Geek Terminoloji – Sentai Nedir?
1993 yılında Power Rangers TV’lerde ilk kez yayınlanmaya başladığında, birçok kişi için kendi türünü yaratmış bir yapım gibi göründü. Oysa gerçek hiç de öyle değildi, zira bu yazıda da okuyacağınız üzere 70’lere uzanan bir hikaye söz konusu. Yazıda bahsetmeye çalışacağım Super Sentai konsepti, kısaca Japonca’daki “butai” kelimesiyle benzeşen “sentai” kelimesinden ortaya çıkmıştır. Terim, mistik ya da teknolojik kostümlere bürünüp ucuz piyadeler ve onların haftalık patronlarını kah yerde, kah gökdelen boyunda mecha‘ların içinden tepeleyip günü kurtaran süper kahraman takımlarını tanımlıyor. Belki duymamış olabilirsiniz, ama Power Rangers ile bütünleştirdiğiniz klişelerin tamamı bu külliyata ait.
70’ler ve Bir Külliyatın Doğuşu
Olayın aslı, tam olarak 1975’e uzanıyor. Kamen Rider dosyasında kısaca da olsa önemini vurgulamaya çalıştığımız büyük usta Ishinomori Shotaro, Kamen Rider projesinin fenomene dönüşmesinden çok memnun olan ve konsepti bir tık alttaki yaş grubuna da aktarılabilecek bir format üretmek isteyen Toei için çalışmaya başlıyor. Tabii o zamanlar sektör farklı, Toei de Naruto, One Piece gibi konseptlerden onlarca yıl uzakta. O dönemler milletlerarası bir cyborg kahraman ligini işleyen Cyborg 009 adlı seri oldukça popülerdi. Bunun yanında yine cyborg çeşnili Kamen Rider da TV dizisi olarak kült olmuştu. Dolayısıyla bu formülün bir TV dizisinde kullanılması gayet risksiz bir yatırımdı. Velhasıl kelam, Himitsu Sentai Goranger adlı ilk seri ortaya çıktığında büyük ilgi görüyor. Hatta tüm prodüksiyon ucuzluğuna, hikayenin klişelerden ibaret olmasına ve episodik işlenişine rağmen hit olmayı başarıyor. Hatta normalde uzakdoğu dizileri 25 bölüme bile zar zor ulaşırken bu seri 96 bölüme ulaşıyor.
Shotaro bu serinin bitiminin hemen ardından JAKQ Dengekitai (1977) serisini hazırlamak için yeniden iş başına çağrılıyor. Bu seriden itibaren bölüm sayısı tam bir yıla (50-52 bölüm) sabitleniyor ve Super Sentai’nin bir külliyat haline gelme süreci temelleniyor. Shotaro, ertesi yıl projelerinin çokluğu ve ekranlara yeniden dönecek Cyborg 009’a odaklanması gerekmesi sebebiyle projeden ayrılıyor. Ama Toei bu problemi Saburo Yatsude (Hatte Saburo olarak da bilinir) takma ismiyle tanınacak bir senaryo yazım ekibi oluşturmakla çözüyor. Senaristler takma isimle yazdıkları için bu onların kendi projelerine gölge düşürmüyor. Toei de külliyatı her sene devam edecek şekilde seriye bağlamayı garantilemiş oluyor. Akıllıca.
Bu arada Kamen Rider demişken, henüz okumadıysanız benzer bir kült külliyatın nasıl ortaya çıktığını ve bugünlerde ulaştığı/temsil ettiği yeri elden geldiğince anlatmaya çalıştığımız yazımızı da atlamayın deriz:
Bir Süper Kahraman Mitinden Fazlası: Kamen Rider80’ler ve Yeni Arayışlar
Yeni dönemle birlikte serinin yeni fikirlerle geliştirilmesi gerekliliği gözlerinden kaçmıyor. Bu sebeple Saburo Yatsude döneminin ilk serisi olan Battle Fever J (1979), yenildiklerinde devasa boylara çıkarak geri dönen düşmanlara karşı bir tür mecha konsepti kullanma fikri deneniyor ( Aslında 70’lerin sonu 80’lerin başı gibi ekranlarda bir mecha furyası yaşandığını düşünürsek bu karar aslında tümüyle garantici bir metod). Bu yenileme, Super Sentai serilerinin popülaritesini katlıyor ve aynı konsepti kullanan birçok paralel deneme ya da taklit seri ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Aslında düşman yaratığının gökdelen boyunda dönmesi fikri aslen Toei’nin ileride belki bir başka yazıda anacağımız Ultraman (1966) külliyatında kullanılmışsa da bununla bir mecha kullanarak dövüşülen bir dizi fikri aslen Toei’nin Marvel ile ortak çalışmasının ilk ürünlerinden olan Spider-Man (1978)’de ilk kez kullanılmıştı. Earth-51778’de geçmekte olan bu dizide Spider-Man düşmanlarını türlü metotlarla (hatta makineli tüfekle tarayarak bile!) öldürmekten çekinmez ve bilekliğindeki cihazla bir mecha’yı yardıma çağırabilir. “Bu nasıl olabilir?” dediğinizi duyar gibiyim öyleyse bu Spider-Man’ın Secret Wars event’inde geri döndüğünü ve Marvel hikayelerinin aslında birçok paralel evrende yaşanmış/yaşanmakta olduğunu hatırlatayım, hatta Stan Lee’nin Toei üretimi mecha anime’lerini Shogun Warriors adlı bir seriyle Fantastic Four’un hikaye akışına katmayı denediğini ve aylık bir seri fikri için JAKQ Dengekitai’in haklarını alıp onları Earth-616’a ekleme noktasına gelmişken son aşamada durdurulduğunu da söylemiş olayım. Konu hakkındaki aydınlatıcı olabilecek bir yazımız var:
Marvel Çokluevren DosyasıBattle Fever J sonrası bir diğer hayati değişiklik de kahramanların artık Cyborg olmamasıdır. Aynı dönemde çıkan cyborg kahraman temalı dizilerin çokluğuna bakılırsa bu bir ölçüde tekrara düşmemek için başvurulmuş olabilir. Ertesi sene yayınlanan Denji Sentai Denjiman (1980) serisinden itibaren ise seri isimlerinin daha akılda kalıcı olması için bir değişikliğe gidiliyor. Buna göre tüm serilerin isimleri -man yada -ger ile bitecek şekilde ayarlanıyor. Bu dönem, yani 80’ler Super Sentai formatının en öz halini aldığı yıllar olarak kabul edilebilir. Kahraman karakterleri öldürmek, taraf değiştiren kötülere yer vermek, aslen çakma bir tür uzaylı değil de türlü yollarla “patron” olmuş insanlar kullanmak, batılı oyunculara ve İngilizce diyaloglara yer vermek, hatta uzaylı kahramanlar kullanmak hep bu dönemde denenen fikirlerdir.
Özellikle Bubble Age dediğimiz 80’lerin son çeyreğinde senaryoyu bir süreliğine (1989’deki Kousoku Sentai Turboranger’den 1992’deki Kyoryu Sentai Zyuranger’e kadar, ara ara da olsa ayriyeten 90’lardaki bazı serilerde) devralan Toshiki Inoue’nin çocukları ürkütebilecek denli grotesk yaratık dizaynları ve karanlık konular işlemesi sebebiyle külliyatın bir süre formatından uzaklaşır gibi olduğunu söylemek yerinde olacaktır.