Batman: Dedektif Hikayeleri Cilt 3 – İmparator Penguen Hakkında

Geçen sefer yazdığım Dedektif Hikayeleri Cilt 2 yazısının takiben bu yazıda 3’üncü cildi inceledik. Genel olarak Dedektif Hikayelerine ve New 52 deki yerine geçen yazıda değinmiştik. Bu ciltte, Dedektif Hikayeleri’nin #13 ila #18 arasındaki eserleri yer almakta. Diğer ciltlerinde olduğu gibi dilimize çevirisi ve ülkemizde yayını JBC Yayıncılığa ait. Yazar koltuğu ise Tony Daniel  dan John Layman’a geçmiş bulunmakta. Cilt 4 ve cilt 5 te de yazarımızın John Layman olduğunu  şimdiden söyleyeyim.

Bu ciltte hikayeler geçen cilde göre derli toplu ve birbirini destekleyecek şekilde yazılmış. Batman dışındaki bazı karakterlerin rol alıp çıktığı uzun bir hikaye şeklinde. Esasen çizgi roman okurlarının alıştığı tarzda olsa da, iki cilt arasında bu kadar büyük bir fark olması beni şaşırttı.

batman-1

Adından da anlaşılacağı gibi; bu ciltte Oswald Cobblepot, yani Penguen baş kötümüz. Gotham’ın köklü ailelerinden birinin ferdi olarak Gotham’da yaşayan insanların taktir ettiği bir imaj istemesiyle hikaye başlıyor. Çocuk Merkezine yardım etmek istese de, bunu kendi yöntemleriyle yapmaya çalışması ilk problem. Halihazırda Martha Wayne adına açılacak olan merkezin ismini değiştirmek istemesi (para ve tehditle) ve Bruce Wayne’in de problem çıkarmaması için öldürülmesini planması gibi yöntemlerden bahsediyorum elbette. Cobblepot kadar öne çıkan bir karakter daha var, o da Ignatius Ogilvy. Ogilvy, cobblepot’un sağ kolu ve yeni bir karakter. Özellikle Batman’den kaçınmanın yollarını Miami’den gelen başka bir suçluya anlattığı kısımlar yazım olarak hoşuma gitti.

Çocuk Merkezi kısmından sonra hikayeye Pamela Isley, yani Poison Ivy dahil oluyor. Bu kısım daha çok diğer serilerde geçen olaylara değinecek şekilde yazılmış durumda. Birds of Prey’de Ivy’nin çıkardığı sıkıntıların sonrası şeklinde kısaca. Cobblepot’un çevreye zararlı kimyasal üreten fabrikasına yönelik bir saldırı planlamasıyla hikayeye bağlanmış. İşler yine bir şekilde Penguen’in etrafında dönüyor olması güzel olmuş. Lakin hikaye burada biraz daha karışıyor. Çünkü fabrikada Basil Karlo, yani Clayface de ortaya çıkıyor. Batman’in devamındaki sayılarda olayı çözmesiyle Ivy ve Clayface hikayeden çıkıyor ve hikaye biraz daha toparlanıyor. Bu sırada Ogilvy’nin niyetini de öğreniyoruz.

batman-2

Bu ciltteki hikayenin en sevdiğim bölümüne geliyoruz, League of Smiles. Hikayenin bu kısmının arka planından kısaca bahsetmek gerek önce. Batman: Ailenin Ölümü hikayesinde Joker bir yıllık kayboluşunun ardından Gotham’a geri dönüyor ve bir dizi olay meydana geliyor. Dedektif Hikayelerinde’de Joker’in Gotham’a etkisinden bahsediyor bu hikayede. Batman nasıl Gotham’a iz bırakıyorsa Joker de öyle izler bırakıyor. Joker’den ilham alan, onun metotlarını benimseyen bir çok insan da ortaya çıkıyor. League of Smiles da bunlardan birisi. Adından da anlaşılacağı gibi, ekip olarak çalışıyorlar. Hikayede üyelerinden ve elebaşlarından kısaca bahsediliyor ve eylemlerinden de.  Batman, gerçekten rahatsız tiplerden oluşan bu ekiple  ve diğer Joker’den esinlenenlerle uğraşırken, Ogilvy de kendi planlarını devreye sokuyor. Cilt biterken hikayenin nihai bir sonu olmadığını, devam edeceğini anlıyoruz.

Bu cilt de diğer cilt gibi New York Times’ın en çok satanlar listesinde bir numara olmuş. Lakin bir çok sıkıntı da barındırıyor. Hikaye bir bütün gibi ele alınacak şekilde yazılmış olsa da, ciltteki sayılar arasındaki geçişler okuyanı yoracak kadar sert. Bunla beraber ilginç bir şekilde hikayelerin birbirine bağlanma şekli ise çok güzel yedirilmiş. Batman’in dikkatini çekmeden suç işleme ve Joker’in Gotham’a iz bırakması, hayranlık duyanların hikayeleri gibi şeyler ise Batman hikayelerinde arkada kalan kısımları doldurması açısından cidden çok akıllıca düşünülüp yazılmış. Bu konulara değinilmesi Batman hikayelerinin derinliğini arttırması açısından güzel. Okurken farklı şeylere değinilmesi benim hoşuma gitti, sizlerin de hoşuna gideceğini düşünüyorum.

Yorumlar