Battletech Evreni Hakkında Temel Bilgiler

Efendiler, bu yazımızda eğileceğimiz konu; bu yakınlarda oyunu çıkmış olan Battletech evreni olacak. Battletech’in ziyadesiyle eski bir evren olduğunu söyleyerek başlayayım. FASA’nın 1984 yılında çıkarttığı, devasa mech’leri kontrol ederek çatıştığımız bir masaüstü oyun olan Battletech’in 60 küsur romana da sahip olduğunu söylemeliyim.

Battletech evreni aslında Star League adı verilen bir imparatorluğun çökmesi ve sınırlarının beş adet mirasçı devlet tarafından kontrol edilmesiyle ortaya çıkan siyasal yapılanmaya sahip bir evren. Star League döneminden bu yana teknolojik olarak gerilediklerinden ötürü “Eski iyidir” kafası da var ki, gerçekten de öyle. Hanedanların elinde olan battlemechler yüzyıllardan beri yamalanıp, tamir görüp tekrardan faaliyete sokulan araçlar. Yeni mechler üretilse de eskisi kadar iyi olamıyorlar. Ancak bilim Warhammer 40K gibi teknodin haline gelmiş değil.

Bununla beraber bu evrenin feodal özellikler taşıdığını da söylemeliyim. Alegorik olarak baktığımızda mech pilotlarının şövalyeler olduğunu söylemek mümkün. Kitaplarda olan ve Inner Sphere dahilinde olan hikayeler daha çok hanedanların birbirleri arasında ve kendi içlerinde dönen taht kavgaları ekseninde süregeliyor. Inner Sphere dedim, bu kavram eski Star League gezegenlerinin oluşturduğu galaktik kadranı ifade ediyor. “Inner varsa outer da vardır” dediğinizi duyar gibiyim ki doğru. Daha sonrasında bu “toprakların” dışarısında kalmış olan Klanlar hikayeye dahil oluyor.

Yeni oyundan bir görüntü. Gayet gerçekçi değil mi?

Klanlar, Star League’in dağılma zamanında en başta ortalığı derleyip toplamaya çalışan, ama çabaları sonuçsuz kalınca “başlarım lan böyle işe” diyerek kendi sempatizanları ile beraber sınırların dışına giden Alexander Kerensky’nin ardılları. Klanlarda sıkı korunan bir kast sistemi bulunmakta ve bu genetik olarak da zorlanıyor. Savaşçı, bilim adamı, tüccar, teknisyen ve işçi kastları var ve tahmin edebileceğiniz üzere sadece savaşçı kastın mech kullanmasına izin var.

İlginç bir nokta bu adamlarda bir bloodname olayının olması. Klonlamanın ve genetik müdahalenin fazla olduğu bu toplumda soyadı diye bir kavram yok. Çeşitli kahramanlıklarla beraber klanları oluşturan savaşçıların soyadlarını almaya hak kazanıyor klan savaşçıları. Dolayısıyla bu adamların savaşa girerken motivasyonları bayağı fazla oluyor ki bu saldırganlıkları Klanlar Inner Sphere’i “kurtarmak” için döndüklerinde Star League sonrasında galaksiyi paylaşmış olan Mirasçı devletlerin (Successor state) başına bayağı bela oluyor. Tabii bu konuda Klanların teknolojiyi gerileten ve evrenin şu andaki halini almasını sağlayan 4 adet miras savaşına konu olmaması ve bu yüzden kıyasla daha iyi araç ve silahlara sahip olmaları büyük rol oynuyor.

Mech Çeşitleri

Neyse konuyu dağıtmadan ilerleyelim. Battletech evreninin assolistleri mechler ve mechwarriorlar ve kabaca bakıldığında yüzlerce mech çeşidi olduğunu söylemek mümkün. Bu mechlerin çeşitli konfigürasyonlarda sahaya sürülmesi işi iyice karıştırıyor. Ancak kabaca söylersek bu aletler türlü türlü silahlarla donanmış olarak sahaya çıkıyorlar ve her ne kadar bu evrende başka savaş aletleri olsa da üstünlükleri tartışılmaz halde. Temel olarak beş kategoride silah taşıyorlar:

  • Enerji
  • Balistik
  • Füze
  • Topçu
  • Diğer

FASA’nın takdire şayan detaya olan dikkatiyle aşırı fazla silah olduğunu belirteyim. Sadece enerji silahlarının sayısı 20 tane ki bu sayıya clan silahları dahil değil.

Atlas… ağır zırhlı ve tırnak uçlarına kadar dosta güven, düşmana korku aşılayan mech.

