1940’lar Arifesinde Berlin’deyiz…

Hayat dediğimiz yolculukta, son durakta ne zaman ineceğimizi bilmediğimizden öncesinde dünya coğrafyasında pek çok durakta soluk almalıyız düşüncesindeyim. Yıllardır karavanla yolculuk maceralarına imreniyorum. Bir kenti sokaklarında yürüyerek anlama inancını tüm kalbimle benimseyerek, en nihayetinde haritanız yanınızda olsa dahi bilinçli kaybolmalardan keyif alabiliriz. Sokaklar nereye çıkacak bilseniz de sokaklarda özgün bir ev, bir ağaç, bir ibadethane, bir kapı oyması, bir heykel arayabilirsiniz. Rehber kitaplarda yazılmayanları da yürüyüşlerinizle keşfetme mutluluğunu yaşayabilirsiniz. Ama gezdiğimiz sokaklar en nihayetinde bizim yürüdüğümüz zamanla sınırlı varlıklarıyla karşımızda… Peki o sokakları, o kentleri zamansız nasıl gezebiliriz ki? Eh Kahramangiller sitesi okuyucusu için yanıtı açık bir soru…

Kuşkusuz kitaplar, çizgi romanlar, filmler bizlere zamansız geziler sunuyor. Sene 2009’da Ankara yerine bir başka başkentteyim. Tapınağımız kütüphane, kutsal mekanımız kitabevi olduğu için Washington DC’de en favori durağım BarnesNoble’ın çizgi roman bölümündeyim. Türkiye’de karikatür kitapları sıralanmış sınırlı sorumlu raflar yerine devasa kitaplık önündeyim. Orada ilk kez tanıştım Jason Lutes ile… Çizgi roman bölümünde “Berlin City of Stones” adlı kitabını o gün satın aldım. Kitap, Berlin’e 1940’lı yıllar arifesinde çizgileriyle canlandırılmış sokaklarında okuyucusuna gezinme olanağı sunuyor.

berlin-1

O kitap, bugün “Berlin – Taş Şehir” olarak Seda Niğbolu’nun Türkçe çevirisiyle Marmara Çizgi’nin yayını olarak satışta.. Kasım 2010’da basılmış Türkçe çizgi romanda, orjinal baskı kalitesine ve kitap tasarımına da sadık kalındığı görülüyor. Türkiye’de 2009 yılında maalesef adını hiç duymadığım ama dünyada “ünlü” Berlin serisinde ikinci kitabı “Berlin City of Smoke” ile de Washington’da iken okudum. Marmara Çizgi, bu kitabı da “Berlin – Dumar Şehir” olarak Türkçe’ye kazandırmış.

Jason Lutes’in ilk kitabı “Berlin – Taş Şehir” bizleri 1930’lu yıllara götürüyor. Berlin’in İkinci Dünya Savaşı öncesinde Nazi ülkesine dönüşme sürecini anlatan çizgi roman, politik cephelere bölünmüş insanlardaki çelişkili düşünceleri, sadece politik değil cinsel tercihlere de uygulanan baskıyı gözler önüne seriyor. Berlin’in, 1989’da yıkılan duvarını yaratan koşulların nasıl ortaya çıktığını akıcı ve görsel bir anlatımla aktaran kitap, Hitler’in ülkesine dönüşen Almanya’yı anlamamda bir adım oldu.

berlin-2

İkinci kitap “Berlin – Duman Şehir”, 2009 yılında kendimi Jason Lutes hayranı olarak adlandırmamı sağlamıştı. Berlin’deki tarihi kamplaşmayı anlatan çizgi roman, sürükleyici anlatımı ve çizgileriyle içinizde Berlin’e yolculuk hevesini kamçılamak dışında zararlı hiçbir yan etkiye sahip değil. Aksine “faşizm” ilk ortaya çıkışında nasıl “marjinal” olarak görülmüş iken kısa zamanda genel kabul görmeye başlayabiliyor sorusuna yanıt veriyor.

Özetle Jason Lutes’in Berlin serisi çizgi roman kitapları, çizgi ötesine çıkıyor. Diktatörleşme sürecine girmiş 1940’lar arifesindeki Almanya’nın başkenti Berlin’de toplumsal sorunları insan odaklı hikayesiyle anlatıyor. Aşk, çocuk oyunları, sanat ve gazetecilikteki değişim Lutes’in siyah-beyaz çizgi dünyasında hayat buluyor. Zamanda yolculuk çizgiler arasında gerçekleşiyor ve Berlin’e gidiyorsunuz.

Marmara Çizgi’nin Türkçe kazandırdığı Lutes’in çizgi roman serisinde şimdiden herkese iyi yolculuklar..

Yorumlar