadan diğerine gitmesi için sizin de bir noktadan diğerine gitmeniz gerekiyor. Ingress hakkında daha fazla bilgi, oyunun üstüne kurulduğu temeli anlamak açısından faydalı olabilir. Her neyse, işte bütün bu gezinmeler esnasında yolunuza çıkan pokemonları yakalayabiliyor, “I wanna be the very best..” diye yürürken karşınıza çıkan GYM’lere çöküyor ya da meydan okuyorsunuz. Pokemonları yakalamak için vahşi pokemonları kendimizinkilerle dövüştürmüyoruz ama, yalnızca top atıyoruz.

Sağda solda gördüğünüz pokemonları gerçekten sağda solda görmek için de mobil cihazınızın AR (Augmented Reality, yani artırılmış gerçeklik) teknolojisini kullanıyor oyun. Lavaboda Poliwag bulmak istiyorsanız, AR elzem.

Pokemon’u az çok bilen herkesin aklına ilk gelen şey “Bunları şimdi nasıl dövüştürüyoruz?” oldu tabi. GYM’ler şu anda dövüş fırsatımızın olduğu yegane noktalar. Dövüş esnasında ya karşı pokemona pıtı pıtı vurarak hasar vermeye ya da kendi pokemonumuzu sağa sola çekerek hasardan kaçınmaya çalışıyorsunuz. Şimdilik PvP yok, zaten yolda yürürken diğer eğitmenleri de göremiyorsunuz, ancak oyunun daha 0.02 versiyon ayarında olduğunu da unutmamak gerek.

Oyuna, meşhur “Kız mısın oğlan mı?” ekranına benzer bir ekranla başlayıp avatarımızı yaratıyoruz. Avatarımız, oyunun sanal gerçekliğinde bizi temsil edecek, bizimle yürüyecek, bizimle pokemon peşinde ayak sürüyecek.

Zehir Used AR! It’s not very effective….

Telefonumdan dolayı AR keyfini çıkartamamış olsam da, oyunu inceleme fırsatını bulmayı başardım. Öncelikle, oyunun en sevdiğim yanı -en azından şu anda- false location kullanımıyla “oturduğu yerden” oyunu oynamaya kasan insanlara izin vermemesi. Böylece benim gibi tombik adamlar bile olsanız kalkıp yürümeyi tercih etmeniz gerekiyor. Zira pokemonlar her ne kadar bulunduğunuz bölgede de ortaya çıksalar da, her pokemon her bölgede çıkmıyor. Bu vesile ile Ash kardeşimize de hak verdiğimi, İzmir sıcağında şapkasız pokemon peşinde gezmenin çok sağlıklı bir fikir olmadığını belirtmek isterim.

pokemon-go-1

Harita Google Maps ile iş birliği içinde hazırlanmış, haliyle oldukça isabetli. Haritada yer alan mekanlar ise şimdilik keşfedebildiğim kadarıyla iki tane: GYM’ler ve PokeStop’lar. GYM’lerde seçtiğimiz taraf adına dövüşlere çıkarken, pokestop’larda ise poketop gibi çeşitli malzemeleri toparlayabiliyoruz. Her ikisinin de haritada işaretleri mevcut, genelde parklar çeşmeler vs arasından seçilmiş bu mekanlar.

Gelişir misiniz acaba Rattata Bey?

Oyunda pokemon yakalama sistemi top atmaktan ibaret, ancak bazen pokemonlar kaçabiliyor haberiniz olsun. GYM dövüşlerinde ise sağa sola basarak kaçınmak mümkün. Bu sayede dövüşlere aktif olarak katılabiliyorsunuz.

Şimdilik oyunda bu kadar ilerlemeyi başardım, onun dışında fark ettiğim şeyleri de aşağıya yazayım, siz de yorumlara kendi bulduğunuz ya da fark ettiğiniz şeyleri eklerseniz çok hoş olur.

Yorumlar