Mechlere enerji sağlayan şey Füzyon teknolojisi. Bu aletler birkaç kilo hidrojen ile on yıllarca yüksek enerji verebiliyorlar. Genelde bu reaktör mechlerin torso kısmına yerleştiriliyor. Ve en büyük sorunları da ısı. Zaten mechlerin en büyük sorunu ısınma sorunu. O yüzden oyunlarda falan hep bir “heat warning” geyiği dönmekte olduğunu hatırlatırım.  Bu yüzden de Mech tasarımlarında silahlara neredeyse denk bir biçimde heatsinklerin olması da bu yüzden. Zira aletler fazla ısındıkları zaman reaktörü aşırı yükleyip patlatmamak için shutdown’a girip soğumayı bekliyorlar. Ancak bu dezavantajı bir kenara bıraktığımızda şu bir gerçek: Enerji bir sorun olmaktan çıkınca bu aletlerin savaş alanında kullanımı mümkün hale geliyor. Bir de üstüne jiroskop eklenince yürüse de koşsa da uçsa da dengede olan bir silah platformu elde etmiş oluyorsunuz.

Tasarım Farklılıkları

Her ne kadar çoğu mech hümanoide benzese de bu tasarıma sahip olmayan mechler de var. Ancak genel olarak bir mech’in baş, gövde, kol ve bacak kısımları oluyor ve her yere silah koyabiliyorsunuz. Genelde enerji silahları tercih ediliyor zira savaştayken mermisinin bitmesi diye bir durum söz konusu değil. Bu enerji tipindeki en korkulan silah ise uzaktan hayvan gibi hasar verebilen PPC’ler (Particle Projector Cannon). Bunun haricinde roketler hala aktif bir rol oynuyorlar. Balistik ve Topçu kategorisindeki silahların da özel görev için takıldığını söylemeliyim. Genel olarak edindiğim izlenim yakın mesafe savaşın çok tercih edilmediği yönünde – tabii burada pilottan pilota değişen bir eğilim var.

Mechlerin sınıflandırması da şöyle yapılıyor:

  • Hafif Mech: 20-35 ton
  • Orta Mech: 40-55 ton
  • Ağır Mech: 60-75 ton
  • Saldırı Mech’i: 80-100 ton

Repair Bay’deki bir mech

Bir mechwarrior’un yapabileceği en tehlikeli saldırı Alpha Strike denilen şey. Bu saldırı metodunda pilot, ısıya mısıya falan bakmadan, elde ne varsa hedefine gönderiyor. Birkaç alpha strike sonrasında mechlerin ısı kapanışına girdiğini görüyoruz. Zaten bu da her daim kullanılan bir saldırı biçimi değil. “Lan zaten ölecez, bari karşıdakine olabildiğince hasar vereyim” denilerek kullanılıyor genelde.

Bu arada hanedan ve clanların haricinde paralı asker gruplarının da mechlere sahip olduğunu görüyoruz, ki son oyunda da böyle bir paralı asker birliğini kontrol etmekteyiz. Bu gruplar, bir nevi shadowrunner gibi, hanedan operasyonlarında falan reddedilebilir kaynak (deniable asset) olarak kullanılıyorlar veya hanedan ordusunun gitmesinin politik olarak sıkıntı olacağı yerlerde kolluk kuvveti olarak görev yapıyorlar.

Peki bu mechwarriorlar nasıl taşınıyor? Gezegene nasıl indiriliyor? Size burada Warhammer 40Ksal biçimde “Atmosferden atılıyolar hacı” demek istesem de böyle bir durum söz konusu değil. Bu aletler dropship denilen kargo gemileri ile gezegene indiriliyorlar ve bu dropshipler de kendilerini iyi biçimde koruyabilmeleri mümkün. Bu gemilerin tek görevi de mech taşımak değil (bizim oyunlarda karşılaştıklarımız öyle tabii de o ayrı) sistem içerisinde ticaret yapmak, yolcu taşımak gibi görevlere de sahipler. Ancak unutulmaması gereken nokta bu aletlerin FTL yapamadığı. Bunu da jumpshipler ile yapıyor bu evrendeki insanlar. Jumpshipler bu gemilere bağlanıyor ve sistemler arası gidip gelebiliyorlar.

Dropship, silahsız olmadıklarını söylemiştim.

Son Sözler

Bu kısa yazı dahilinde umarım size Mechwarrior evreni konusunda bir fikir verebildiğimi umuyorum. Romanları günümüz dahilinde fena eskimiş bir anlatıma ve senaryo akışına sahipler, oyunları ise genel olarak başarılılar. Son oyun hakkında bir fikrim yok ama oldukça güzel göründüğünü ve masaüstü ortamını yansıttığını söyleyebilirim, nitekim bu minvalde “ama çok yavaş akıyor combat” diye eleştiriler var ve belirtmem gerekir ki masaüstünde de böyleydi zaten. Ama oyunun güncellemelerinden okuduğum kadarıyla daha hızlı bir hale getirilecekmiş. Bakalım, hep beraber göreceğiz.

Bu arada Türkçe olarak hem oyunu tanıyabileceğiniz, hem de eğlenebileceğiniz güzel bir let’s play tavsiyesi istiyorsanız Mösyölerimiz Özgür Özol ve Ural Urgunlu’nun oynadığı  şu playlist’e alalım sizi:

Yorumlar